Özgürlüğün hazin girdabı...Bismillahirrahmanirrahim
Taksici genç kızın önünde durdu. Adamın kendisini arabasına almayacağını düşünüyordu çünkü içtiği her neyse midesinde ne var ne yok hepsini çıkarmıştı ve gece mavisi uzun elbisesi de bundan nasibini almıştı. Ağlamaktan şişen gözleri,az önce yaz yağmurunda ıslanan saçları ve her yeri çamur ve kusmuk olan elbisesiyle kim olsa almazdı. Binmeden önce seslendi.
'Biraz kirlenmiş olabilirim. Koltuklarınızın kirlenmesinden rahatsız olur musunuz?'
Adamın kendisine dönmeden seslenmesiyle bindi arabaya. Buyurun lütfen demişti. Ses tonu adam değilde genç bir oğlanı anımsatıyordu. Şapkasından taşan kumral saçları ve geniş omuzlarıyla da kanıtladı.
Kapıyı arkasından çekerken kötü koktuğunu biliyordu. Hemen yanında küçük camı açarak şöförün rahatsız olmasını engellemeye çalıştı. İçki,yağmur ve kusmuk üçlemesinin yanı sıra hortlağa benziyor da olabilirdi şu haliyle ki genç alışmış olmalıydı bu koku ve görüntüye. Zira taksiciler sık karşılaşıyordu kendisi gibi baba parasıyla büyütülmüş,soluğu bar ve partilerde alan şımarık veliahtların bu perişan hallerine..
Açık camdan esen rüzgara verdi yüzünü.
'Ah benim güzel yavrum. Ne yaptılar sana ceylanımmm'
Anneannesinin annesinin vefatı üzerine hiç gelip kendisini sormaması ve kendisini babası olacak canavarla bir başına koymasının üzerinden 15 sene geçmişti. Annesinin ölümünün üzerinden 15 sene.. Babasının yeni eşi olan dadısını tanıtmasının ardından 15 sene!!
'Biliyor musunuz? İnsanlar çok acımasız ve bencil.'
'Biliyorum. İmtihan dünyasındayız.'
Adamın net cevabıyla şaşırsa da kendisine cevap veriyor olması sevindirmişti. Bir yabancıyla ilk sohbetiydi belki bu.
'İmtihan edileceksek ve bu imtihanın sonucunu kader yoluyla tanrı biliyorsa neden geldik ki? Bu adaletsizlik değil mi?'
'Değil yaradan bize bunun kendi seçimlerimize dayalı bir son olduğunu baştan söyleyince adaletsizlik olmuyor. Eğer sonunuz belli dese ve biz ne yaparsak yapalım o belli olan sonu değiştiremezsek adaletsizlik olurdu.Yaradanın bilmesi senin vereceğin kararları olumlu yönde etkiler. Gideceğin yolu o biliyor ve görüyor diyerek değiştirebilirsin.'
'Saçmalık! Tanrının acımasız olduğu gerçegini hiçbir akıl yöntemiyle değiştiremezsin. Baksana insanlık karmaşada ve o sadece bizim debelenmemizi,birbirimizi yememizi izliyor.'
'İnsanlık bunu kendisi yapıyor. Şöyle düşün; bir oyun kurucu oyunun kurallarını belirleyerek bir oyun kuruyor. Eğer kuralları söylemese de yollasa oyuna bu adaletsizlik olurdu. Ama kuralları söyleyerek ve sonunu belirleyecek kişilerin de oyuncu olduğunu belirterek başlatıyor oyunu.. Oyuncular kural ihlalinde bulunursa ne kadar kazandığını zannederlerse zannetsin izleyeni olduğu için cezasını çekecek farkında değil. Oyunu kuralıyla oynayan ne kadar acı çekerse çeksin ve geride kalırsa kalsın yine izleyeni tüm bunları değerlendirecek ve hakkını verecek. Seçilen yollar oyuncuların,o yolu koyan ve herkese hakkını verecek olan oyunu belirleyenin görevi. Biz oyuncuyuz. Seçtiğimiz yollar bizim kararlarımız ve hakkımızı elbette alacağız.'