¬ Lütfen hayalet okuyucu olmayın
¬ Keyifli okumalar ✨
Kookoo ile birlikte çıktığımız gezintiden sonunda dönebilmiştik. Tasmasının ipini çıkardığımda koşturarak içeriye girmişti. Evi seviyordu hem de fazlasıyla.
Onun arkasından bakıp gülümserken çoktan eve girmiştim bile. Daha bir şeyler yemediğim için mutfağa yönelip kendime atıştırmalık hazırladım. Yemeğimi yerken sosyal medyada geziniyordum, bitirdikten sonra ise dışarıda aklıma gelen terapistin verdiği ilacı içmek için dolaba yöneldim.
"Jimin bir bakar mısın?"
"Geliyorum Kookie."
Hap kutusuna yöneldiğim anda başıma dank etti. Kalbim ağızımda atmaya başlarken resmen tutulmuştum. Dolabın kapağını kapatıp etrafıma bakındım ama kimse yoktu. Ses çok net bir şekilde Jungkook'un odasından gelmişti.
Boğazımı temizleyip derin nefesler alarak Jungkook'un odasına doğru yöneldim. Kapının önüne geldiğimde kalbimin bu denli hızlı atması beni fazlasıyla rahatsız etmişti, aldığım nefesleri verip kapıyı açtım.
Tabiki de sonuç hüsrandı...
Oda bomboştu ama Jungkook hiç gitmemiş gibi hissetmek bir anlığına bile olsa güzeldi. Düşüncelerimi başımdan atıp kendime gelmeye çalıştım.
Resmen deliriyordum. Saçlarımı karıştırıp oflayarak odada göz gezdirmiştim. Sonra tekrar aynı şey olmuştu.
"Jimin-shii, seni bekliyorum hala."
Bu sefer aceleyle sesin geldiği yere doğru gittim. Salona girdiğimde oranın da boş olmasıyla çıldırmak üzereydim.
"Gel ya da git böyle yapma."
Dizlerimin üstüne çöküp ağlamaya başlamıştım. Delirmek istemiyordum ama Jungkook'un benden tamamen gitmesini de istemiyordum.
Tutanacak tek bir dalım vardı tamamen kırılmıştı.
¬ Vote vermeyi unutmayın ✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1:23 | Jikook Au
Fanfiction- Tamamlandı - Yıllardır karşılıksız aşkını içinde yaşayan Jimin, bir gün Jungkook'un öleceğini bilemezdi.