1 . 2

256 33 6
                                    

sol taraftakiler yeonjun, sağdakiler
soobin. medyadaki şarkıyla beraber
dinlemenizi öneririm, iyi okumalar.

— 𓆤 —

zico — balloon

bir günlüğüne falan çok yükseklere zıplamak istiyorum.

bedenimi üflemeni istiyorum.

istediğim renklere sahip değilim.

bir aralık göründüğünde durmak iyi bir fikir.

büyüdükçe büyüyor,

gizlice tuttuğum ah'lar.

yarın ne kadar gitmiş olacağım?

etrafında dön ve dön.

vınn...

gökyüzüne uçmak gibi,

rüzgar tarafından itiliyorum.

çaresiz bir varlık var.

onu bir hatayla özledin mi?

onu kasten uçurdum mu?

cevaplamak zorunda değilsin...

bazen güçlü olmak istiyorum,

lütfen öğrenmeme izin ver...

köşeler dünyasında

bazen hemen çarpacak birini istersin.

parti bittiğinde

parçalara ayrılacak.

gözyaşı baş aşağı yükseliyor...

etrafında dön ve dön yeniden.

vınn...

gökyüzünde uçmak gibi,

rüzgar tarafından itiliyorum.

çaresiz bir varlık var.

onu bir hatayla özledin mi?

onu kasten uçurdun mu?

cevaplamak zorunda değilsin...


taehyun, elindeki gitarla son notayı da çaldığında artık ne çatal ve bıçakların tabaklara çarpma sesi geliyordu ne de insanlar birbirleriyle konuşuyordu. herkes kaskatı kesilmiş sahnedeki çocukları izliyorlardı. vokalde soobin ve yeonjun, akustik gitarda taehyun ve beomgyu, klavyede ise huening.

taehyun'un yerine yeonjun geçmişti, taehyun program başlamadan boğazının ağrıdığını ve eğer şarkıyı da söylecekse daha kötü olacağını belirtmişti. gitarı çalacak olan yeonjun da utana sıkıla yapabileceğini, yapmak istediğini söylemişti.

böylelikle ilk ve küçük konserlerini aksaklıklar da olsa başarıyla atlatmışlardı. ne kadar herkesi büyüsüne kaptırmış soobin ve yeonjun ikilisi konser sonunda garip hissetseler de arkadaşlarının destekleriyle kendilerini toparlamışlardı.

10.03 p.m.

"harikaydınız! taehyun hyung'u da sahnede şarkı söylerken görmeyi çok isterdim." huening'in söyledikleriyle dikkatler taehyun'a çevrildi. bir elini ensenine atıp kaşıdı, böyle durumlarda kalmayı sevmezdi. "her neyse, bir dahakine kendimi zorlamam pratiklerde. bu arada yeonjun, sesinin bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum." yeonjun da taehyun gibi utansa da sırtına değen el ve destek verici cümlelerle rahatlamıştı. beomgyu arkadaşının sırtını sıvazlarken 'harikaydın.' diye fısıldamıştı siyahlının duyacağı tonda.

kafe-bardan çıkıp sahil boyunca ilerlediler. hava kararmıştı ama kimsenin evlere dağılma planı yoktu. bir süre daha beraber kaldılar. içecek aldılar, kayalıklarda oturup sohbet ettiler. yeonjun, beomgyu'nun rezil anları diğerlerine anlattılar. soobin, baş başa kaldıklarında taehyun'a yeonjun'dan hoşlandığını söyledi ve neler yapması gerektiğini sordu.

hikayemiz mutlu sonlandı.

yeonjun da soobin gibi kendini önce kendisine, sonra da sevdiğine açtı. ben hikayeyi burada bitirdim ancak beşli daha bir sürü anı biriktirdi. çalmaya ve söylemeye, okullarına, gençliklerini en güzel şekilde yaşamaya devam ettiler.

peki yeonjun? bizim bilmediğimiz ama beş gencin bildiği yeonjun'un hikayesinde ne oldu?

yeonjun, sevgilisi ve arkadaşlarının desteği ile cesaret buldu ve adaletin de yerini bulması için tüm kötüleri şikayet etti. reşit olduğu için beomgyu ile bir ev tuttular ve bu beş arkadaş bir süre daha beraber kaldılar.

ne der büyüklerimiz bilirsiniz, lise arkadaşlıkları bir başkadır.

can't think straight. | yeonbin.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin