İLK İSTEK Bölüm 17

156 6 13
                                    

Evvet arkadaşlar yeni ve up uzun bir bölümle daha karşınızdayım. Aşağıda kiler ENES&DEVRİM bölümü paylaştığım Sezen Aksu şarkıları ile okuyabilirsiniz
Umarım beğenirsiniz. Bölüm sonu görüşürüz..

gidelim kızıl:P

*******

Akşam üstü Devrim bahçede otururken Güven gördü onu. Yüzüne baktı ama tek kelime etmedi. Devrim bi kaşını kaldırırken onu yanına çağırdı. Önce gitmek istemedi diğeri ama sonra el mahkum yaklaştı.

"Nasılsın Güven kardeş." Dedi geriye yaslanırken: "Rahatın yerinde mi?"

"Yerinde sağ olasın." Derken derin bir iç çekti Güven. "Sen nasılsın? Evleneceğin için heycan var mı? Hazırlıkların tamamlanmak üzere."

Gülümsedi Devrim önce.

"Bilmem." Dedi. "Herkes kadar sanırım ama senin yüzün asık. Dertli gibisin belli. Düğün arifesinde hem de. Enes de yok yanında!"

Sabahki olaydan sonra Enes ortalarda görünmüyordu. Bilerek sorduğuna emindi Güven. Kaşlarını çatmak istedi ama yapmadı. Onun istediği gibi oynayacaktı.

"Yok neden dertli olayım? Bir sebep mi var ki?" Dedi diğer sorusunu görmezden gelerek.

"Yok mu?" Derken tek kaşını kaldırdığında gülümsemesi yüzünden silinmişti. Dizinin üzerine eğilirken dikkatle yüzüne bakıyordu. "Yok mu sahiden? Bildiğin bir şeyler hani, sakladığın benden, yada yargıladığın... Yok mu hiç bir şey?"

"Yargılamak? Söylenecek çok şey var Devrim ama söylemem. Sana hatrımdan söylemem susarım. Sen kendine sor istersen, tutup da elinde kalacak ne var? Yok mu bir şeyler?" Diye sorarken o, ayağa kalktı Devrim ve yanına yaklaştı.

"Bana hatrından susacaksan susma Güven kardeş. Kimsenin nazını çekmem ben bilirsin. Diyceğin varsa yüzüme de. Soracağın varsa sor benim gizlim saklım yoktur. Ama bil. Herkesin doğrusu yanlışı kendine. Kimsenin kuralına göre oynamadım oynamam. Canım ne isterse onu yaptım her zaman. Ha bu başkasının canını yakarmış sıkarmış benim sorunum değil. İnsanların koyduğu kurallar benim umurumda da değil. Bana istediğini söyle ama arkadaşının canını sıkma." Yüzüne eğildi. "Canımız sıkılmasın."

Yüzüne bakarken Güven karşısında izlediği bu keskin bakışlı adamı tanımadığını fark etti. Bazen öyle bir an gelirdi işte. Küçücük bir boşluk anı insanı ta derinlerinden yakalardı. Yıllarca göremediğin bir şeyin varlığını görmek yüzüne sertçe çarpılan bir rüzgardan farksızdı. Ne yaparsan yap karşı koymak bazen olması mümkün olmayan yollara sürüklerdi insanı. Sen ne söylersen söyle yine aynı çıkmazın içinde debelenip dururdun işte. Bu korkunç değil miydi? Ellerin kolların bağlanmış da sen tüm gücünle karşı koymaya çalışıyormuşsun gibiydi. Dirensen de kaçmak için o çekim seni yakandan sertçe tutup bırakmıyormuş gibi...

Peki ne yaparsan yap aynı uçurumun kenarına geliyorsan ne yapmalıydın o vakit? Hiçbir yolun kalmamışsa eğer, hiçbir çıkış yoksa, dört bir yanından kuşatılmışsan atlamaktan başka ne gelirdi insanın elinden?

Ya atlayacaktı Enes, ya vazgeçecekti davasından. Ya bırakacaktı Devrim'in ellerine kendini hayatı boyunca işleyeceği günahın bedelini ömür boyu ödeyecekti. Ya da doğru olanı yapacak bu cehennemden kurtulmanın yollarını ararken küle dönecekti. Ama doğrular ve yanlışlar hiç bu kadar birbirine yakın olmamıştı.

Önce sıcak bir nefes hissetti yüzünü yalayıp geçen. Sonra bir dokunuş. Gözlerini açarken derin bir nefes aldığında tam yüzünün dibinde kendisine baktığını gördü Devrim'În. Ne olduğunu anlamadan öylece yüzünü izledi. Sonra kendine geldiğinde yatakta doğrulup hızla gözlerini kırparken telaşla etrafa baktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 18, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Zehr-i SERMESTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin