Bu kitap +18 yetişkin içeriğe sahiptir
Kuma ve kadına şiddet aşağılama yoktur
Dudaklarına kapanmadan hemen önce fısıldadı Mardin'in sahibi Yıldırım Aladağ.
" Sen benimsin Cana sen bana aitsin"
Herkesin çekindiği korktuğu Mardin'in sahibi Yıldırım...
Yıldırım bey benim 2 inci kitabım yazım yanlışları var ilerde düzeliyor bebekler
Kuma aldatma vs yok rahat rahat okuyun
Bana destek olmak için beni takip edin Instagram hesabı Yasemin_bellaa Tiktok hesabı Yasemin_bellaa
Yorum yapıp beğenmeyi unutmayın öptüm by
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Uyarı Kitapta yetişkin içerik vardır şiddet cinsellik argo ve küfür barındırır.
Yazardan __________________________________
Mardin'in boz toprakları kaç hayat almıştı sahi. Kaç can gitmiş kaç ana ağlamıştı.
Kader yine örmüş ağlarını acımasız bir adamın insafına kalmıştı herşey.
Yıldırım bütün öfkesi ile dayandı Kemal Bey'in kapısına.
Bacısı onun oğlu Mehmet ile kaçmıştı, delirdi sövdü saydı. En son toplayıp adamlarını dayandı kapıya.
"Nerede oğlun kemal bey onun kanını akıtmak hak artık bana" diye bağırdı.
Kemal bey indi evinin terasından.
Oğlu yine yapmıştı yapacağını. "Bilmiyorum yıldırım ağa ne yaptı da sen böyle kapımıza dayanır oldun" ellerini önünde birleştirdi.
"Senin o şerefsiz oğlun kaçırdı Narini, gelse adam gibi istese yok mu diyecekti ha. Şimdi de bakayım bana nereden siktigimin şerefsizi" Yıldırım beyin mavi gözleri kanlanmıştı.
Yutkundu kemal bey, karşısında toy bir çocuk yoktu ki koskoca Yıldırım Aladağ vardı.
Onun acımasızlığı bütün Mardin'de duyulmuştu.
Oğlunun nerede olduğundan bir haberdi zaten. Anası akşam arkadaşlarında kalacak demişti.
Kız kaçırmak kim o kim hele ki yıldırım beyin kız kardeşini kaçırmak.
Yıldırım baktı karşısında ki adama belli ki onunda haberi yoktu oğlunun yediği haltlardan. Sıkıntıyla iç çekti. Delirecekti az kalmıştı zaten başında bir sürü dert vardı.
Derken en güvendiği adamı Cemal girdi içeriye.
"Beyim herkes toplanmış seni bekliyorlar"
iyice sinirlendi, onun derdi kimse duymadan Narini alıp eve götürmek sonra da usulünce evlendirmekti Mehmetle.
Şimdi eğer diğer ağalar toplandı ise çıkacak kararı az çok biliyordu.
"Toplanın gidiyoruz ama bu burada bitmedi kemal ağa bir oyun dönüyor ya elbet öğrenirim. O vakit kimin parmağı varsa keser alırım yerinden" deyip gitti avludan
Kemal beye hemen bir bardak su getirildi.
Yıldırım ise arabadan inip varmıştı konağa.karar belli idi çoktan. Ya düğün ya ölüm olacaktı.
İçi sıkıldı ruhu daraldı. Narini el bebek gül bebek büyütdüğü gül goncasının toprak olmasına izin vermezdi elbet.
Diğer yol ise daha beterdi. Herkes konuşurken yıldırım susuyordu.
Herşeyden önce Narini ve o iti bulması lazım gelirdi. Ondan sonra son kararı verecekti.
Derken koştur koştur cemal geldi içeriye "Bey'im bulduk yerlerini" derin bir nefes alıp ayağa kalktı.
"Son söz benimdir ağalar önce Narini bulmam lazım gelir. Ben size haber ederim"
Çok değil 1 saat sonra buldu yerlerini kapıyı kırıp girdi içeriye.
"Ağabey" diyen Narinin sesini duydu. Sonra yaşlı gözlerini gördü.
Oysa ne çok uğraşırdı ağlamasın hep gülsün diye. Gözünden sakınırdı onu.
Şimdi gözlerinde gördüğü korku acıttı yıldırımın içini bütün öfkesi toz bulutu olup uçtu gitti.
Aldı kollarının arasına sarıp sarmaladı öpüp kokladı sonra çıkarttı evden kaldı mehmetle baş başa....
*
Eve geldiklerinde önde narin arkasında yıldırım girdi içeriye Narin bakamadı babasının yüzüne hemen çıktı odasına.
Yıldırım geçip oturdu sedire kafasını arkaya yasladı.
Yorulmuştu bütün gün aklında olanlar yormuştu onu.
Babası Berzan ağa oturdu karşısına ne diyeceğini biliyordu Yıldırım uzatmadı o yüzden "kader" dedi içinden.
" Yarın topla ağaları baba " dedi hemen karşıda ki kendi evine geçti.
Duşun altına girdi. Doluya koydu almadı boşa koydu dolmadı narin nasıl olurda gider dedi.
Her ne kadar haz etmesede narin mutlu olsun diye göz yumardı o sikik herife. Zaten şu an yıldırımın isteği üzerine bir ahıra kapatmışlardı o kansızı. İyice haşat etmişti Yıldırım bütün hıncını almıştı.
Daha fazla durmadı çıktı banyodan beline bağladığı havlu ile girdi giyinme odasına giydi bir altını çıktı şu an tek istediği uyumaktı her şeyi yarın düşünecekti.
* Kemal beyse sıkıntı ile dolaşıyordu avluda. Haber gelmişti bulmuştu yıldırım oğlunu narine acır dokunmazdı ama oğlunun bütün kemiklerini kırardı.
Hala inanamadı oğlu nasıl böyle yapardı.Gelse dese görücü gider usulünce isterlerdi.
Lakin ne zaman sorsa oğlu yok derdi aklına gelen şey ile kaşları çatıldı yapmaz dedi bu kadarını da yapmaz.
Hemen çıktı odaya sündüz karısı pek bir sessizdi. Girdi içeriye karısını dua ederken buldu gözyaşları ile.
Sündüz ise yaptığı şeyin sonuçlarını düşündü yıldırım beyi kandırmak zordu ama değerdi eğer olursa kızı o konağa gelin ağa olacaktı.
Kendi de ağa kızı alacaktı zaten oğlu o kuş kadar aklıyla yapamazdı bu işi.
Herşeyi sündüz hanım yapmıştı Oğlu ana narini istemeye gidelim dediğinde "oğlum o kızı sana vermezler diye aklını yıkamış. Narini de kaçmaya ikna edin yoksa ayırırlar sizi " diyerek zaten saf olan oğlunu ikna etmişti.
Amma velakin saat uzadıkça korkmuyor değildi. Olacak dedi içinden ben nasıl istiyorsan öyle olacak.
*
Sabah olunca ağalar toplanmış bu iki gencin hayatına karar vereceklerdi.
Kemal bey tek oğlunun ölmesine nasıl izin verirdi içi içini yedi sabaha kadar.
Öte yandan berdel deseler kızını Yıldırım beyle nasıl evlendirirdi çok acımasız zalim bir adamdı Yıldırım bey nasıl kıyardı kızına öyle böyle etti sabahı giyindi üstünü iyi kötü etti kahvaltısını haber gelince kalktı ayağa tam kapıdan çıkarken en büyük kızı seslendi. "Baba berdel kabulümüzdür."
Yorumlar buraya Instagram hesabı Yasemin_bella Diğer hikayem Aziz beye de bakın derim
