04.10.20xx
"beyler, soobin'i gören var mı?" taehyun, terler içinde kulüp odasına girdiğinde sordu. diğer üyeler pratik için hazırlanırken ortada bir tek soobin yoktu. taehyun onu bulmak için tüm okulu aramıştı ama bulamamıştı. sırt çantası kulüp odasındaydı ve bu diğerlerinin daha da endişelenmesini sağlıyordu. yeonjun, sanki soobin'i çok iyi tanıyormuş gibi öne atıldı. "bir de ben bakayım mı?" bu sorunun üzerine başka bir şey ile ilgilenen beomgyu hemen kafasını sesin geldiği yöne çevirdi ve anında çıkıştı. "nereye gittiğini biliyor musun? söyle taehyun gidip baksın, ne zamandır bu kadar yakınsınız?" yeonjun, ardı ardına sıralanan sorulara yanıt vermekten kaçmak için kulüp odasından çıktı ve hızlı adımlarla aklındaki yere doğru ilerledi.
arkadaşının neden bu kadar kızdığını gayet iyi anlıyordu, ne kadar birbirlerine bir şeyleri anlatmasalar da konulmayarak birbirlerine bir şeyler anlatmak onlar için çocuk oyuncağıydı. yüz ifadelerinden, gözlerden ve hareketlerden... beomgyu ve yeonjun, o kadar uzun zamandır birlikteydiler ki bir elmanın iki yarısıydılar birbirleri için. beomgyu'nun, soobin'in yeonjun gruba dahil olmadan önce grubu parçalayacak noktaya getiren tavırlarda bulunduğu için sinirliydi ve bu kadar kargaşa çıkartıp daha sonra da yeonjun ile, kaybolduklarında birbirlerinin gittikleri yerleri bilecek kadar yakın olmaları sinirlerini bozmuştu. gayet de haklıydı, düşündükçe o zamanki tavrı siyahlının da sinirlerini bozuyordu ama son olanlardan sonra yeonjun, soobin'e karşı bir yakınlık hissetmeye başlamıştı.
yeonjun, çoktan düşüncelerinden sıyrıldığında aklındaki yere gelmişti. alt kattaki, çok sık kullanılmayan erkekler tuvaleti. burası, daha önce beomgyu ile konuştukları ve soobin'in onlara kulak misafirliği yaptığı yerdi. yeonjun, tüm kabinlerin kapısını açmaya çalıştı ancak orta kabin açılmayınca kapıyı tıklattı. "soobin, kapıyı açabilir misin? herkes seni bekliyor." geri bir yanıt gelmedi, yeonjun tekrar tıklattı. "en azından beni içeriye alsan..?" bu sorunun üzerine kabinin kilidi açıldı. kilit sesini işiten siyah saçlı çocuk kapıyı yavaşça ittirdi ve klozet kapağının üzerinde, dizlerini kendine çekmiş ve kollarını dizlerine sarmış olan genci görünce afalladı. soğukkanlı kişiliğinin altında bu kadar kendini açmış birisini görünce biraz şaşırmıştı hallice.
kapıyı ardından kapattı ve kilitledi. nedenini sormayacaktı burada olmasının ya da ağladığının. soobin konuşana kadar tek kelime etmeden durmayı bekliyordu. düşündüğünün aksine soobin, oturduğu klozetten ayaklandı. yeonjun, başta çıkmak isteyeceğini düşünüp kenara çekileceğinden beline sarılar ve boynuna gömülen kollarla tekrar sersemledi. soobin'in yüzü boynuna gömülmüş olduğundan boğuk gelen sesler zar zor anlaşılıyordu ama yeonjun anlamıştı. "bu aptal hayattan bıktım, ama daha yeni dayanacak bir şey buldum." yeonjun, ilk başlarda anlayamasa da idrak ettiğinde kısık sesiyle konuştu, sanki biri onları dinliyormuş gibi tırsıyordu. "o dayandığın şey ne?" cevap gecikmedi. "sensin aptal, sensin. hikayeni o kadar merak ediyorum ki, sana yardım etmek için tüm bu saçmalıklara 17 yıl daha dayanırım."
"sana yardım etmek için tüm bu saçmalıklara 17 yıl daha dayanırım." yeonjun'un, ayrılmadıkları her bir saniye kafasında yankılanıyordu. ayrıldıklarından sonrası ise siyahlıda hayal meyaldi. o gün, erkekler tuvaletinde yaşananların hiç mantıklı bir açıklaması yoktu, kimse bunu oturup açıklayamazdı ki ikilinin kalp atışlarını hızlandıran da buydu. aralarındaki bu bilinmez bağ, çok güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
can't think straight. | yeonbin.
Fanfiction¡! ⋆ ࣪. 🎸. › ✸ küçük bir müzik grubunun sürükleyici ve heyecan dolu serüveninin yanında, birbirlerine oldukça kısa zamanda aşık olan ikilinin tüm zorluklar karşısında ayakta durmasını anlatan tatlı ama acıklı bir hikaye.