My Safe Place

133 12 3
                                    

"Onunla kurduğunuz sahte senaryoların gerçek olması için ne verirdiniz?" Önümdeki kalabalığın içinden ince bir kadın sesi yükseldi. Nasıl bir cevap vereceğimi düşündüğüm sırada yanımda oturan psikolog Bay Lee benden önce cevapladı kadını. "Yalnızca kitap hakkında soru sorunuz lütfen"  Daha sonra bana dönüp o sıcacık gülümsemesiyle baktı yine. Sorun olmadığını gözlerimi açıp kapatarak ve gülümseyerek belirttim.

Kitabı yayımlamaya karar verdiğim zaman artık birilerine söylemem gerektiğini düşünüp Yoongi hyunga anlattım. Doğal olarak Jimin de öğrendi. Onlarla aramızdaki sorunu hallettik. Gerçi, olanları bir sorun olarak adlandırmam ne kadar doğru bilmiyorum. Belki de bir sorundu ve çözüldü demek kolayıma geldiği içindir. Jimin'in ailesi onun eşcinsel olduğunu öğrendiğinde büyük bir kavga etmişler. Yani onun hakkında bildiklerim eksikmiş hep. Bu konuda ona kızmadım. Buna hakkım yok. Kimse kimseye ailevi sorunlarını anlatmak zorunda değildi sonuçta. Jimin lise döneminde fark etmiş karşı cinse ilgi duymadığını. İlk başlarda inanamamış kendine. Okulda ondan hoşlanan bir kızı öpmüş önce. Aynı gün gittiği bir barda hoşuna giden barmeni öpmüş. Hatta ilk sevgilisi olmuş o barmen. Bilmediği, deneyimlemediği ama içten içe yapmak istediği ne varsa yapmışlar birlikte. Ailesi öğrendiğinde ettikleri büyük kavga yüzünden hep saklamış. Jimin, şehir dışında olmasına rağmen babasının yaptıklarından haberdar olduğunu fark edince, Yoongi hyunga bir şey olmaması için saklamışlar ilişkilerini. 

Her neyse onlara bu kitap mevzusunu söylediğimde doktora gitmem gerektiğini, zaten hastaneden çıktığımdan bu yana normal davranmadığımı söylediler. Kendi açımdan her şey normaldi, evet. Fakat dışarıdan bakıldığında işler hiç de öyle değilmiş gerçekten. Ben geceleri gökyüzüne bakıp yıldızlarla ve ay ile konuşurdum. Taehyung oradaydı çünkü, biliyordum. Beni izlediğini hissediyordum. Rüzgarla severdi saçlarımı. Ay'ın ışığıyla öperdi her yerimden.Yağmur yağdığı zamanlarda ise sarılırdı bana sımsıkı. Sık sık yağmur yağmadığından özlerdim onu. Sayardım bana sarılmadığı her günü tek tek.  Bir gün gece odamın balkonundan Ay'ı izlerken, oturduğum sandalyeye çıkıp mermerden yapılmış balkon duvarının üstüne çıktım. Uzun zamandır yağmayan yağmur yüzünden, Ay'a doğru Kollarımı kocaman açmıştım yine. İşte tam o anda Jimin geldi odama. Korktuğunu titreyen sesinden anlayabilirdiniz. Haklıydı. Kim arkadaşını balkon duvarına çıkıp kollarını iki yana açmış hâlde bulsa korkardı.

"Dur Jungkook, ne yapıyorsun?!" dediğini hatırlıyorum. Benim için o an yaptığım sıradan bir şeydi artık. Fakat yeni yeni anlıyorum benim için neden bu kadar endişelendiklerini.

"Biriktiriyorum" diye cevaplamıştım onu.

"Neyi Jungkook? Ne diyorsun? Düşeceksin şimdi in hemen oradan!"

"Sarılmaları" dedim sanki beni anlayacakmış gibi. Hep söylerim onun galaksisinde kaybolduğumu. Kaybolmuştum yine. Farkında değildim yaptığım şeyin, dışarıdan bakıldığında her an intihar edebilecek biri gibi durduğumun. Benim için olağan bir şeydi. Fakat ne Jimin için ne de Yoongi hyung için olağan bir şey değildi.

Jimin bilirdi benim Seul'e olan hayranlığımı. Gitmek istediğimi bilirdi. Yoongi hyungla birlikte sürpriz yapıp uçak biletlerini koydular bir gün kahvaltı sofrasına. Gerçek olmasa bile anılarım vardı benim o şehirde.  Biletteki Seul yazısını gördüğümde donup kaldığımı hatırlıyorum. O sırada Yoongi hyung "Namsan kulesine de gideriz. Hep merak ederdin oranın manzarasını" demişti. Dudaklarımdan yalnızca bir kelime çıktı. Tekrar edip durdum bozuk bir plak gibi. "Hayır,hayır,hayır,hayır..." Sonrasında ne oldu bilmiyorum. Yatağımda uyandım. Kimse konuşmadı bir daha Seul hakkında. Ne onlar sordu ne ben anlattım. Üç maymunu oynadık böyle bir süre. Bunlar yalnızca bir kaç örnek. Buna benzer bir çok olay yaşamışız meğer. Ben rüyamdaki Taehyung'la yaşamaya başlamışım. Dışarıdan gerçekten de sağlıklı bir birey gibi görünmüyormuşum. Hani bazen çok güzel bir rüya görürsünüz ve en güzel yerinde uyanırsınız ya. Uyanmak istemezsiniz ve hemen gözlerinizi kapatıp hayal ederek o rüyayı devam ettirmeye çalışırsınız. Aslında yaptığım buymuş sanırım. Tek farkı, o rüyayı sadece benim bildiğim ve hayal ederek değil de gerçek hayatta devam ettirmeye çalışmamdı.

My Safe Place TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin