11 Bölüm -Geçmişimiz Aynı.

83 3 0
                                    

Kayboldum sandığım her sokak bana güçlü olmayı öğrettikçe,
Ben kaybolmayı dahada çok sevdim.

Sıra bende galiba?Eyer istersen bende anlatayım hayat hikayemi?
Melisin ağzından:tabiki dinlemek isterim ama senin  hikayen bambaşkadır,en azından benim gibi ailene hasret kalmamışsındır?!
Doruğun ağzından:hah keşke,keşke öyle olsaydı.
Melisin ağzından:nasıl yani?Sen,sende mi aile sevgisine hasretsin?
Doruğun ağzından: Hemde çok,tarifi yok...
Melis yüzünden süzülen yaşları silip,titrek bir sesle:anlatırsan dinlerim,anlatmak iyi hissettirir dedi..
Doruğun ağzından:
Benimde küçüklüyüm senin hikayenle aynı,zengin bir ailenin havalı cocuğu deyildim,zengin olsam da öyle büyümedim ben...
Ailem vardı ama yanımda yoktular,tatillere giderdik mutlu olmazdık,
Mutluluğu hep mutsuzluklarda arar sonrada mutluluğu bulmuş gibi yapardık.
Nemi o mutsuzluğu,mutluluk yapan şey?
Para...
Para,herşeyi yoluna koyan,herkesi mutlu eden para...
Paramı mutluluk?
Deyil,para,milyonlarca kağıt parçasından ibaret sadece,mutluluğu ona bağlayamzsın,parayla saadet olmaz!Olamaz!
Benim annem ve babam bu milyonlarca sahte mutluluğu daha çok elde edebilmek için beni terk ettiler..
Aslında beni de götüreceklerdide,ben gitmedim...
Fransa benim mutluluğum olamazdı,tıpkı paranında olmadığı gibi!
Anneannem beni yanına aldı.
Siz gidin Doruk benimle kalacak dedi.
Başta itiraz etselerde,benim kalmak istediğimi görünce,kalmama izin verdiler.
Anneannem beni çok severdi,10 yıl beraber bu dairede yaşadık.
Tek umudum olan,tek arkadaşım bir tüpe bağlı yaşıyordu.
O tüpün pili bitince nasıl nefessiz kaldığını gördüm,o olmazsa bu yolda yürüyemem,yarına uyanamam sandım,ama bak,nasılda onsuz yollarda koştum,nasılda onsuz yeni yarınlara uyandım.
Onu kaybettim...
Tek varlığımı kaybetmiş gibiydim.
Annem ve Babam karantinadan dolayı gelemediler...
Yalnız,kırgın,sessiz,düşüncesiz,tıpkı bir ruh gibiydim.
Sanki onunla beraber bende öldüm.
Bırakıp gitmek istedim bu evi,gidemedim,onun anılarını bırakamadım,bırakamadım işte...
Bu evde,o gittikten sonra dört yıldır yaşamaya devam ediyorum,dört yıldır yalnız yaşıyorum.
Buda benim hayatım.

Melisin gözlerinden akan yaşlar sel olmuşdu...
Gözleri ağlamak'dan kızaran Melis, sessizce Doruğu izliyordu.

Melisin:
"Geçmişimiz aynı" diye mırıldandı.

Doruk hüzünlü gözlerle Melise baktı ve gülümsedi.

Doruğun ağzından:
Evet,"Geçmişimiz aynı" Melis...
Hep beni anlaya bilecek,kendimi anlata bilecek birini aradım ben.

Sessizce "Buldum",diye mırıldandı Doruk.
Melis sanki kim olduğunu bilmiyormuş gibi sordu:

Melisin ağzından:
"Buldun mu"?kimmiş?diye tebessüm etti.

Doruğun ağzından:
"Sensin",dedi tebessüm ederek.

Melis çok mutlu olmuşdu bu sözü duyunca, mutluluğunu gizlemeye çalışdı,yine tebessüm etti sessizce.

Melisin ağzından:
Ben diyecek söz bulamadım,çok üzüldüm,Allah rahmet eylesin,bir daha böyle bir acı yaşamazsın İnşAllah,dedi.

Doruğun ağzından:
Teşekkür ederim,Amin,İnşAllah.

Melisin iç sesi:
Ortamı toparlaman lazım Melis,bak böyle olmaz.
Melis:
İç ses?
Sen?sen gerçekmisin?
Melisin iç sesi:
Evet ben gerçeğim,bırak şimdi beni,sana dediyimi yap.
Melis:
Tamam haklısında,bugüne kadar nerdeydin,niye hiç gelmedinde,şimdi gelme kararı aldın?
Melisin iç sesi:
Bana şimdi daha çok ihtiyacın vardıda ondan,bırak beni sorguya çekmeyi,ortam çok gergin ve sessiz, seninde bu durum için bişeyler yapman gerek.

Melis:
Sen öyle diyorsan...
Peki mademde,ne yapabilirim ki Uyuyan güzel?

Melisin iç sesi:
"Uyuyan güzel" mi?

Melisin ağzından:
Evet "Uyuyan güzel",geç kaldığın için ve bugüne kadar hiç uğramadığın için,kesin derin bir uykuya dalmışsındır diye düşündüm.

Uyuyan güzel:
Hahaha,evet iyi düşünmüşsün,adımı beyendimde,uyuduğum falan yoktu,sadece bana seslenmeni bekliyordum.

Melis:
İyide ben sana seslenmedim ki?

Uyuyan güzelin ağzından:
Evet işte bu yüzden geldim,baktım yardıma ihtiyacın var ve beni hiç aramıyorsun,bende gruru bırakıp geldim işte.

Melis:
İyi yapmışsın,hoş geldin...

Uyuyan güzel:
Hoş buludum,keşke sende şu gururundan azıcık uzaklaşabilsen.

Melisin:
Ben böyle iyim,teşekkür ederim.

Uyuyan güzel:
Sen öyle diyorsan,öyledir,neyse biz işimize bakalım.
Kahve içermisin diye sor.

Melis:
Tamam,sorayım.

Doruk kahve içermisin?

Doruk:
Olur,hiç sormayacaksın sanmıştım.

Melis:
Tamam o zamam ben kahveleri yapayım,sende istersen bi elini yüzü yıka.

Doruk:
İyi olur,teşekkür ederim,şey,lavabo ne taraftaydı?

Melis:
Karşıda.

Doruk:
Teşekkür ederim.

Melis:
Rica ederim.

Uyuyan güzel:
Mükemmelim.

Melis:
Teşekkürler,gerçektende geç kalmış bir mükemmeliksin.

Uyuyan güzel:
Teşekkür ederim,
Doruk lavabodan çıkana kadar kahveleri hazırla.

Melis:
Doğru ya,kahveler,hatırlattığın için sağol Uyuyan güzel,hemen kahveleri hazırlayayım.

Uyuyan güzel:
Ben demesen ne zaman aklına gelecekti acaba?Yine dalıp gittin.

Melis:
Tamam,tamam,uçma yere in.

Uyuyan güzel:
Unutma ben hep göklerdeyim.

Melis:
Ego tavan sende,ama bende göklerin Prensesiyim,daha önce bunu sana söylemişmiydim?

Uyuyan güzel:
Egolu değilim ben,evet göklerin prensesi sensin.

Melis:
Tamam,ben kahveleri hazırlayayım,ilk günden kırmayayım seni.

Uyuyan güzel:
Sen yap kahveni,ben kırılmam.

Melis:
İyi o zaman,görüşürüz.

Uyuyan güzel:
Görüşürüz..

Melisin:
Dorukla kahvelerimizi içtik.
Doruğu yolcu ettim,kapıyı güzelce kilitledim,bulaşıkları yıkadım,biraz kitap okudum,birazda sosyal medyada gezindikten sonra,saat 01:00,uyuma vaktim geldi,pembe pijamalarımı giydim ve uyumaya çekildim.

LaviniaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin