Felix günün sonunda evime gelmişti. Ama o kadar yorgundu ki yatağıma yattığı gibi uyumuştu. Evde 2 yatak vardı biri benim odamda diğeri de misafir odasındaydı. Evime misafir pek gelmezdi ama annemle babam yada kardeşim geldiği zaman orda yatarlardı. Evim 2+1 di ve bana gayet yetiyordu. Oturduğum yer biraz lüks bir yerdi. 21 katlı bir binanın 18.katındaydım. Eve giriş yaptığınızda sizi geniş bir salon bekliyordu. Fazla eşya olmayan sade bir yerdi.
Eğer salona tam girmeden duvardan sağa dönüş alırsanız uzun hole geçiş yaparsınız. İlk sağ tarafta mutfak vardı, biraz ilerleyince misafir odası vardı, odanın karşı çaprazında banyo ve tuvalet yanyanaydı ve en sonda ise benim odam vardı.Yanımdaki hareketlilikle o tarafa döndüm. Felix gözlerini ovuşturup etrafa bakındı.
"Saat kaç?" Televizyonda kanal değiştirip saate baktığımda akşamın sekizi olduğunu söyledim o ise başını sallamakla yetinmişti. Buraya saat 6 da gelmişti, yani 2 saat uyumuştu. Acıkıp acıkmadığını yada buraya gelmeden önce yiyip yemediğini bilmiyordum. Aç olacağını düşünüp götümün izi çıkan koltuktan kalktım.
"Acıktın mı?" Başını olumsuz sallayınca birşey demeden kucağına oturdum ve başımı boyun girintisine soktum. Huylanmış olacak ki boynunu eğip güldü. "Ne kadar acınasıyım." Sesim boğuk çıkmıştı. "Tatilimi bile evde geçiriyorum."
Aklıma gelen şeyle hemen başımı kaldırıp Felix'e baktım. "Sana demeyi unuttum bak. Hani geçen gün mekana gitmiştik ya?" Başını dudak büzüp onaylayınca dudağını baş parmağım ve işaret parmağım ile sıkıştırıp devam etım.
"Oyun oynarken bir çocuk bana birisini öpmemi söylemişti, işte o bana yazdı." Felix hatırlamadığını belirtip kaşlarını çatınca parmaklarımı çektim dudaklarından. "Tabi sen sarhoştun hatırlamaman normal. Ve hâlâ çocuğa kendi götüne şaplak attırmamanı unutmuyorum." Kahkaha atarak söylediklerim üzerine beri kucağından yere atmış, götüme fazla sert sayılmayacak tekme atmıştı.
Mutfağa ilerlerken ne yazdığını sorunca kalkıp arkasından mutfağa ilerleyerek herşeyi anlattım. O ise gülüp ikimize de kahve yapmaya başlamıştı. Sandalyeye oturup ayağımı sandalyeye koyup çenemi dizime yasladım. "Demek öyle." dedi Felix kahvelerin suyunu bardaklara dökerken.
"Sana talip çıktı desene."
"Sana da arkadaşlarından bulsak mı acaba?" Kahvemi önüme koyup kendi yerine gidecekken kalçasını tokatlayıp sormuştum.
"Var mıdır ki bana göre?"
"Gönderilerinin altında hep bahsettiği vasıfsız bir yakın arkadaşı var. Hesabı gizli ama prıfilinden gördüğüm kadarıyla yakışıklı." Kahvemi içerken Felix'in düşünceli halini izliyordum. Dediklerimi tartıyor gibi görünüyordu.
"Minho denen çocuk sana ilgiliyse onu çağırdığında kabul edecektir." Elimi anlıma vurup göz devirdim. Felixten çıkacak şeyde bu olurdu zaten. "Hem dersin ki bir arkadaşım daha var evde birilerini getirebilirsin." Aslında, düşününce mantıklı geliyordu. Ama Minho'yu daha bir kez görmüştüm ve biraz da mesajlaşmıştım.
Felix benim emin olamadığımı fark etmiş olacak ki ısrar etmiş, ne olacağını söyleyip beni ikna etmişti. Beklemesini söyleyip salonda ki masanın üzerinden telefonu alıp mutfağa gittim ve Felix'in önünde durdum. Kendimi sandalyesine koyduğu dizine yaslayıp mesajlara girdim.
hanjiji:
Hey Minho!Ne zaman cevap vereceğini bilmiyordum ve eğer geç cevap verirse yarın veya başka bir gün için buluşma isteyecektim. Telefonu kapatıp masanın üzerine koydum. "Geç cevap verirse yarın yada başka bir güne buluşmayı isteyeceğim." Felix bana bakarak onaylayınca saçlarını okşadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙈𝙞𝙙𝙙𝙡𝙚 𝙤𝙛 𝙩𝙝𝙚 𝙣𝙞𝙜𝙝𝙩 | MINSUNG |
Fanfictionhanjiji: Kimsin sen? Felix? youknow: Hayır Felix değilim hanjiji: Pekala Kimsin? youknow: Seni beğenen ve altına almak isteyen birisi ♡'・ᴗ・'♡ hanjiji: Dedecim başka birisi mi yoktu?