255

54 13 4
                                    

Valentino'da her şey normaldi Yoonoh için, Chittaphon içinse karmaşık. Tepsi tutmanın bu kadar zor olacağı kimin aklına gelirdi ki?

"Masa üçün siparişi hazır."

Yoonoh zili çaldığında oturduğu yerden kalkıp vişneli pastayı tepsiye alırken derin bir nefes verdi Chittaphon, en yoğun dönemi atlatmışlar, ikindi vakitleri için beş çayına gelen müşteriler ile ilgilenmeye başlamışlardı. Üç numaralı masanın siparişini verdikten sonra gözleri saate kaydı kısa boylu bedenin, okul çıkışı saati geliyordu, birazdan liselilerle dolardı bu kafe, eskiye götürürdü istemeden de olsa Chittaphon'u.

Lise çıkışı geldikleri bu kafe, zamanında orta yaşlı bir kadın tarafından işletilirdi. Kimsesi yoktu bekar kadının, kedisi neko ile sade bir hayat sürer, kafesini işletirdi.

Chittaphon ve Yoonoh'un istisnasız her okul çıkışı geldikleri bu kafe şimdi ikili tarafından çekip çevriliyordu, bunu düşündükçe gülümseyesi geliyordu siyah saçlının.

"Chittaphon, yarı zamanlı çalışan arkadaşlar geldi. Biz biraz dinlenebiliriz."

Yoonoh'un seslenmesiyle elindeki kirli tabakları alıp mutfağa doğru ilerlerken gelen iki gence ufaktan bir göz attı. Biri mavi, diğeri lila saçlıydı. Uzun boylu olan mavi saçlı üzerine mutfak önlüğü takarken lila saçlı olan garson önlüğünü giymiş, defter ve kalemi eline aldığı gibi siparişleri almaya koşmuştu.

Üzerindeki garson önlüğünü çıkarıp Yoonoh'un sesinin geldiği yere doğru ilerledi yavaşça Chittaphon. Mutfağa geri girmiş olmalıydı seslendikten sonra, şimdi de mavi saçlı gence yapması gerekenleri sıralıyordu. Bir süre gülümseyerek izledi Yoonoh'un tarifi anlatışını. Gülümsedikçe yanağında belli olan gamzeyi öpmek istese de tuttu kendini.

"Son olarak dolaba koy ve soğumaya bırak, ben bir saate burada olurum."

Mavi saçlı genç anladığını belirttiğinde Yoonoh yeniden gülümsemiş, Chittaphon iç çekmişti. Kesinlikle en yakın zamanda öpmeliydi o belediye çukurunu.

"Eve gidip yemek yiyelim, hem biraz dinlenmiş oluruz."

Belinden tutup Chittaphon'u mutfağın çıkışına doğru iterken temas ettiği bedenin kıpkırmızı olmuş yanaklarından bir haberdi Yoonoh. Yüzündeki gülümsemesi ile kapıyı açıp önden kısa boylu bedenin geçmesine izin verirken kasada oluşan yoğunluğu görünce durmuştu ikili.

"Dejun da gelmiş."

"Nerden anladın?" Kalabalığa bakıp üniformalı birini seçmeye çalıştı fakat başarısız oldu Chittaphon. Yoonoh onun bu çabasına güldü ve saçlarını karıştırdı.

"O gelir gelmez kasa önünde yığılma olur, kızlar doluşur."

"Yakışıklı demek ki."

Başını sallayıp güldü Yoonoh. "Seni bir gün tanıştırırım."

Chittaphon'un belindeki eli çekmeden çıkışa doğru ilerlemeye başlamışlardı ki, önlerine gelen üç liseli kız yüzünden durmak zorunda kaldı Yoonoh. Ortadaki kız elindeki gül buketini Yoonoh'a uzatıp gülümsemiş, pembeleşen yanaklarını tutup başını kaldırmıştı. "Bu senin için Yoonoh oppa."

Gülümseyip başını eğdi ve kendisine uzatılan çiçeği aldı Yoonoh. Bu sırada yanındaki Chittaphon sessizce olayları izliyordu.

"Teşekkür ederim Giselle."

Genç kız başını eğip Yoonoh'a alttan alttan bakarken yanındaki Chittaphon'u fark edebilmişti sonunda. Merakla kendilerini izleyen bedene dönerken Yoonoh Chittaphon'un fark edildiğini anladığı gibi onu öne çıkarıp geriye çekildi. "Çocukluk arkadaşım Chittaphon, beni birkaç günlüğüne ziyarete geldi."

Chittaphon belindeki elin sıkılaştığını hissederken Giselle'nin bakışları da zayıf bedenin beline kaymış, kocaman açtığı gözleriyle başını geri kaldırmıştı.

"Size iyi eğlenceler o zaman, biz de yerimize geçelim."

İki arkadaşını itekleyerek masalarına geçmesini sağlarken son kez Chittaphon'a baktı Giselle. Yüzünde anlamsız bir gülümseme vardı. Chittaphon anlam verememişti bu duruma, bu yüzden önemsememeyi seçip Yoonoh'un kendisini yönlendirmesine izin verdi.

"Bulgogi mi yiyelim yoksa Bibimbap ?"

"Tteokbokkiye ne dersin?"

𑁍︩︪𓅇֢𝆬

𑁍︩︪𓅇֢𝆬 ᮫

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
biz büyümeyi hak etmedik | jaetenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin