12 [M]

6.9K 636 341
                                    


Summer Falter

Yazar: zuzuzu

Çeviri: minnikiniz

BÖLÜM 12

Yakın olmanın bir anlamı yok, diye Kyungsoo'nun içinden ufak bir ses ona fısıldadı. Dairelerinin düzenini ve temizliğini korumak dışında, Jongin için yapabileceği başka bir şey gerçekten yoktu. Bebe dünyadan nefret ediyordu ve neredeyse kendi hayatını da ziyan edip bırakmanın da eşiğindeydi. Sanki Jongin ömrünün kalan günlerine kendi kendini yok etmenin yollarını bulmak için uyanıp bunun için yaşıyormuş gibiydi. Günbegün, Jongin eve vücudunun herhangi bir yerindeki morluklarla, hafif bir yaralanmayla veya beti benzi atmış bir suratla geliyordu. Ve Kyungsoo genç olanın hayatına artık burnunu sokmayacağına dair lafta söz verdiği için ne yapması gerektiğini bilmiyordu. O kadar aptalca bir karardı ki. Artık her şeyi düzeltmek için elindeki en büyük fırsatı kaybetmişti. Bu fırsatın tam olarak ne olduğunu bile bilmiyordu zira bir kere Jongin için o sadece bir yabancıydı ve hayatına karışmak için ne bir sebebi ne de buna hakkı vardı.

O yalnızca bir kaplanla arkadaşlık etmeye çalışan ezik bir kediydi.

Fakat tüm bu çaresizliğe rağmen, Kyungsoo'nun kalbinin içinde ona kalmasını söyleyen daha yüksek bir ses vardı. Belki bir gün Jongin'in güzel gülümseyişini göreceğine dair hâlâ umudu vardı.

Yalnızca bir gülücük.

Sadece bir tane.

Ve gönüllü olarak gidecekti.

Kyungsoo düşüncelerini derse odaklamak için kendini zorlarken ağırca iç çekti. Bilgisayar bilimi, Baekhyun ile sınıf arkadaşı olmadığı tek ders idi. Geri zekâlı arkadaşı kulüp toplantısıyla çakıştığı için ilk dersten iki gün sonra dersi bırakmıştı, yani Kyungsoo üniversiteye başladığı ilk günden beri ilk defa sınıfta yalnız kalmak zorundaydı. Kendini fark ettirmemeye çalışarak, son sıradaki son sandalyeye oturdu. Ne yazık ki planları, okutmanın çift hâlinde yapılması gereken 4 haftalık bir ödev vermesiyle suya düşmüştü. Kyungsoo, en iyi arkadaşına yedi sülale düz giderken, yanında konuşan bir ses duyana kadar başını eğmişti.

"Eee, eş olmak ister misin?"

Bu bir kız sesiydi. Kyungsoo isteksizce başını kaldırdı ve güzel bir yüzle bakıştı. Bir saatten fazladır orada oturuyordu ama etrafındaki insanlara dönüp de şöyle bir bakmamıştı bile. İpek gibi kahverengi saçları, mükemmel şekilli burnu ve nemli dudakları olan kız, onun yanıtsız kalmasıyla başını yana eğdi. Kyungsoo gözlerini kırptı zira kız çok hoştu, onunla konuşan ilk kişi olmak için fazla hoş.

"Sanırım burada eşi olmayan tek ikimiz kaldık." Kız bir kez daha konuştu.

Kyungsoo ağzını açtı ancak diyecek bir şey bulamadı. Kısa süre sonra ders bitti ve herkes sınıftan dağıldı. Kız, ona bekleyen bakışlar atıyordu ve her ne kadar insanlarla haşır neşir olmaktan nefret ediyor olsa da, çok geç kaldığını tahmin ediyordu.

"Evet, tabi."

Kızın gözleri parladı. "Güzel!" Bir elini uzattı ve söyledi. "Bu arada ben Krystal Jung, çömezim."

Kyungsoo onunla tokalaştı. "Do Kyungsoo." Tek kaşını kaldırırken neden bir çömezin şimdiden 3. dönem dersini aldığını merak ediyordu.

Kız, onun kafası karışmış yüz ifadesini okumuş gibi gülümsedi. "Üstten ders alıyorum da."

Kyungsoo'nun, okulunun üstten ders verip vermediğine ilişkin bir fikri bile yoktu. Tembelce başını salladı. "Hm."

"Ödevimize nasıl başlamalıyız? Tüm programım tıklım tıklım dolu olduğundan sadece öğleden sonra müsaitim, oh bu arada hocanın bahsettiği programı nasıl indireceğiz? Veya program indirilebiliyor mu? Onun neden bahsettiği konusunda hiçbir fikrim yok ancak çabuk öğrenirim, eğer öğretebilirsen--"

Summer Falter ★ [ÇEVİRİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin