BEN GELDIM
nasilsiniz☹️❤️🩹COK KOMIK bi fic yazcam hyunin yayimlicam ilk sonra hyunsung
gonuller bir olsun kiramadim iki tarafi dacunku yeonbin cok depresif yazarken daraldim ama okurken daralmicaksiniz soz
oylar 1K olmadan yorumlar 1K olmus BUNA O KADAR SEVINDIM KI ABI cunku hep yorum yapin da yorumlarda konusalim gulelim istiyorum hepsine teker teker bastan saviyormus gibi gozukmek istemedigim icin cevap yazmaya calisiyorum daha cok yorum atin!! DELI GIBI
OZELLIKLE BU BOLUME
oy siniri: 60
😉😉😉🔥bu arada bolum hakkinda
ozur dilerim simdiden😅😅neyse oyle
IYI OKUMALAR!!!☹️•
iki buçuk hafta sonrası,
minho'nun ağzından."jisung bey geliyormuş." chan hyungun hahlayarak söylediği cümleyle yattığım yatağımdan kafamı kaldırdım anında.
"zahmet olur şimdi, gelmeseymiş." hyunjin'in dediği cümle üzerine felix güldü ve konuştu, "aklına mı gelmişiz yoksa eşya falan mı unutmuş?"
jisung yaklaşık üç haftayı dolduracak bir süre kadardır babasıyla kalıyor ve çocuklara tek bir mesaj bile atmıyordu. bunu ne kadar annesinin kore'ye gelmesine bağlasak da iki buçuk hafta boyunca bize tek bir kelime etmemesi, hiçbir şey hakkında haber vermemesi chan hyungu bile sinirlendirmişti.
"sen nereden öğrendin?" dedi jeongin, meraklı bir sesle. cevap vermesi için seungmin'le birlikte chan hyunga döndüğümüzde, seungmin birkaç saniye bana baktıktan sonra kafasını tekrardan chan hyunga çevirdi ve yüksek ihtimal jisung tarafından atılan mesajı okumaya başlamasını bekledi.
"eve geliyorum, sinirlenmeyin hyung yazmış. bu ne şimdi?" chan hyung oflayarak konuştuğunda seungmin, gerilmesin diye araya girdi. "belki cidden bir şey olmuştur, üç haftadır tek bir şey bile dememesi tabii ki yanlış ama geldiği gibi patlamayın." ben de katıldığımı belli eden, onaylama içeren bir ses çıkardım. changbin de seungmin'in dediklerinin üstüne ekleyince gerginlik bir tık olsa da azalmıştı. "sinirlenmekte haklısınız fakat geldiği gibi bir şey demeyin. anlatacağı varsa, anlatır."
jisung'la konuşmuştum.
iki buçuk haftanın birkaç günü olsa da jisung'la konuşmuş, nasıl olduğunu sormuştum. pek kimseyle konuşmak istemediğini söylemişti bu yüzden de çocuklara konuştuğumuz hakkında hiçbir şey dememiştim.
niye bu kadar uzun bir süre orada kaldı bilmiyordum, ne kadar konuşursak konuşalım, bu konuyu asla açmıyordu. kötü bir şeylerin olduğunun farkındaydım ama daha öncesinde yaptığım ve sonrasında deli gibi pişmanlık duyduğum bir olayı yeniden yaşatmak istemediğim için üstüne gitmemiştim.
zaten garip davranıyordu. yazışmanın ortasında böyle yapınca işleri daha çok zorlaştırıyorsun yazıyor, anlamını sorunca da boş vermemi istiyordu.
benim uyuduğumu sandığı bir gece -ki fazlasıyla geç bir saatti, sabaha karşı diyebilirdim- keşke yazmasan, uzaklaşmaya başlamıştım yazmış, iki üç dakika sonra silmişti. asla anlam veremediğim bir mesaj olsa da birkaç gün boyunca onun kırgınlığıyla kalmıştım, fakat bir bildiği vardır, yoksa yazardı hepimize şeklinde düşünmeye başlamış, kendimi avutmuştum bir nevi.