Kafeye geldiğimizde Cem biraz daha yumuşamıştı ama az sonra diyeceklerimden sonra ne yapacağını tahmin bile edemiyorum.Derin bir nefes aldım çünkü az sonra söyleyeceklerim bir yıkım etkisi yaratacaktı.
"Cem bak ben bu kararı öyle çok kolay vermedim.Senin,benim hatta Eylül ve Barlas için en iyi olan bu."dedim ve sözümü devam etmeme izin vermeden konuşmaya başladı.
"Ben senin sevgilinim ve Amerika'ya gideceğini ilk önce Barlas'a değilde bana söylemeliydin.Benim takılı kaldığım nokta bu."sesinden sinirli olduğunu anlamak çok kolaydı.Bağırmıyordu ama hızlı hızlı nefes alıyordu.
"Haklısın.İsteyerek söylemedim Barlas'a bunu bil.Hepinize birlikte söyleyecektim çünkü bunu söylemek sandığın kadar kolay değil."dedim.
"Neden gidiyorsun Amerika'ya?"diye sordu Cem.
"Ben hastayım bunu biliyorsun.Bu öyle hafife alınacak bir hastalıkda değil.Tedavi olmam gerekiyor ve bu sefer işe yaracağını düşünüyorum.Eğer soracak olursan tek sebep bu değil.Bu şehirden uzaklaşmam lazım.Buna ihtiyacım var."
"Barlas için değil mi?Başından beri ona aşıksın.Bunu biliyorum ve bu canımı acıtıyor."
"Cem ben üzgünüm.İstediğim şey senin kalbini kırmak değildi.Hatta belkide seninle kalbini kırmamak için sevgili oldum,bilmiyorum.Bildiğim tek şey sana Barlas'a karşı hissettiğim şeyleri hissetmiyorum.Bizim tanışmamız tuhaf oldu.Doğum günüm için hazırlık yaparken tanıştık.Ben hayvan gibi pasta yiyordum.E tabi elime yüzüme bulaştırmıştım sonrasında olan oldu.Onu her gördüğümde kalbim vücudumla olan bağını kesip,bağımsızlığını ilan ediyor.Emin ol bu benim elimde olsaydı bunları sana karşı hissetmek isterdim.Sen bana değer veriyorsun.Barlas gibi tam öpüşeceğimiz sırada hastalığımdan dolayı beni göt gibi bırakmadın.Benim için yerin ayrı.Bu yeri kimse dolduramaz ama bu Barlas'ın olduğu yer gibi değil.Ben seninle olanları asla hata gibi görmüyorum.Belki sen öyle görüyorsundur,benim bir hata olduğumu düşünüyorsundur ki bunu anlarım.Ben bunca şey yapmasına rağmen Barlas'ı hata olarak görmüyorum.En yakın arkadaşıml asevgili oldu.Tamam dedim,ses çıkarmadım.Onlar mutluysa hiçbir şey yapamam dedim ama onlar yattı ve bu sefer bir şey yapabilirim,bu şehirden gidebilirim."dedim.Beni öyle dinliyorduki sevgilim değil en yakın arkadaşım gibiydi.Daha sonrasında gözünden akan yaşlar en yakın arkadaşım değilde sevgilim olduğunu yüzüme çarptı.
"Tamam sorun değil.Git tedavini ol.Bu sırada sadece kendini düşün.Her şeyi unut.Bunlarla gelince ilgileniriz.Artık sevgili değiliz,seninde istediğin bu zaten.Bundan sonra iki iyi arkadaşız ve şunu bil isterim sen benim için hata değilsin."dedi.Sonraki pişmanlığım tarif edilemez.Bu sırada yüzümü iki eline aldı ve başparmaklarını yüzümde gezdirdi.Yüzüme doğru yaklaştı
"Seni seviyorum ama sen nasıl izin verirsen o şekilde.Eğer yanında olmamı istersen buradayım,sen ne zaman istersen çağırman yeter.Bu kalp her zaman senin.Şu an sadece arkadaşınım ve bunu unutmayacağım söz."dedi ve yanağıma masum bir öpücük bıraktıktan sonra kendini toparladı ve oturduğu sandalyede doğruldu.Bu sırada masanın üstünde duran elinin üstüne elimi koydum.
"Anlayışın için çok teşekkürler."dedim minnet borçlu bir arkadaş gibi.
"Ne zaman gidiyorsun?"diye sordu.Dolmuş gözleriyle gözümğn içine bakıyordu.Gözünün içine bakmak kendimi suçlu hissettirdiği için gözlerimi kaçırdım ve kaçırdığım bakışlarımı yanımıza gelen garsona diktim.Güzel bir kızdı.Bal rengi gözleri buğday teni ve beline kadar açık kahverengi saçlarıyla büyüleyici,doğal bir güzelliği vardı.Tepsiyi titreyen ellerinden dolayı tutamıyordu.Heralde işe yeni başlamış diye düşünürek ona yardım etmek istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız Aşk
RandomDışarıdan sıradan bir kız gibi görünen oysa ki hiç de sıradan olmayan AIDS hastası Mine,Barlas'a aşık olursa...Barlas'ın seks dışında hiçbir kadın dikkatini çekmiyorsa...Sizce bu aşk mümkün müdür?Yoksa imkansız mı?Eğer bu aşk mümkünse hangi aşk imka...