-Senin kollarında başlayan sabahlara, biten gecelere doyamadım hala.
Huzur bulduğunda kıskanırmış işte hayat.
Garip ama sen n'olur üzülme artık.
Değilsin yalnız, bu bir veda değil...-••••
-2 yıl önce-
"Gözleri kime benzer acaba... Sana benzesin Taehyung. Biri çift, biri tek kapaklı; kimsede olmayan en kusursuz kusur olsun gözleri."
Yedinci ayında oluşundan kaynaklı iyiden iyiye büyümüş karında gezen ellerinden birisini kaldırmış, eşinin göz kapaklarına dokundurmuştu parmak uçlarını belli belirsiz. Kahvenin en koyu tonundaki gözleri iri iri açılmış, dudakları hafif aralık, büyük bir hayranlıkla bakıyordu Taehyung'un içleri bile gülen gözlerine. Jeon Jeongguk, Kim Taehyung'un her bir zerresine tapıyor, dinmeyen hayranlığıyla dilini damağını kurutan bu güzellik karşısında bildiği bütün kelimeleri unutuyordu.
Onun bu bakışlarını hâlâ eşinin karnı üzerinde bulunan eline alttan gelen bir tekme hissedişi bozarken dalıp gitmiş hülyalı bakışlarından sıyrılmış, beyaz ve grinin açık tonlarının süslediği sarı aydınlatmalı odayı ikilinin kıkırtıları sarmıştı.
"Sanırım kızımız, gözlerinin bana benzediğini az önce onayladı sevgilim. İlk dileğin gerçekleşmiş bulunmakta."
"Şükürler olsun," diye neşeli bir şekilde mırıldanmış, kızının tahmini olarak kendisine ilk dayağını attığı karnın sol tarafına kocaman bir öpücük bıraktıktan sonra yükseldiği yerden Taehyung'un dudaklarına bastırmıştı dudaklarını. Hamileliğin getirisi olaraktan hepten dolgunlaşmış dudaklar Jeongguk'un kesinlikle vazgeçilmeziydi. Hemen ardından tombikleşmiş yanakları da art arda öpmüş "Her bir yeri sana benzesin," diye söylenmişti. "Sana benzesin ki ona baktıkça seni göreyim."
Tüm bu dilekleri hayatın ailesini ondan almasından önceydi. Bu yüzdendi ki; Taehyung baktıkça Jeongguk'u hatırlasın diye her bir zerresi kendisine benzemişti doğmamış kızının. Saçlarının siyahlığından tutun da ten renginin beyazlığına kadar Hyejin, Jeongguk'un tam bir kopyası olmuştu.
"Jeongguk, sana bir şey sorabilir miyim?"
Az önceki yakınlaşmanın dudaklarına kondurduğu gülümseme hala izlerini korurken tatlı tatlı mırıldandığında ses tonunun kalınlığına rağmen nasıl böyle olabilir diye düşünürken yanıtlamıştı Jeongguk. "Tabii ki sevgilim."
Taehyung siyah tutamlara parmaklarını daldırmış, kafasının içerisinde toplamaya çalıştığı cümlelerini bir düzene sokarken saçlarından yükselen yoğun karamel kokusunu çekmişti derin derin. Jeongguk'un her bir zerresi karamel kokardı. En çok boynundan sızar, tüm odalarının kendisi gibi kokmasına sebebiyet verirdi. Taehyung Jeongguk'a dair her şeye aşık olsa da, kokusu onun için bambaşkaydı.
"Bu sıralar," demişti bir elinin parmağı şakağından sol göz altına sızarken. "Bir şeylere canın sıkılıyor olabilir mi?"
"Hayır, neye sıkılabilir ki canım? Sen yanımdasın, kızımız karnında bizimle, ikiniz de kollarım arasındasınız. O nerden çıktı sevgilim?"
"Jeongguk..." Dudakları ufak bir tebessümle beraber şaşkınca kendisine bakan bedenin alnına yaslanmış, soluklu bir öpücük çaldıktan hemen sonra iki göz altına bastırılmıştı iyileştirmek ister gibi. "Ben seni kendimi tanıdığımdan daha çok tanıyorum. Bir bakışından, gözlerinin parlaklığından, şu güzel dudaklarının aşağı doğru bükülüşünden bile biliyorum seni. Gözlerinin altına karanlık çökmüş aşkım, ne saklıyorsun benden?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flawless // •Taekook
FanfictionKim Taehyung, Jeon Jeongguk'u çok özlüyordu. -text ağırlıklı -Dram -Mpreg