Felix'in yüzünü ellerimin arasına alıp gözyaşlarını sildim. Chan'ın ölümünü öğrenmesinin ardından 2 yıl geçmişti ama hâlâ aynı hüzünü taşıyordu. Bazen normal davranıyor, bazen ise aklına Chan'ın geldiğini söyleyip sürekli gülümsüyor yada tam tersi ağlıyordu.
Gözlerim Minho'ya takılınca hüzünle gülümsediğini fark ettim. O da aynı hüznü taşıyordu. Diğerleri ile de bazen görüşüyorduk. Biz üçlü olarak Avustralya'ya taşınmıştık. Felix başta bizi tek yollamak istese de sonunda ikna edip buraya getirmiştim. Hem burası onun, annesinin memleketiydi neden gelmesin ki?
Benim ailem ise işte bazen buraya tatile geliyordu. Annem Minho ile çok anlaşmıştı. Sürekli birşeyler hakkında konuşuyorlardı. Minho anneme mobilya gönderdiğinden beri annem onu daha çok sevmişti. Babam ise Minho'yu resmen benden çok seviyordu. Aradığı zaman sürekli Minho oğlum yanında mı? diye soruyordu. Sanki ben onun oğlu değildim.... Kardeşim ise sürekli Minho ile oyun oynamak istiyordu.
Yavrum senin de benim gibi kıskanman gerekmez mi? Annenle baban başka birisini senden daha çok seviyorlar, ona daha çok ilgi gösteriyorlar diye? Bu çocuk bozuk. Gerçekten.
"Ben yatmaya gidiyorum. Sizde geç olmadan yatın." Ve Felix. Bize çok annelik ediyordu. Minho onun kayınvalide gibi olduğunu söylemişti. Biraz haklı olabilirdi aslında. Onun yanında çok fazla öpüşemez, koklaşamaz, ve temas kuramazdık. Bazen hiç sevişme seslerimizi duymamış gibi, yada yakınlaşmamızı görmemiş gibi davranır ve alttan alttan gülümserdi. Bu arada sigara ve alkolü bırakmıştım. Biraz zorlasam da... Minho da bırakmıştı. Felix ise daha az içiyordu eskisine göre. Biz de işte özel kutlamalarda falan içerdik, o da birazcık.
Ayağa kalktığında götüne şaplak atıp hızla Minho'nun yanına attım kendimi.
"Hiç bana güvenme aşkım. Felix ikimizi birden yer harbi." Dudak büzdüğümde Minho sanki az öncekini hiç dememiş gibi Felix'e kötü bakışlarını atıyordu. Felix gözdevirip üst kata çıktığında Minho'ya döndüm. Elimi çenesinde gezdirip bana bakmasını sağladım.
Gözleri bana döndüğünde gülümsemesi kesilmiş, yutkunup bana bakmıştı. "Felix her an sevişmemize dalacakmış gibi hissediyorum." Minho'nun dudaklarına birkaç yumuşak öpücük bırakıp saçını geriye attım.
"Ne zaman daldığını gördün ki?" Omuz silktiğinde dudaklarımızı tekrar birleştirdim. Öpüşümüz derinleşince kucağıma oturup dudaklarımızı ayırdı.
"Aklıma seme olacağımı söylediğim zamanlar geldi." Gülüp ellerimi beline yerleştirdim. "Sanırım altta olmak, hatta senin altında olmak en iyi şey." Kalçasın şaplak atıp yüzümü göğsüne yaslayıp kokusunu içime çektim.
"Seni çok seviyorum Han." Göğsüne küçük öpücük bırakıp bende işaretini verdim. "İyi ki seni tanımışım. İyi ki seni izlemiş, takip etmişim." Burnumu göğsüne sürttüm.
"Ayrı kaldığımız günleri hiç sevmiyorum." Başımı kaldırıp bükmüş olduğu dudaklardan öptüm.
"Bende hiç sevmiyorum."
Ellerini saçlarıma atıp oynamaya başlayınca başımı tekrar göğsüne yaslayıp gözlerimi kapattım. Elleri her işlevi görüyordu resmen.
"Şey, o zaman... Annenler ve bizimkiler gelecek." Kaşlarımı çatıp Minho'ya baktım. Alt dudağını ısırıp bana bakıyordu. Dediğini idrak edince ağlamaklık bir ses çıkardım.
"Hadi ama yapmak böyle aşkım. Hem gelseler ne olacak ki?"
"Evi istila edecekler. Benim dengeli beslenmemi bozacaklar, seninle istediğim zaman sevişemeyeceğim, öpüşemsyeceğim-" Elini ağzıma kapattığında susmak zorunda kaldım.
"Birşey olmaz. Yarın inerler uçaktan zaten. Almaya gidersin değil mi? Bende kahvaltı falan hazırlarım. Felix ise... Onu bilmiyorum. Neyse."
Tekrar ağlamaklık sesle onayladım. Ardından sırıttım.
"O zaman onlar gelene kadar eğlenebiliriz!"
"Ya ama daha sonra düzgün oturamıyorum!" Dudaklarımızı birleştirdiğimde sanki itiraz eden kendisi değilmiş gibi karşılık verdi. Bazen kendimi ondan yaşça büyük hissediyordum....
Azıcık eğlenmekten birşey olmaz. Değil mi?
Bu bölüm kıpkısacık oldu ama olsun
Düşünceleriniz neler?
Buna ayrı bi yükseliyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙈𝙞𝙙𝙙𝙡𝙚 𝙤𝙛 𝙩𝙝𝙚 𝙣𝙞𝙜𝙝𝙩 | MINSUNG |
Fanfictionhanjiji: Kimsin sen? Felix? youknow: Hayır Felix değilim hanjiji: Pekala Kimsin? youknow: Seni beğenen ve altına almak isteyen birisi ♡'・ᴗ・'♡ hanjiji: Dedecim başka birisi mi yoktu?