Daeng! (BaekYeol)

*²

Yanlışlarım varsa affola, gözümden kaçabiliyor.

Tüm bölümler tek seferde yüklenecektir ama ilk bölüm uzun zaman önce yayımlandı. İlk bölümü tekrar okumanız tavsiye edilir.

•••

BYUN'ların baş yardımcısı olan ChanYeol, yatağın üzerinde soluk soluğa zevkin farklı bir tadını tadarken inlemelerini zorlukla bastırarak içinde tutmaya çalışıyordu. Yatağın üstünde, altında bir kadın varken zevki bile farklı duygular ile harmanlayarak alıyordu.

Çırılçıplaktı, bildiğiniz anadan doğma bir halde. Ve bu haldeyken tam da kıçının arkasında, seks yaptığı kadın ile birleşme noktalarını net görecek şekilde rahat koltuğunda patronu oturuyordu. Sessiz olmaya çalıştığı için patronunun genel olarak hareket sesini işitiyordu. Bu seslerden yola çıkarak da patronunun, ona bu işi emrederek yapmasını söyleyen adamın elinde şarap dolu bir bardak olduğunu anlamıştı. Neymiş? ChanYeol'ün de rahatlaması gerekiyormuş. Neymiş? Son zamanlarda gergin görünüyormuş.

ChanYeol, bu işi isteyerek yapmak isterdi, canı istediği zaman yani. Böyle patronu istedi diye seks yapmak zorla zevk almak gibi geliyordu ona.

"Hızlı ol, ChanYeol. Bu yavaşlıkta kimseye zevk veremezsin."

Atılan hakaret ile hızlandırmak zorunda kaldı hareketlerini. Bunu bu şekilde yapmak istemiyordu. Hele ki yapıyor olsa bile tam arkasında patronunun onu izlemesini istemiyordu. Odayı terk etmek istiyordu. Yapıyor olduğu işten vücudunun zevk almasından bile garip bir şekilde utanıyordu. Lanet olsun.

BYUN'dan bir kıkırtı işittiğinde kepçe kulaklarına inanamadığı için aniden durmuştu ChanYeol. Yeni bir emir alabilirdi.

"Tamam, ChanYeol, bırakabilirsin. Sizi izlerken zerre zevk almadım, işimize geri dönelim."

Küçük tebessümüyle patron olan, yardımcısıyla göz göze gelmiş ve odayı terk etmişti. O gün için yapacak işleri vardı. Burda, bu odada, bu şekilde durmak tamamıyla zaman kaybıydı.

BaekHyun, odadan çıkıp arabasına doğru yürürken olabildiğince yavaş hareket ediyordu. Girdiği kulüpte, ana salonun ortasında bile yavaşça yürüyor ve etrafını inceliyordu. ChanYeol'e birini bulmak için popüler bir kulüp seçmişti bilerek. Bu kulüpte kendi camiasındaki ünlü kişiler de takılırdı. Kendisi pek girmezdi öyle ortamlara. BaekHyun için kendi kulübündeki kısa zamanlı barmenlik bile bazen fazla geliyordu.

Yüzündeki gülümsemeyi koruyarak ilerlerken uzaktan bir elin ona doğru sallandığını görmüştü. El sallayan kişi OH SeHun'du. Dedesinin zamanında anlattığı babasının yakın arkadaşlarından biri olan OH XiHun'un oğlu. Hangi baba, oğluna kendi isminin farklı versiyonunu koyardı ki? Saçmalık.

El sallayanı kıçının kenarına takmadan ilerlemiş ve salondan çıkmıştı BYUN. Eh, kendisi kadar namlı olan SeHun'a belki de bir tek o, böyle davranmaya cesaret edebilirdi.

SeHun'la daha önce alışveriş yapmamışlardı diye pek yakın değildi. Alanları farklıydı onların. BaekHyun, genelde yurtdışında imalat ettiği silahlarının kendi ülkelerinde yasadışı bir şekilde satışını yapardı ve çok az da olsa uyuşturucu satıcılarına arabuluculuk (daha çok mekan ayarlayıp güvenlik sağlama gibi) yapardı. SeHun ise Tanrı'nın bile uğramadığı mekanlarda kaçak kafes dövüşlerine ev sahipliği yaparken diğer yandan da baba mesleğine(kumarhane işletmeye) devam ederdi...

Mekandan tamamen çıktığında çevredeki binaların pencerelerinden yansıyan o küçük kırmızı noktaları hemen fark etmişti BaekHyun. Eh, kulüpteki müşterilerin çoğu mafya camiasında bilinen isimlerdi. Bu kadar kırmızı noktaların ve uzakta da olsa park edilmiş araçların olması normaldi.