Kafeden çıkıp eve geldiğim gibi salonda ki koltuğa atıvermiştim kendimi.
Hayatımı mükemmel bir düzene sokmuştum. Sanki, sanki sihirli değnekli bir peri etrafımda dolaşıyor ve ne istersem gerçekleştiriyor gibiydi. Çok mutluydum ve kolay adapte olmuştum sanırım. Bana tüm günleri otur anlat deseniz anlatamazdım. Bu unutkanlık mı, yoksa başka bir şey mi bilmiyorum.
Korkmalı mıydım?
Ya da doktora mı gitmeliydim?Gitsem bile ne diyecektim ki. "Zaman nasıl geçiyor anlamıyorum, yaşadığım çoğu şeyi hatırlamıyorum ama yaşadığımı biliyorum" mu diyecektim? Kendi kendime gülümsedim. Umurumda değildi. Bir şekilde düzenimi kurmuştum ve mutluydum.
Beakhyun'a artık sinir olmuyordum. Birden bire ona karşı samimi hissetmeye başladım. Aslında dışarıdan baktığınız zaman yakışıklı bir çocuktu. Çocuk diyorum çünkü beş yaşında biri gibi davranıyordu çoğu zaman. Dış görünüşü oldukça güzel bir erkekti. Cildi bembeyaz pürüzsüzdü ve benden biraz kısaydı. Evet yakışıklıydı fakat, hafif feminen giyim tarzıyla ve bebeksi yüzüyle bir erkeğe göre oldukça güzeldi.
"Onu kıskanıyoruz kabul et" iç sesimin ima ettiği 'kıskanma' kelimesi, parası puluyla ilgili değildi. Lise döneminde özendiğim ama cesaret edip giyemediğim giyim tarzıydı."Cesaretini kıskanıyorum doğru. Fakat bunun için yapabileceğim bir şey yok. Hala o cesaret yok bende" Dışarıdaki insanların tepkilerinden hep çekinirdim. İnsanların benim hakkımda ki düşünceleri benim için hep önce gelirdi. Lisedeyken de çevremde bir çok eş cinsel arkadaşım olmasına rağmen, cesaret edemezdim.
Chanyeol ile hala tam olarak tanışmadık. Üniversite okuyormuş yurt dışında. Ne zaman döneceği de belli değilmiş henüz. Beakhyun ve Chanyeol liseden beri arkadaşlarmış. Sehun ise Beakhyun'un çocukluk arkadaşıymış. Üçü de aynı üniversiteyi kazanmış fakat Beakhyun okumak istemediği için, isteği üzerine babasına bu kafeyi aldırmış ve işletmeye karar vermiş. Chanyeol ilk başlarda Beakhyun'a yardımcı olmak için sık sık geliyormuş Seul'e. Fakat dersleri sebebi ile uzun zamandır gelemiyormuş. Beakhyun uzun zamandır seviyormuş Chanyeol'ü, ama tam olarak açılamamış. Bu korumacı, sahiplenici tavırları nedeniyle Chanyeol'ünde kendisini sevdiğini söyler hep. Beakhyun'unun hayatı sanki kopyala yapıştır yapılmış gibiydi. Cidden çok fazla benzerdi hikayelerimiz. Fakat neden çocuk gibi davranıyordu ki?
Size bunları anlatıyorum çünkü biliyorum. Ama sadece biliyorum.
Bunları konuştuğumuz zamanı hatırlamıyorum. Dediğim gibi umurumda değildi ve daha iyi olan ne biliyor musunuz? Umurumda olmaması da umurumda değildi...Derin bir nefes aldım ve koltukta oturur pozisyona geldim.
Gözlerimi kapattım ve kapatır kapatmaz beliren silüet yüzünden hemen açtım gözlerimi. Neden sürekli aklıma geliyordu? Beni hep uzaktan izliyordu. Sadece izliyor.
"Ama neden?"
"Bilmiyorum ama kafayı yiyeceğim artık." Sürekli beni izlerken yakalıyordum,ben onu aramaya başlayınca ortalıktan kayboluyordu. Bu durum canımı sıkıyordu artık, hatta Beakhyun'a söylemeyi ya da polise gitmeyi bile düşünmüştüm. Bu düşüncemden kurtulmam kısa sürdü, çünkü...
"Hoşumuza gidiyor" dedi iç sesim. Derin bir nefes aldım. "Bu kadar açık sözlü olmak zorunda mısın?" Ayağa kalkıp mutfağa giderken söylenmeye devam ettim.
"Hayır anlamıyorum benim iç sesimsin benim. Hayatım boyunca bu kadar açık sözlü değildim ben. Sen nereden öğrendin ki?" Hem sinirli,hem de şaşırmış bir şekilde isyan eder gibi mırıldandım. Cidden kafamın içinde bambaşka birisi yaşıyormuş gibi hissediyordum bazen."Ben senin iç sesinim Jungkook. Bu da demek oluyor ki, ben senin söylemek isteyipte söyleyemediğin her şeyi söyleyebiliyorum"
"Ben daha adını bile bilmediğim, bir kaç kere gördüğüm adamın altına yatmak istemiyorumdur! Evet yakışıklı, gözleri de güzel ama istemiyorumdur. Hem, hani güvenmek,aptallık falan yoktu?" Bağırarak söylemeye başladığım cümlemin sonunda kısılmıştı sesim. Resmen hayatıma giren her insana güvenir olmuştum. Tamam Beakhyun ile bir sorunum yoktu. Anlattığı kadarıyla Chanyeol'de iyi bir insandı. Fakat daha tanımadığım bir insan nasıl olur da beni bu kadar heyecanlandırırdı? Ve cidden bilinç altımda onunla... Hayır hayır bilinç altımda böyle düşünceler yoktur.
"Ohoo neler var neler. Duymak ister misin?
Ellerimle kulaklarımı kapatıp,kesin bir ses tonuyla "Hayır!!" diye haykırdıktan sonra şarkı mırıldanmaya başladım. İç sesimin söyleyeceği hiç bir şeyi duymak istemiyordum. Nasıl bu kadar arsız olabiliyordu tanrı aşkına!
Şarkı söylemeye devam ederek, kendime yiyecek bir şeyler hazırladım.Hızlıca atıştırdım ve vakit kaybetmeden odama ilerleyip yatağıma uzandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Safe Place Taekook
FanficElimi kaldırıp parmaklarımı göz çevresinde gezdirdim. "Çok güzel" diye bir fısıltı çıktı dudaklarımdan. Dudakları kıvrıldı. Parmaklarım rotasını değiştirip kıvrılan dudaklarına doğru gitti. Usulca dokundum parmak uçlarımla ve devam ettim fısıldama...