Sabah uyandım ve direk mutfağa gittim. Bu akşam annem ve babam eve dönüyordu. Dolapta ne var ne yok diye baktım. Yukarı çıkıp üstüme bol oversize bir tişört giydim. Evden çıkıp markete gittim. O sırada raflara bakan Jungkook' u fark ettim.
Mi rae: naber jk?
Jk: iyi senden?
Mi rae: bende iyi bugün ailen mi geliyor?
Jk: aa evet nereden bildin?
Mi rae: yemek malzemesi alıyorsunda bende onlara yemek yapıcam oradan anladım.
Jk: o zaman ikimiz ortak mı yapsak? Onlara yemek yapmak istiyorum ama pek becerikli değilim. Hem de hep birlikte yeriz.
Mi rae: hmm güzel fikir.
Malzemeleri alıp marketten çıktı. Bizim eve gittik.
Mi rae: acaba şimdi mi başlasak yapmaya çok mu erken olur?
Jk:bence biz başlıyalım ne olur ne olmaz.
İş bölümü yaptık. Jungkook soğan doğruyordu bende yanda sosları yapıyordum.
Jk: soğan neden gözleri yakar acaba?!
Mi rae: al şu gözlüğü tak bak bende var.
Jk: güneş gözlüğü farkındasın dimi?
Mi rae: bir kerede evet desen olmaz mı?
Elimdeki gözlüğü ona taktım. Biraz zor olmuştu ama bunu başarmıştım.
Bir yandan çorba diyer yandan sebzeler pişiyordu. Jungkook yemek pişirirken çok çekici duruyordu. Hele yüzü terlediği zaman.
Saat çoktan 2 olmuştu. Jungkook ile güle güle yemek yapmıştık. En sonunda yemekler bitmişti .
Jk: bide tatlı mı yapsak acaba?
Mi rae: olur ben unu getireyim.
Unu getirdim ve masaya koydum. Jungkook da internetten tarif arıyordu.
Jk: iyide mi rae burada 2 bardak un yazıyor.
Mi rae: ya güven bana o cıvık olur daha fazla koymalıyız.
Jk: bence tarif senden daha iyi biliyor.
Mi rae: senden daha fazla kek yapmışımdır.
O sırada jk eline biraz un aldı ve suratıma attı. Gülmeye başladı.
Jk: hahahahah hayalete benziyorsun!
Elime bende un aldım ve ona fırlattım. Bu kavga biraz sürmüştü. İkimizde bem beyazdık.
Keki yaptık. Hala üstümüzde unlar duruyordu. Bide yüzümüzde kreme vardı.
Mi rae: bizde birazdan keke dönüşücez.
İkimizde gülüp lavaboya gittik. Yüzümüzü yıkadık.
Mi ra: bu un neden kıyafetten çıkmıyor ya!?
Jk: şimdi ne yapıcaz?
Mi rae: ah doğru ya senin kıyafetlerinin ikisi bende onlardan birini vereyim.
Jungkook a beyaz kapşonlusunu verdim. Bende üstüme klasik oversize giydim ve hırka aldım.
Bahçeye indik. Masaları ortada birleştirdik.
Mi rae: annem mesaj atmış. " Gelmek üzereyiz" diye.
Jk: benimkiler de geliyirmoş.
Hızlıca yemekleri masalara taşıdık. Masaya şık katsın diye bir kaç mum yaktım. Jungkook da masanın üstüne kablolarla ışık getirdi. Tam ortada olduğu için ışık yetişmemişti.
Jk: vay be süper oldu.
Mi rae: aynen iyi bir takım olduk.
O sırada sokaktan araba sesleri geldi ikimizde sokağa doğru gittik. Ailelerimiz gelmişti onları karşıladık ve bahçeye doğru götürdük.
Bayan min: oğlum neden hep birlikte bahçeye gidiyoruz?
Jk: size sürpriz yaptık.
Mi rae: bence bayılacaksınız.
Bahceye geldik ve ben masayı göstererek " TAADAA!" dedim.
Hepimiz masaya oturduk.
Annem: bunların hepsini birlikte mi yaptınız?
Mi rae: jk ile ben iyi bir takımız.
Yemekleri yemeye başladık. Sanki hepimiz bir aile gibiydik. Sohbet edip gülüyorduk. O gün gerçekten güzeldi.
Yemekten sonra jk ile içeri girip keki ve kahveleri aldık.
Mi rae: bak gördün mü kek ne güzel kabarmış
Jk: internetten daha çok sana güvencem tamam tamam.
Annem ve bayan min tatillerini anlatıyordu. Hatta yolda karşılaşmışlar ve kaybolmuşlar.
Babam: sonra ben tabelayı fark ettim meğerse yanlış yola gidiyormuşuz.
Jk in babası: geride dönemedik.
Annem: olsun yinede orda ki gezi yerinide gezdik.
Bayan min: ayy evet ne güzeldi o göl.
Jk: neyse ki bir yol bulup gitmişsiniz.
Biraz daha sohbet ettik ve herkes evlere dağıldı. Odama gidip yatağıma uzandım. Sonra içeri annem girdi.
Annem: bugün için teşekkürler mi rae.
Mi rae: rica ederim anne her zaman.
Gözlerimi kapattım yavaşca bedenim rahatlamaya başladı..
•• | KISA OLMUŞ OLABİLİR AMA AKLIMA FİKİR GELMİYOR|••
🖤🖤🖤
