Sabah uyandığımda alışık olduğum manzarayla karşılaşmamamın vermiş olduğu şaşkınlıkla doğruldum yatakta. En son ne yaptığımı, buraya nasıl geldiğimi düşündüm.
En son evdeydim ve Jimin ile Yoongi...ahh hatırladıkça delirecektim.O manzaradan sonrası yoktu hafızamda. O an sadece o evden çıkmayı düşünmüştüm. Başka bir yer veya başka bir şehir...
İyice açılmak için yataktan kalktım ve banyo olduğunu düşündüğüm kapıyı açtım. Hiçbir yer tanıdık değildi. Yüzümü soğuk suyla yıkayıp kendime gelmeliydim. Odadan çıkıp mutfağı aramaya başladım ve evin büyük olmamasına sevinmiştim açıkçası. Kafam patlayacak gibi hissediyordum. Sanki günlerdir uyuyor gibiydim. Tüm dolapları kurcalayıp bulduğum kahve ile kendime gelmek adına sert bir kahve hazırladım. Salondaki koltuğa oturup düşünmeye başladım.
Sevgililerdi. Jimin ve Yoongi hyung sevgiliydi. Saklıyorlardı. Ailesinden ya da çevresinden neden sakladığı umrumda değildi. Benden niye sakladılar ki. Onca zaman Jimin'den hoşlandığımın farkındaydılar, ama sustular. Hasta olduğum için demişti Jimin. Acımışlar bana. Böyle mi görünüyordum yani? Aptal, aciz ve acınacak bir görüntüm mü vardı?
Derin bir nefes aldım ve dirseklerimi dizlerime yaslayıp başımı ellerimin arasına aldım. Başım cidden patlayacaktı. Dışarıdan gelen yağmurun sesiyle kafamı kaldırıp izlemeye başladım o kasvetli havayı.
Aldatılmıştım...hem de iki kere. Ne arkadaşlık duygusu ne de sevgi, artık hiçbirini barındıramıyordum içimde. Tüm duygularımı almışlardı benden. İlk önce arkadaşlık, ardından kardeşlik. En sonunda sevgiyide aldılar elimden.
Komik değil mi?
Her insanın hayatında olması gereken bu müthiş duygular artık bende yoktu. Hoş, olsun da istemiyordum.Gözlerimi kapattım. Belki de sorun bendeydi diye düşündüm. Çok mu saftım? Ya da aptal?
Kendimi onların yerine koyup, onların gözünden kendime bakmak istedim. En başından, ilk ihanetimden başlayıp bu son olaya kadar bakmalıydım kendime. Görmeliydim, hatanın bende olup olmadığından emin olmalıydım.İlk sevgilim Yogyeum. Beni en yakın arkadaşımla aldattı. Evet baya baya her boku beraber yediğimiz en yakın arkadaşım. O gün basit bir telefon görüşmesi yaptık aslında. Basit dedim çünkü Yogyeum telefonu bana beni sevdiğini söylemeden kapatmazdı. Geleceği için heyecanlıdır diye düşünüp üstünde durmamıştım o gün. Oturduğum koltuğa iyice yayıldım ve kendimi bir nevi transa sokmaya çalıştım. O güne geri gidip tekrar yaşamalı ve kendime şimdiki aklımla tekrar bakmalıydım...
-Yogyeum neredesiniz, gelmiyor musunuz daha?
-Yarım saate orada oluruz, sen geç kafeye.
-Tamam geç kalmayın çok özledim sizi!
-Bizde seni özledik, hadi kapatıyorum şimdi görüşürüz yarım saat sonra.
-Görüşürüz sevgilim.Yogyeum'la sadece bir aydır görüşmüyorduk ve bu en uzun ayrı kaldığımız süreydi. Liseden beri beraberdik lise bitince ben üniversite okumak istememiştim çünkü zaten hayalim olan mesleği yapıyordum.. Müzik!
Fakat diğerleri üniversiteye gitmek istediler. Yogyeum ve Mingyu aynı üniversiteyi kazandılar şehir dışında ama Eunwoo yurt dışında bir üniversiteyi kazandığı için onunla daha az görüşüyorduk.
Lisede okulun müzik grubundaydım ve Yogyeum' lada orada tanıştık. 4 kişilik müzik grubuz vardı ve biz çok yakın arkadaş olmuştuk. İşte lise bitince de bir kafe de sahne almaya başlamıştık. Yaz tatili boyunca dördümüz çaldık ve yerleşmeleri için erken gitmek zorunda kaldılar. Bizim grup gidince ben tek başıma devam etmek istemedim. Yoongi hyung okulda müzikle ilgilenen bir arkadaşının olduğunu çalışmak isteyeceğini söyleyince bizi tanıştırdı Jimin ile. Seslerimiz uydu ve beraber iyi bir ikili olduğumuzu düşündük kafede sahne almaya devam ettik .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Safe Place Taekook
Hayran KurguElimi kaldırıp parmaklarımı göz çevresinde gezdirdim. "Çok güzel" diye bir fısıltı çıktı dudaklarımdan. Dudakları kıvrıldı. Parmaklarım rotasını değiştirip kıvrılan dudaklarına doğru gitti. Usulca dokundum parmak uçlarımla ve devam ettim fısıldama...