Bölümü 4 saatte falan yazdım ve bu süreçte hep aynı şarkıyı dinledim.
Red Lights~ Hyunjin & Bang Chan
•••
"İkizler sağlıklı bir şekilde dünyaya geldiler, patron."
BaekHyun, ucuna oturduğu yatakta ellerini geriye yaslamış ve karşısındaki adamının sözlerini başıyla onaylamıştı. Karşısındaki adam da patronun baş onayıyla mesajı anlayıp odadan ayrılmış ve baş yardımcı ile patronu yalnız bırakmıştı koca yatak odasında.
"Baba oldun ChanYeol, tebrik ederim."
"Teşekkür ederim, efendim."
BaekHyun, ChanYeol'ün yatakta yarı oturur biçimde uzanan bedenine dönüp donuk yüzüyle tüm yüzünü ayrıntılı bir şekilde inceledi. Yer yer kızarık ve küçük yarıkları olan yüzünü bozan ayrıntı bunlar değildi ChanYeol'ün, hem şişmiş hem de morarmış olan o göz altı ve çenesinin kenarıydı. BaekHyun, ChanYeol'ün bu dağılmış yüzünü hiç sevmemişti. Oysa yeri geldiğinde ChanYeol'ü böylesine döven kişi kendisi olmuştu. Şimdiyse bakmaya bile tahammül edemiyordu o yaralara ama yine de uzun uzun bakıyordu. Canı çok acıyor olmalıydı ChanYeol'ün.
"Çok çirkinsin."
Yüzünü aşağıya eğen yaralı adamının yüzüne yaklaştı oturduğu yerden. Başını eğip yüzünü görmek için gözlerini ona diktiğinde ise ağzında bir şey varmış gibi çiğneme eylemini yapmış ve ardından arka dişinde bir kırıntı kalmış gibi şapırtı sesleri çıkarmıştı.
"Yüzünü bir daha bu halde görmek istemiyorum, anlaşıldı mı?"
"Anlaşıldı, efendim."
Kısık sesli aldığı onayla gözlerini devirip başını geriye çekmişti BaekHyun. Sağ elini destek aldığı yataktan çekip işaret ve baş parmağıyla adamının çenesini usulca kavramış ve göz göze gelmelerini sağlamak için başını kaldırmıştı. Patronun, canını daha fazla acıtmamak için büründüğü yufka yürekli adam profilini hemen fark etmişti ChanYeol, bu yüzden bile mutlu olabiliyordu kalbine batan o hakaretten sonra.
"Korkak olma, ChanYeol. BYUN ailesinin en önemli kuralı neydi?"
"Korkaklar ölmeye mahkumdur, korkma."
Fısıltı şeklinde söylemişti sözleri. Korkak olmamak elinde olan bir şey değildi ChanYeol'ün. Korkuyordu her şeyden, en çok da karşısındaki patronu kaybetmekten ve yeni doğan çocuklarının başına bir iş gelmesinden. Biliyordu, patronu da en az onun kadar önem veriyordu ikiz bebeklere. O çocukların başına bir şey gelirse en çok da patron yıkardı ortalığı, bir miktar bu yüzden de önemliydi o bebekler onun için. Onun dışında... Eh, Babalık içgüdüsü işte.
"Kadına sarıldığını gördüm."
BaekHyun, bakışlarını aşağıya indirip temaslarını kesmiş ve boynunu yana doğru bükmüştü. Sarılmak? BaekHyun en son ne zaman ciddi bir şekilde birine sarılmıştı? Kendisi de hatırlamıyordu belli ki.
Soruyu neden sorduğunu kendisi de bilmiyordu ki aslında soru da sormamıştı. ChanYeol'ün o kadına sarılmasını sevmemişti sadece ve bu... Ah, bir türlü aklından çıkmıyordu. Annesinin ona sıkıca sarılmasını istiyordu şimdi. Babasının onu kucaklayıp havaya atar gibi yapıp da atmayarak onunla eğlenmesini istiyordu. Aslında çok sevgi dolu büyümüştü belli bir yaşa kadar. Ailesi ona bu meslek hakkında eğitimler verse de asla evin içinde o ciddiyet ve otorite yoktu, sevgi ve sadakat vardı sadece. BaekHyun'un içindeki bu sevgi öleli ise yıllar olmuştu. Daha ilkokula gidiyordu, üçüncü sınıftı; çok küçüktü. Kendine gelmesi uzun zamanını almıştı ama kaldığı yerden devam ettiğinde asla eski BaekHyun olamamıştı. Okuluna gidiyor ve geliyor ardından da dedesinin işkence gibi olan eğitimlerine katılıyordu. BaekHyun, fiziksel acının ne demek olduğunu ailesinden görmüştü ama tatmamıştı; dedesi ona bunu öğretmişti yıllarca ama asla ailesinin çektiği acının benzerini ona yaşatmamıştı. O hep şuan ChanYeol'ün olduğu durumlara düşmüştü, bu acılar kolay geçiyordu bildiği kadarıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daeng! (BaekYeol)
Krótkie Opowiadania-BaekYeol- İlk kez görenin içten içe 'Bu muymuş mafya lideri?' diyerek iğnelediği ve iğrenir gözlerle baktığı bir patrondu o. Tüm aşağılayıcı gözlere ve sözlere rağmen tek gülümseyişiyle herkesi tir tir titreten ve bir o kadar da korkunç olan biriyd...