Bölüm Şarkısı: Yonca Lodi-İnadım İnat🌙
Üç koca günün sonunda nihayet Ela bu oyunu daha fazla sürdüremeyeceğini anlamıştı. Hemen kalın kışlık montunu ve ayaklarını sıcacık tutan içi tüylü botlarını ayağına geçirerek merdivenleri koşar adım inip hızlıca sokak kapısını açtı ve Demir'e doğru yürüdü. "Oyun bitti." dedi bir eliyle genç adamın omuzuna dokunurken. Ancak bir tuhaflık vardı; Demir'den herhangi bir tepki gelmiyordu.
Normalde kendisini sevinçten delirmiş bir halde kollarına almış havada döndürüyor olmalıydı diye düşünürken, aksine onun hiçbir reaksiyon göstermemesi Ela'yı hayli şaşırtmıştı. "Gerçekten donmuş olmasın, Demir! Lütfen cevap ver ne olur bak geldim buradayım. Allah'ım ne olur ona bir şey olmasın." diye hayıflanmaya başlamıştı ki aniden bir el tarafından koluna dokunulduğunu hissetmesiyle irkildi.
"Ne o? Donacağım diye aklın çıktı bakıyorum."
"Yok ondan değil, yani şey..."
"Hiç boşuna geveleme, bal gibi de bana bir şey olacak diye korkup endişelendin."
"Keşke o ukala çenen donsaydı bu soğukta."
"Şşşt öyle deme, az önce bana bir şey oldu diye korkudan titriyordun."
"Bilerek yaptın değil mi? Eşek!"
"Evet."
İtiraf etmesi güç olsa da Ela Demir'in günlerce kapının önünde, o buz gibi havada bir an olsun ayrılmadan kendisini bekleyişinden içten içe zevk alsa da bir yandan ona acımadan edememişti. Nitekim sonunda dayanamayıp bu işkenceye bir son vermek için harekete geçmiş, sokağa inerek bir an önce bu oyunu bitirmek istemişti.
"Hadi gel yukarı çıkalım sana sıcak bir çay ikram edeyim için ısınsın."
Demir Ela'dan böyle bir teklif alacağını tahmin etmemişti. Soru işaretleriyle yüklü bakışlarını Ela'nın yüzüne dikerek ondan cevabını çok merak ettiği soruyu sordu. "Sen benim sabrımı ölçmek için böyle yaptın değil mi?"
"Hadi Demir... Sen de ne çok soru sordun yahu. Biraz daha dışarıda durursak, korkarım ikimiz birden zatüre olacağız."
"Bir öpücük verirsen ancak o zaman çay teklifini değerlendirmeye alabilirim."
"İnadım inat diyorsun yani.""Onu ben demiyorum sen diyorsun."
"Sen hep böyle misin?"
"Nasıl mıyım?"
"Beni kolayca edebileceğine gerçekten inanıyor musun, yoksa şansını mı deniyorsun?"
"İnan ki daha önce bir şeyi elde etmek için bu kadar uğraşmadım. Ama bil ki şu bir haftadır yaşadığım şey her anına değer. Seni seviyorum Ela, lütfen bize bir şans ver."
"Gel hadi bunları yukarıda konuşalım, ya sen nasıl günlerdir bu soğukta durabiliyorsun? Ben iki dakika çıktım buraya soğuk iliklerime işledi ve biraz daha böyle durursak sen değil ama ben donacağım."
Ela sonunda Demir'i içeriye girmeye ikna etmişti. Kararlıydı, bugün bu konuyu halledecekti. Günün sonunda ya sonsuza dek karşılaşmamak üzere ayrılacaklar ya da sonsuza kadar birlikte olmak için birbirlerine söz vereceklerdi.
"Sen geç salona ben çay koyup geliyorum. Paltonu şuraya asabilirsin." dedi mutfağa doğru ilerlerken.
Demir üstünü çıkarıp salona doğru ilerlerken çoktan gözleriyle evi taramaya başlamıştı. Ev bir öğrenci evine göre standartların çok üstünde ve zevkle döşenmişti. Salondaki geniş kanepeye yerleşerek etrafı keşfetmeye devam ederken Ela elinde çay dolu iki kupayla görüş alanına girdiğinde, kocaman gülümseyerek kendisine uzatılan bardağı alıp kokusunu duyumsamak için burnuna doğru yaklaştırarak kokladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELALI BİR SONBAHAR
RomanceEla üniversite yıllarında New York'ta yaşamını sürdürürken, okuldan çıkıp işe gittiği sırada, kendisine arabasıyla çarpan adama içten içe âşık olmuştur. Ancak o an genç adamla hislerinin karşılıklı olabileceği ihtimalini hiç hesaba katmamıştır. De...