𝓛𝔲𝔪𝔦è𝔯e *νḲσσкмιη

19

Salı 04.45

Bulunduğum rahat konumda serbest bir şekilde uzanırken ağzımın içinde bir şeyler mırıldanıyordum. İçerisinde bulunduğum uyku o kadar tatlıydı ki bundan sıyrılmak zordu. Üzerimdeki halsizlik hala yerini korurken bulutların üzerinde süzülme hissi öylece yerinde duruyordu. Gece boyunca sarhoş gibi hissetmiştim kendimi.

Kolumu yan tarafa attığımda hissettiğim boşlukla irkildim. Gözlerim istemsizce aralanırken Taehyung'un yattığı tarafın boş olduğunu görmüştüm. Huzursuzca yerimde kıpırdanırken gözlerim onun yastığının üzerindeydi. O burada, bizimle değilken eksik hissediyordum.

Gözlerim karanlık odanın içerisini tararken gözlerim bir siluete çarptı. Biraz ileride pencerenin önündeki sandalyeye oturmuş sessizce sigarasını içiyordu. Pencere hafif aralıktı fakat herhangi bir soğuk esinti yoktu, oda sıcaktı. Bahar iyiden iyiye kendisini hissettiriyordu ve bu havaların iyiden iyiye ısınmasına sebep oluyordu.

Bakışlarım göğsümün üzerinde uzanmış Jimin'e kayarken gülümsedim. Sıcak nefesi boynuma çarpıyor ve beni bir huzurun içine sürüklüyordu. Gece öylece uzanıp kaldıktan sonra Taehyung hafif nemli bir bezle birbirimizin üzerinde bıraktığımız lekeleri temizlememize yardım etmişti. Duşa girecek halim bile yoktu. Tek istediğim uyumaktı. Kötü hissettirmiyordu, aksine yaşadığımız şey o kadar güzel ve özeldi ki hala içimdeki heyecanlı kıpırtılar yerini koruyordu.

İlk defa böyle bir zevki yaşamıştım. İlk defa birilerinin tenine dokunmuş ve yanıp tutuşmuştum. Bunu benim için o kadar kolay bir hale getirmişlerdi ki şu an kalçamda hissettiğim sızlama bile sıkmıyordu canımı. Hayatım boyunca unutamayacağım bir geceydi.

Bakışlarım Jimin'e dönerken saçlarına küçük bir öpücük kondurdum ve önüne gelen saç tellerini geriye yatırdım. Güzel yüzü rahat bir uykuda olduğunu belirtircesine sakin bir ifadenin eşiğindeyken gülümsedim. Hep böyle birbirimizle dip dibe olsak bir kez olsun itiraz etmezdim. Yemin ederim etmezdim. Ona sarılmak insanı dinlendiriyordu.

Yavaşça bedenimi ondan uzaklaştırdım. Rahatsız olmaması için sessiz hareket etmeye çalışıyordum. Yatakta doğrularak ayaklarımı yere sarkıttığımda Taehyung'un bakışları bana dönmüştü. Oturduğu yerde dik bir konuma gelirken yavaşça ayaklandım. Hissettiğim acıyla yüzümü buruştururken ona doğru ilerliyordum. Önüne kadar geldiğimde gözleri gözlerimdeydi. Parmakları parmaklarıma uzanırken beni kendisine çekmesiyle kucağına oturdum. "Çok mu acıyor?" diye sordu sessizce.

Kucağında rahat bir konuma gelirken üzerimde hala uyku mahmurluğu vardı. Bu yorgunluğu atabilmek için birkaç gün uyumaya ihtiyacım vardı sanki. Kafamı onaylamazca sallarken ellerini belime yerleştirmişti. Yumuşak hamlelerle belimi okşarken sessiz kaldım. Islak saçlarından yeni duş aldığını anlayabiliyordum. Gözleri öylece yüzümü turluyor ve beni inceliyordu. Daha sonra dudaklarının arasındaki sigarayı söndürerek dumanın çıkması için biraz daha araladı pencereyi. Temiz havayı almak iyi gelmişti. İçimde merak tohumları filizlenirken istemsizce araladım dudaklarımı. 

"Daha önce hiç..." Diyerek mırıldandığımda ilgili gözleri bana dönmüştü. Bakışları yumuşak, hareketleri hassastı. Onun şefkati her yanımı sararken kendimi küçük bir çocuk gibi hissediyordum. "Yani...Şey işte." Ellerimi hareket ettirerek konuşmaya çalışıyor ama cümlemi tamamlayamıyordum.

"Başka birisiyle yaptınız mı?" dediğimde önce kaşları çatıldı. Daha sonra belimdeki ellerini sıkılaştırarak beni kendisine daha çok çekti ve anlayışlı bir gülümseme belirdi dudağında. Elimde değildi, sorunun cevabını az çok biliyor olsam dahi içimde soru işareti kalmasın istiyordum. Ben ne hissediyorsam aynısı onların gözlerinde de vardı. Tekrar en başa dönecek değildim. Aramızdaki ilişkinin büyük bir aşama kat ettiğini görebiliyordum.