5.Bölüm
*Denemeliyiz...*"Burası mı?" Diye harabe mahalleye göz atan Rüzgar'ı onaylamıştım.
Ben önden hızlı adımlarımla ilerlerken o da kuzu kuzu peşimden geliyordu.
"Sana farklı gelmiştir burası. İstersen sen arabada bekle ben eşyalarımı alayım." Derken çoktan binanın girişine ulaşmıştık.
"Yok ben de gelirim de sen eski ailenle kalmıyor musun? Onların adresini biliyorum , burası değil."
"Hayır , tek kalıyorum." Diyerek kırık bina kapısını ittirerek içeriye girmiştim.
Rutubet kokan binanın dik ve dar merdivenlerinden zorlukla çıkıp evimin olduğu kata ulaştığımızda cebindeki anahtarı tahta kapının deliğine yerleştirerek çevirmiş ve açmıştım.
Ayakkabılarımı çıkartıp içeri girdiğimde o da beni taklit ediyordu.
Hâlâ çekiniyordum ama bir yandan da onların düşündüğü gibi el bebek gül bebek yaşamadığımı görmesini istiyordum.
"Sen geç otur." Dediğimde etrafa şaşkın bakışlarını atarak oturma odasındaki kırılmaya yüz tutmuş , ikinci el koltuğa yavaşça oturmuştu.
"Kombiyi kapatmış mıydın çıkarken? Baya soğuk ev." Dediğinde dönük bakışlarımı atarak cevap vermiştim.
"Kombide sıkıntı var. Uzun süredir çalışmıyor." Diyerek odama geçmiş ve büyük sırt çantama iki pantolon , bir kazak , iki t-shirt ve pijamamı koyduğumda rahatlıkla sığmış hatta yer artmıştı.
Kenardaki küçük çekmeceden iç çamaşırlarımı da alıp koyduğumda bitmişti bile.
Çantayı kapatıp kenara koyduktan sonra bir tane de poşet çıkartıp içine tarağımı , ilaçlarımı , ağrı kesici kremlerimi ve bitmek üzere olan şampuanımı koymuştum. Bir de kendi imkanlarımla çalışmak için aldığım iki üç kitap ve kalemi eklemiştim.
Çantayı ve poşeti alıp salona geçtiğimde Rüzgar'ı bıraktığım yerde görememiştim.
Elimdekileri kenara bırakıp mutfağa baktığımda Rüzgâr'ın buzdolabına baktığını görmüştüm.
"Ne yapıyorsun?" Dediğimde bakışları bana dönmüştü.
"Neden bu dolapta su , domates ve peynirden başka bir şey yok?" Dediğinde göz devirmiştim.
İlk defa mı boş buzdolabı görüyordu?
"Çünkü yok?"
"Kızım bunlarla beslenilir mi? Sen burada iyi hasta olmamışsın. Her yer rutubet , soğuk." Dediğinde kafamı iki yana sallayarak konuşmuştum.
"Her neyse hadi gidelim." Diyerek bıraktığım poşeti ve çantayı alarak kapıya çıkmıştım.
"Sadece bu kadar mı?" Diye şaşkınlıkla sorduğunda yeniden göz devirmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ • 00.00.01
Fiksi UmumTAMAMLANDI✔ "Selam! Artık kaç gün kaldığını saymayı bıraktım... Ama biliyorum az kaldı. Gidiyorum. Gitmek zorundayım. Ölüyorum... Her gün geçtikçe ölümün fısıltısını daha net duyuyorum... Duymak zorundayım. Bugün yine unuttum. Evimin yolunu unuttum...