14

214 8 2
                                    

Merhaba arkadaşlar ne kadar oldu bölüm atmayalı ...     Çok zaman geçti biliyorum hikayeyi gerçekten okuyup bölüm bekleyen arkadaşlardan özür diliyorum . Yıldıza basarak bölümü oylarsaniz beni mutlu edersiniz .🌟

____________________

Yağız ' ın yanında huzurlu bir uyku uyuyumamın üzerinden tam 8 gün geçmişti . Kimse o günle alakalı bana hiçbir şey sormadı . Okuldan eve evden okula gidip geliyorum hergün Erezle olan dedikodularımız, ikizim Denizle birbirimize dahada bağlanmıştık. Şu sekiz günde herşeyin normal bir şekilde ilerlediğine inandırdım herkesi Barkın abim , Alkım ,Arkın ,Pars benim için hep endişelendiler . Beni bu kadar önemsemeleri ağlama isteği uyandırıyor . Deniz nasıl tarif edebilirim bilmiyorum ama o tam bir kardeş ...Temelli gidiyorum . Bu şehri ,anıları , yaşanmışlıkları ,
acıları , belkide mutlu olduğum anları bile unutmak için gidiyorum .
Babam ve Hakan amca yani eski babam demeliyim herşeyi ayarladılar . Okulum , küçük bir ev , yeni bir şehir hatta yeni bir ülke abilerim ve ikizim bana çok kızacaklar biliyorum ama gitmek herkes için en çokta benim için iyisiydi . Birkaç eşyamı yani benim için önemli olanları çantama kattım .
Uçağın kalkmasına daha iki saat vardı . Yağız'ı görmek yani son kez benim için en iyisi olurdu . Hazırlanıp eşyalarımı kattığım çantamı da aldım.

Mezarlığa  geldiğimde girişteki bekçiden başka kimse yoktu . Mermerin kenarına oturdum ve ona olan sevgimi yine her zamanki gibi dile getirdim . Sanırım insan ne kadar kaybettiğinin farkında olsada bazılarımız hiç kaybetmemişiz gibi devam ediyor.
En sevdiğim tokamı mezarın üzerine bıraktım , şişedeki suyla ise mezarı suladım , ona dua ettim tanrı bir gün Yağız ve beni eminimki buluşturacaktı. Onun unutmaya başladığım yüzünü sırf hatirlalayabilmek adına  ikizini görmem lazımdı .

1saat sonra

Yiğit' i bulmam zor olmamıştı .Instagram adını yazmıştım ve hesabını bulup ona mesaj yazmıştım . O ise şu an karşımda bana yine nefret parıltısı olan gözlerini kırpmadan bakıyordu .

Yiğit : beni neden çağırdın Derlecik !..

Derle : ben sadece

Yiğit : sen sadece ne yağizi öldüren sizsiniz ve şimdi beni çağırıp kendini mi savunacaksın

Derle : Gidiyorum yiğit ...

Yiğit : nereye ?

Derle : Moskova'ya

Yiğit : her şey senin için çok kolay değil mi ? Gitmek ve herşeyi ardinda bırakmak

Derle : öyle ya da değil sadece bazı şeylerin anıları hatırlatıp canımı yakmasını istemiyorum

Yiğit : benim gibi değil mi ?

Derle : kısa keseceğim sadece ben son kez seni görmek istedim Yağız'ın  yüzünü son kez hatırlamak .

Yiğit : Peki yeni ailen  ne olacak

Derle : Tam bir hayal kırıklığı olarak kazınacağım akıllarına

Çantamdan çıkardığım birkaç fotoğrafı ona uzattım .

Yiğit : bunlar ne ?

Derle : Yağız ve benim küçükken çektiğimiz fotoğraflar  seninde bakmaya hakkın var

Yiğit : sağol , ne zaman gidiyorsun ?

Derle: yarım saate uçağım kalkacak hatta şimdi gitsem de iyi olur hoşçakal

Yiğit : güle güle

Herşey son mu bulmuştu ya da ben öyle zannediyordum . Son kontroller için görevliye pasaportumu uzattım ve uçakta ki yerime oturmuştum . Bazı gidişler insanları yaralardı ya da esas yara alanlar zaten gidenler değil miydi?


___________________

Kısa bir bölüm kusura bakmayın elimden bu kadarı geliyor .
Kendinize iyi bakın hikayenin dewamini yazma konusunda baya karmaşığım kendinize dikkat edin :')

DERLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin