can't think straight. | yeonbin.

1 . 0

08.10.20xx

üç genç kantin masasında aralarını oyalanarak geçirmeye çalışırken taehyun, dünden bugüne her zamankinden daha düşünceli gözüküyordu. "bir şeyler yapmalıyız." ikili kendi aralarında sohbet ederken birden ilgilerini sarışın gence verdiler. ikisi de 'hangi konuda' diye anlamsız bakışlar atıyorlardı. "dün pratik sırasında soobin ve yeonjun arasında bir şey var gibiydi. çok yakınlardı ve sanki ben araya girmesem soobin çocuğa yapışacak gibiydi." beomgyu duraksadı ve bir anlam aramaya çalıştı. soobin, yeonjun geldiğinden beri daha soğuk ve yeonjun da soobin ile tanıştıktan sonra garip davranıyordu.

artık babası ile olanları arkadaşına anlatmıyordu. saklıyor muydu bilmiyordu ama bu onu gittikçe endişelendirmeye başlamıştı. artık yaraları için beomgyu'ya gitmiyordu, soobin'e mi gidiyordu? ya soobin de ona aynılarını yaparsa, ya onu terk ederse? beomgyu artık yeonjun'a yardım edemiyor muydu? hiçbir zaman edememiş miydi?

tüm bu düşünceler yankılandı beomgyu'nun kafasında, geçen on, toplasanız on beş saniye ortamda büyük bir sessizlik hüküm sürdü. ses tonu kırık çıksa da konuştu, beomgyu. "sanırım birbirlerine aşıklar ya da hoşlanıyorlar. her neyse işte, birbirlerine karşı bir şeyler hissediyorlar." bunları fark etmeyen kişi sanırım grubun en küçüğü, huening'di.

masalarındaki sandalye çekildi ve önce masaya bir soda koyuldu, ardından sandalyeye soobin oturdu. uzun saçlı kafasını kaldırıp konuşmaya yeni katılan uzun boyluya baktı. 'iyi insan lafın üstüne gelirmiş' diye geçirdi içinden. gülümsüyordu ama ikili arasındaki mevzuyu bilmeden de olsa karşısındaki çocuğa karşı önyargılıydı, en azından şimdilik.

"ee, neler oluyor? ne bu gerginlik? yüzler beş karış." soobin'in keyfi yerinde gibiydi, belli oluyordu. "yeonjun'dan mı hoşlanıyorsun? hayır... ona aşık mısın?" soru üzerine soru soruyordu taehyun, artık soobin de gerilmişti.

—

bu bölümü beğenmedim... 😭