Bazen tesadüfler,
Beraberinde yeni başlagıçlar getirir.Selam,ben Melis,18 yaşındayım,bu sene Üniversitemin ilk yılı ve yılın ilk sonbaharı,en sevdiyim mevsimlerden biride sonbahardır.
Bu gün 24 eylül,pencerenin önümdeyim,üzerimde beyaz bir hırka,dışarıda yağmur,elimde bir bardak kahvemle oturmuş yağmuru izliyorum,bu soğuk görüntü benim içimi o kadar ısıtıyordu ki,pencerenin önünden kalkmak bile istemiyordum.
İstanbulda yaşıyorum ve burada bir Üniversteye başladım, Felsefe bölümünde okuyorum.
İstanbul büyük bir şehir.
Burada kaybolmak kolaydır,
Yolunu bulmakda bir o kadar zordur.Ben dışarıyı izlerken,aynı zamanda da telefonumda geziniyordum,
birden ilgimi çeken bir şey oldu.
Benim okuduğum Üniversteden biri bana takip isteği göndermişti.
Evet ,ben bu Üniverstede okuduğumu bio'ma eklemişdim,ama onu tanımıyordum ve tanımadığım birinin takibini asla kabul etmem.
Takibini reddettim,telefonumu masanın üzerine bıraktım.
Balkonun kapısını kapatıp,salona geçtim.Zile basıldı.
Kimdi acaba diye merak etdim,
Çünki bu eve daha yeni taşınmışdım ve daha yeni evimden kimsenin haberi yoktu.Kapıya yaklaşarak,önce kim olduguna baktım, tanımadığım birisi kapıda duruyordu.kapıyı açmalımıyım diye sordum kendime,sonra kapı yeniden çalındı ve bu sefer kapıyı açtım,
Kimsiniz?diye sordum,
Şey,Merhaba,ben üst komşunuzum,aynı zamandada aynı Üniversitede okuyoruz.dedi
Merhaba,Anladım dedim,sert bir tonla.
Şey,bu arada,ben Doruk,dedi,tebessüm ederek,elini uzattı.
Bende Melis,aynı tebessümle,elimi uzatıp,elini yavaşca sıktım ve hemen geri çektim.
Tanıştığımıza sevindim,dedi.
Bende,diyerek çevap verdim.
Şey,hangi bölümü seçtin acaba,diye sordu,tebessüm etmeye devam ederek.
Felsefe,dedim.
Güzel bir seçim yapmişsin,başarılar,
Bende Mühendislik bölümünde okuyorum,dedi.Teşekkür ederim,sanada.
Ben gidiyim o zaman,hoşgeldin demek için uğramışdım,dedi,gülümseyerek.
Teşekkür ederim,dedim,tebessüm ederek.
Sana takip gönderen bendim,tanımadığın için kabul etmemişsindir takibi diye düşündüm,dedi.
Aynen,tanımadığım için takibini kabul etmedim,dedim,bu sefer ses tonum dahada sertti.
Anladım,dedi.
Ve sosyal medya hesabımı nereden biliyorsun diye sordum?!Merakla.
Şey,Felsefe bölümünden bir gurup kızlar senin hakkında konuşuyorlardı,senin için,"çok iyi kız" dediklerini duydum,içlerinden biri sosyal medya hesabını sordu,içlerinden birude sesli bir tonla kullanıcı adını söylediyi için duydum ve takip isteği göndermek istedim,yanlış bir davranışdı bunu biliyorum,çok özür dilerim,aslında düşündüyün gibi biri değilim,sadece senin hakkında öylesine güzel konuşuyorlardı ki,takip isteği gönderdim işte ve haklıymışlarda,dedi,kendinden emincesine.
Anladım,çok sevindim benim hakkımda iyi konuştukları için,evet yanlış ama sen bana bu yanlışını,kendini anlatarak telafi etmeye çalıştın,bunun için sana teşekkür ederim.Ha bide,nasıl? şu son sözüne anlam veremedim,dedim,sert bir ses tonuyla.
Rica ederim,ben anlattıkları kadar iyi biriymişsin demek istedim aslında,dedi açık sözlülüyüyle.
Anladım,dedim,yine aynı sertlikle.
Tamam o zaman hoşcakal,yine görüşürüz,dedi.
Hoşcakal,görüşürüz dedim ve kapıyı kapattım.
Görüşürüz mü?niye görüşelim ki?gerçi aynı üniversitede okuduğumuz ve komşu olduğum için görüşecektik,her ne kadar istemesemde.
Hiçbir erkekle muhattap bile olmak istemiyordum,tıpkı bugüne kadar muhattap olmadığım gibi,bu karşımdakilerle konuşma tarzımdanda açıkça belliydi,çünki hiçkimseye güvenmediğimden,onlardan uzak olmak bana daha iyi geliyordu.