6. Bölüm : İyi mi Kötü mü ?

184 26 24
                                    

Selam ZoZoRi'ler, okuyan herkese en içten teşekkürlerimi yollayıp iyi okumalar diliyorum.

Duvara yaslanmış, bir elimde değnek duyduklarımı sindirmeye çalışıyordum. Yanlış duydum öyle değil mi? Bu doktor bebek falan demedi. Ama olamaz ya. Sekiz sene oldu bir ses seda çıkmadı, şimdi olacağı mı tuttu? İnanmıyorum.

Kafam hafiften döner gibi olduğunda gözlerimi karşıya dikip sakinleşmeye çalıştım. Sandalye falan da yok ki oturayım.

Sağ ayağımdaki alçıdan dolayı elimde tuttuğum değneği düzeltip doğrulmayı denedim. Ama değnek elimden düşünce bende yüz üstü yere düştüm. En son hatırladığım kafamın içinde dönen kuşlardı.

Büyük bir baş ağrısıyla açtığım gözlerim hemen etrafı incelemeye başladı. Durun bir dakika. Ben odamdayım. Ama kim getirmiş ki beni. Babam mı acaba? Evet ya kesin babamdır. Başka kim olacak. Sağ tarafıma dönüp komodinin üstündeki su dolu bardağı elime aldım. Bu su da yoktu burda. Kesin onu da babam koymuştur içeyim diye. Suyumu bitirip komodinin üstüne koyarken odanın kapısı açıldı. Ben içeriye babamın geleceğini zannediyorken, mübarek taş gibi bir çocuk içeri girdi. Çocuk ta demiyim benden büyük gözüküyordu. İçeri geçip kapıyı kapattıktan sonra

"İyi misiniz?"dedi. Ben hala daha bu karşımda dikilen kişinin ne kim olduğunu ne de niçin bu soruyu sorduğunu anlayamıyordum. Boğazımı temizleyip

"İyiyim. Teşekkürler."dedikten sonra soru soran gözlerle ona baktım. Hafif bir gülümsemeden sonra konuştu.

"Seni odaya ben getirdim. Yerde baygın yatıyordun."deyince bütün raylar yerine oturdu. Demek beni buraya babam değilde şu karşımda duran meteor getirmiş. Ay, çok rezillik bir durum.

Yerimde doğruldum ve minnet dolu bir sesle

"Teşekkür ederim. Gerçekten."

" Önemli değil...Elif" dedikten sonra arkasını dönüp odadan çıktı.

Bu da neydi şimdi. Benim adımı nasıl, nereden, niye öğrenmiş olabilir ki? Of benimki de soru, tabikide yardım ettiği kızın adını öğrenir. Benim gıcık olduğum şey bana adını söylememiş olmasıydı. Bende bana yardım eden kişinin adını öğrenmek isterim, öyle değil mi? Ama artık öğrenebileceğimi pek sanmıyorum.

Ben kapıya mal mal bakıp sırıtıyorken, birden açılınca ödüm koptu.

"Kızım iyi misin?"dedi babam.

"İyiyim."

"Doktorla konuştum, bir hafta burada kalacaksın."

" Neee? Ben bir hafta ne yapacağım burda?"deyip itiraz etmeye başladım. Çünkü ben burada kalmazdım ki. Telefonum da kırılmış zaten. Sıkıntıdan patlarım.

"Kızım burada kalmak zorundasın. En azından alçın çıkana kadar."

"Ya öf ya. Tamam, gidebirsin."deyip babama attığım tribi belli etmeye çalıştım. Ona hala kızgınım çünkü bana vurdu, haklı olsa bir şey demezdim ama bu durumda babam haksızdı ve bende trip atıyordum.

Babam da bunu anlamış olacak ki yanıma gelip yatağımın kenarına oturdu.

" Elif, bana hala kızgın mısın?"

Kollarımı göğsümde birleştirip kafamı sol tarafıma çevirdim. Yaramın üstünde bir el hissedince kafamı sağa çevirdim.

"Bunu kim yaptı? Şöyle bana, kimseden korkma."dedikten sonra sağ gözünden bir damla yaş süzüldü.

"Kimse yapmadı, kazayla oldu."

"Özür dilerim."deyip bana sarıldı. Bende onu bekletmeden sarıldım ve ağlamaya başladım.

"Benden özür dileme baba, kendimi çok kötü hissediyorum...Benim senden başka kimsem yok ki, sende gidersen ne yaparım?"

Babamdan ayrılarak gülümsedim.

"Seni seviyorum, baba."dedikten sonra gözyaşlarımı sildim. Babam hala bana bakıyordu. Yanağındaki gözyaşlarını elimle silerek yanağından öptüm. Derin bir nefes aldım.

"Onun, hamile olduğunu biliyorum."

"Ne, nasıl öğrendin?"

"Lavaboya gidecektim...Aaa, ben daha lavaboya gitmedim. Saçım başım birbirine dolaşmıştır şimdi."deyip hızla ayaklarımı yataktan aşağı indirdim.

Değneklerimi elime aldım. Babam da yürüyemiyeceğimi bildiği için elleri belime doladı. Beraber dışarı çıktık.

"Hala büyüyemedin demi, sen zaten güzelsin saçına baksan ne olacak bakmasan ne olacak? Annen de böyleydi. Saçına çok önem verirdi."

Saçımı sağ yanıma toplayıp babama gösterdim.

"İşte bunun için saçlarımı uzatıyorum ya."dedikten sonra, gelebilmek için bir koridor yürüdüğümüz lavabonun kapısını açtım. Babama dönüp

" İstersen gidebilirsin Seval'in yanına." Bunu gayet ciddi söylediğim için trip atmıyordum.

"Emin misin?"deyince gülmeye başladım.

"Ben değilim, sensin."dedikten sonra babamda güldü ve Güle güle deyip yanımdan ayrıldı. Babamın adı Emin olduğu için ona hep böyle şakalar yapardım. Hâlâ gülerek aynanın karşısına geçtim. Kendimi görünce gülüşüm bir anda yok oldu.

Bu ne? Tipim kaymış resmen. Tokam saçımın içinde kaybolmuş. Hemen elimi yüzümü yıkadım ve tarak olmadığı için elimle saçımı düzelttim. Tokamı da bulduktan sonra saçımı tepeden bir at kuyruğu yaptım. Eh, yüzümdeki yarayı babam da öğrendiğine göre kapatmama gerek yok deyip lavabodan çıktım.

Koridorda yürürken aklıma birden o çocuk geldi. Nerden çıkmıştı o öyle birden bire. Acaba kimdi, neyin nesiydi, off neden bu kadar merak ediyorum ben bu çocuğu. Allahım sen bana yardım et.

Tekrar odama gelince öküz gibi esneyip kendimi yatağıma bıraktım. Sanırım biraz dinlensem fena olmaz. Gerçi kaç gündür sadece uyuyorum ama boşver. Uyku kutsaldır. Zaten akşam olmuş, uyumam gerek.

Değneklerimi baş ucuma koyup üzerimi örttüm ve gözlerimi kapadım.

MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin