Yabancı Bölüm 6

290 14 6
                                    

Seeelüüü Millet eevvet yine ben, bakın gecikmeden geliyorum.. paylaştığım Sezen Aksu parçalarıyla okuyabilirsiniz, bu ilk fotoğraf Enes, En altta ki fotoğrafta ki Devrim,,,
seviliyorsunuz öpüldünüz..:XD

*******

*****Bir pencereden bakmak gibiydi anılarda gezinmek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*****
Bir pencereden bakmak gibiydi anılarda gezinmek. Hem değiştirmek istediğiniz hatalarınızla örülü, hem uzanmak istediğiniz mutluluklarla sarılı. Bir dileğiniz olsa hangisini dilerdiniz peki? Aynı mutlu anlarınıza ulaşmayı mı yoksa hatalarınıza müdahale etmeyi mi? Geçmişi değiştirdiğinizde bugün ki siz olur muydunuz peki? Ya yaşanmışlar yaşanmak zorunda olanlar ise, ya zamana müdahale etmek değil, ondan ders çıkarmak gerekliyse. Yine de ne yapılırdı? İnsan hangi dileği seçerdi?

Bir dilek seçmiş miydi Enes? Belki bir dilek hakkı vardı. Belki o dileği gerçekleştirmek için gelmişti. Bilmiyordu. Lakin bildiği bir şey vardı. Devrim'in sahiden mutlu olmasını istiyordu. Geçmişe sünger çekebilirlerdi. Nasılsa değişmeyecek bir an için bir ömrü yıpratmanın anlamı var mıydı?

Akşam vakti konağın bahçesine koca bir masa hazırlamışlardı. Devrim arkadaşlarını en iyi şeklide ağırlamayı istediği belliydi. Belki bir kuş sütü eksikti. Güven'in o mutlu yüzü görülmeye değerdi doğrusu.

"Niye çekiniyorsun sen?" Diye sordu bir ses yanına otururken. Başını çevirdiğinden Enes Devrim'in gülümseyen yüzüne baktı.

"Yok ne münasebet..." Diyerek gülümserken yanında ki su bardağını alıp bir dikişte içti.

"Yine aynı şeyi yapıyorsun." Derken gülümsemesini sürdürdü Devrim.

"Neymiş o?"

"Saklanmak için başka şeylerle uğraşıyormuş gibi yapıyorsun. Sorulardan kaçmak için gözlerini kaçırıyorsun."

"Sana öyle geliyor damat bey." Derken gülümseyerek Devrim'im yüzüne baktığında, diğeri başını sallayarak rakı bardağına uzandı.

Etrafa bakarken Enes, gözü sürekli beli silahlı adamlara kayıyordu. Devrim'in bu lüks evi, Meksikalı uyuşturucu baronlarının evini andırıyordu resmen. Onun sahiden varlıklı bir aileye sahip olduğunu fark etmişti ama burası başka bir şeydi. Üniversiteye giderken İstanbul bebek de bir loft dairede yaşıyordu. Fiyatı dudaklarını uçuklatabileceğinden sormaya gerek duymamıştı. Bunları nasıl kazandıklarını sormaya dili varmıyordu. Zaten onu da ilgilendirmezdi.

"Rahatla biraz." Dedi Devrim. Fakat yüzünde herhangi bir ifade görünmedi.

"Rahatsız olduğumu düşündüren nedir? Rahatsız değilim ki. Bak, çalan şarkıya eşlik edeceğim birazdan. Az daha kafayı bulmam lazım."

"Hmm. Şarkı demişken.." Dedi kendi kendine ve Güven'e baktı. "Güven. Bize bir şarkı söyle..." Dedi kısık gözleriyle, muhtemelen çakır keyf olmuştu.

Zehr-i SERMESTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin