8 bölüm -Mutluluk neydi?

84 3 0
                                    

Birgün mutluluğun nasıl bir hiss olduğunu sana tattıracak biriyle tanışacaksın ve o gün hayata yeniden gözlerini açacaksın.

Günaydın!Ben uyandım,güne bir kahvaltı ve bir kahveyle başladım.
Balkonda oturmuş bulutları izliyordum.
Çıkıp birşeyler almalıydım,yiyeçeklerim bitmek üzereydi,
sipariş vereyim en iyisi diye telefonumu elime aldım ve sipariş vermeye başladım.
Mutfak siparişlerim bitti.
Dışarıyı izlemeye devam ettim.

Doruğun ağzından:
Balkondaydım,acaba Melis uyanmışmıdır diye düşündüm.
Neden durup dururken onu düşünmeye başladım?Bu nasıl bir hissti?Neydi?Aşk mı?bu kelime bana çok uzaktı,tıpkı sevgi gibi,sevilmek gibi,ilgi gibi uzaktı.
Ama şimdi öyle yakın,öyle sıcak ki,tıpkı tarçın gibi.

Sevgi neydi?
Yıllarca bu soruyu sordum kendime,
Başkalarına deyil,kendime,hiçkimseden sevgi dilenmedim,kimsenin sevgisine inanmadım,kimseye güvenmedim,hiç kimseyle dertleşmedim.
Tek arkadaşım,kendimdi.
Bu hisleri yaşayan tek benmiyim?
Yoksa başka birisi daha var mı?
Bu soruyu kim cevaplar ki?

Melisin ağzından:
Ben,dedim.
Ben bu yaşıma kadar sevgisiz büyüdüm,
en azından 8 yaşımdan beri.
Sahte gülümsemelere sığınmış seneler.
Benim yakınımken,bana yabancı olan gölgeler,yalnızlığı temsil eden duvarlar,
onlarca insanla aynı evin içersinde yaşarken,yalnızlık hissi,bunların hepsi benim geçmişimin anıları.
Ben herşeyi geride bıraktım ve buraya geldim.
Kim benim gibi ailesinden uzak kaldı?
Var mı aynı benim gibi hisseden birisi?

Doruğun Ağzından:
Hayat bazen o kadar garip ki,bazen en sevdiyin şeyden,daha çok sevdiyin şey için vazgeçersin ve sonuç?yalnız kalmak.
Yalnızım,ama mutluyum galiba.
Hayır,galiba değil.
Evet,mutluyum.

Kendini kandırma,hiç mutlu değilsin.
Mutluyum Yalnız kral!

Peki,öyle değilsede öyle olsun be kral.
Öyle olacak tabi.

Mutluluk hissini unuttun sen kral,
kendini kandırma.

Evet unuttum Yalnız kral.

Biliyorum.

"Yalnız Kral" benim iç sesim.
Sadece bir iç ses değil,bir arkadaş,tek arkadaşım.
Neden mi Yalnız Kral?
Çünki onunda benden başka hiçkimsesi yok.
O da benim gibi yalnız.

Onunla 16 yaşımda tanıştım,o zamandan beri en iyi arkadaşım,yalnız o,
dert ortağım.
Bazen iyi anlaşamasakta,
yinede bir yolunu bulup aynı karara geliyoruz,buda bizim ortak yanımız.

Melisin ağzından:
Gelelim mutluluğa...
Mutluluk?
Mutluluk neydi?
Hayır duygu sömürüsü yapmıyorum!
Gerçektende mutluluk neydi?
Mutluluk 8 yaşımda beni terk etti ve birdahada geri dönmedi.
Ben mutluluğu 8 yaşımdan sonra bulamadım,
çünkü aramadımda.
Beni terk edip gideni ben aramam,arkasından çok ağlamış olsamda.

Ben yağmurları seven bir kızdım,
ama şimdi yağmurlardan nefret etmwk için büyük bir nedenim var,olsun yinede yağmurları çok seviyorum,bunu kimseye söylemedim,çünki kendimden başka arkadaşım yok benim.
Arkadaş dediklerim sahte mi? Gerçek mi? bilmiyorum.
Beni birgün terkedip gideceklerini düşündüyümden onlara güvenemiyorum.
Bağlandıkça kendime dur diyorum ve onlarla arama mesafeler koyuyorum.
Bu yüzden hep arkadaşlarımı kaybediyorum.
Onları şimdi kaybetmem benim için,
onlara inandıktan,bağlandıktan ve güvendikten sonra gitmelerinden daha iyi.

Doruğun ağzından:
Arkadaş çevrem geniş değil.
Birşey okudum bugün.
Şöyle yazıyordu:
Çok arkadaşınızın olmasının hiçbir önemi yok,onlar sokak lambası gibidirler,ne zaman sönecekleri belli olmaz.
O kadar doğru bir söz ki.
Aynı bu iki satır cümlede ki gibi arkadaşlar tanıdım,
bu yüzden insanlara olan güvenim,inancım ve verdiğim değer azaldı.
Bu iki satır bazı insanların gerçek yüzünü görmem için gayyetde yeterliydi.

Melisin Ağzından:
Dünya döndükçe,kaybettiklerin geri döner mi?
Dönmesinler,istemem artık.

LaviniaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin