Summer Falter ★ [ÇEVİRİ]

5

Summer Falter

Yazar: zuzuzu

Çeviri: minnikiniz

BÖLÜM 5

Kyungsoo'nun içindeki duygular son derece kabına sığmaz bir haldeydi. Bu adam ona böyle bakarken direnmeyi nasıl sürdürebilirdi ki? Bir kutuda sahiplenilmeyi bekleyen başıboş bir köpek yavrusu gibi bakarken? Nasıl?

Yağmur, gri gökyüzünde yankılanan kükremesiyle şiddetini arttırmıştı, o anda Kyungsoo yalnızca kalbinin atışını duyabiliyor, yalnızca Kai'nin güzel yüzünü görebiliyor, yalnızca duvarlarının yıkıldığını hissedebiliyordu. Kai'nin kolları onun cevabını beklerken deli gibi titriyordu ve Kyungsoo daha fazla direnemeyecekti. Tereddüt etmesine rağmen, nihayet gülleri kabul etti.

Kai, yıldırım çarpmış gibi bakışlarını kaldırırken aralık dudaklarından tek kelime çıkmıyordu. Kyungsoo, Kai'nin sanki milli piyangoyu kazanmış gibi bu kadar zafer havasına bürüneceğini beklemiyordu. Genç olanın dudakları onu aptal gibi gösteren bir gülümsemeyle gerilmişti, bu yüzden Kyungsoo güllerle kafasına vurdu.

"O kıt aklını hepten mi kaçırdın sen?!" Kyungsoo bağırdı.

Ama Kai sadece yüzünü sevimli bir biçimde kırıştırmıştı. "Evet kaçırdım." Dedi. "Seninle tanıştığım ilk günden beri kaçırdım." Kai, yalandan kafası acıyormuş gibi yaparken sataştı.

Kyungsoo homurdandı ve gözlerini devirdi ancak lanet olası tatlı sevgi sözcüklerinin, üstünde işe yaradığını inkâr edemezdi.

"Dilbaz seni." Şemsiyesini kaldırdı, böylelikle kendilerini delice yağan yağmurdan koruyabilecekti. Önündeki adam mutluluğunu saklayamıyor, ağzı kulaklarına varana kadar gülümsüyordu.

Ve belki de ona şu an yakın olma kararı almak kötü bir fikirdi.

"Yani..." Kai fısıldadı, sesi titriyordu. "Şimdi ciddi ciddi çıkıyoruz, değil mi?"

"Sırf az önce çok sefil göründüğün için, yani evet." Kyungsoo pufladı.

Kai hoşnutça başını salladı.

"O zaman erkek arkadaşın olarak ilk öpücüğümü alabilir miyim?"

Kyungsoo'nun gözleri otomatikman pörtledi. Kai, gözleri büyürkenki tepkisine ve kıpkırmızı olmasına kıkırdadı. "Burada mı?" Kyungsoo afallamıştı.

"Evet. Yağmurun altında."

Böylesine davetkâr dudakları nasıl reddedebilirdi ki? Kyungsoo aniden göğsünden tırmanan baş döndürücü duygular hissetti. Kai'nin ıslak dudaklarına bakarken yaklaştı, aralarındaki mesafeyi kabul edebileceğinden daha fazla istiyordu.

"Şemsiyenin altında olmalıydı, aptal." Dedi.

Sözlerini evet olarak kabul ederek, Kai eğildi ve parmak ucuyla çenesini kaldırdı. Kyungsoo'nun hızlanan kalp atışları bulanık gözlerini gerginlikle kapattırırken, Kai yavaş hareketlerle yaklaştı. Bir vuruş, iki vuruş, üç vuruş... Ama dudaklarına dokunan bir yumuşaklık yoktu. Bu yüzden hemen gözlerini açtı ve gördüğü şey ona bakan yaramaz bir çift göz oldu. Bu onu aniden kızdırmıştı ve Kai de onun yüzündeki kıymetli hayal kırıklığından memnun görünüyordu.

"Of!" Kyungsoo, Kai onu yakalamadan önce utançla homurdandı.

"Önce benden hoşlandığını söyle." Kai talep etti.

Kyungsoo'nun ağzı komik bir biçimde açıldı. Durum neden aniden onun aleyhine dönmüştü ki?

"Beni öpüp öpmemen umurumda değil tamam mı! Hıh!"