Biri beni gömebilir mi?

118 3 0
                                    

Artık kafa dağıtmaya gerçekten ihtiyaç duymaya başlamıştım. O kadar bunalmıştım o kadar sıkılmıştım ki. İnsanlar hep etrafımda kalabalık yapıyordu. Gereksiz bir gürültü vardı hep etrafımda. Katlanacak halde değildim bu gereksiz insan topluluğuna. Bende Beliz'i çağırıp kafeye gitmeye karar verdim. En iyisi kilolara aldırmadan yemekti. Yiyerek mutlu olabiliyordum. Daha çok uzun yıllar  beni alacak kimse olmadığına göre kilolarımla mutlu olabilirdim. Ben yedim, ben böyle olsun istedim. Hem o kadar para verip yedim ne yediysem, şimdi saatlerce o kiloları vermekle uğraşamam. En sade makyajım ve en sade kıyafetlerim ile evden çıktım. O salak elbiselerin tutsaklığı yok diye seviniyordum. Zafer kazanmış gibi rahat rahat yürüyordum. Dolaşa dolaşa bir kafeye gittik. Burası eve uzak olmayan sakin bir yerdi. Oturduk pencere kenarına, siparişimizi verdik. Ben bir dilim çikolatalı kekle bir bardak portakal suyu aldım. Beliz de çikolatalı pudingini almış yemeye hazırlanıyordu.  Oturduk sohbet ediyorduk, dedikodu her zaman ilaçtı bizim için. Bunu yapmak herşeyi unutturmasa da en azından hafifletiyordu. Size de olmuştur, çok büyük bir derdiniz olur, sevdiklerinizle vakit geçirince unutursunuz veya en azından o an rahatsınızdır, hayat bir an durur. Anlatınca keseden yük hafifler sanki. Bir kuş gibi özgürlüğünüze kavuşursunuz. Bende tan böyleydim o sıra. Kafenin camından dışarıyı seyrediyordum, güzel bir gün, insanlar dolaşıyor, hava sıcak. Benim böyle düşündüğüm sırada siyah bir araba durdu kafenin önünde, park alanına arabayı park etti, filmli camlarıyla ve parlak siyahlığıyla güzel bir araba olduğu tartışılmaz bir gerçekti. Bakıp önüme döndüm. Bu kısım dikkatimi çekmemişti. Sizin de dikkatinizi çekmediğini biliyorum. Sonra bir ara kafamı tekrar çevirip içinden inenleri görünce öksürmeye başladım. Sanırım kek boğazıma kaçmıştı. Şok geçiriyor olma ihtimalim de çok yüksekti. Evet evet bu Hakan ve yanında da gıcık, şımarık karısı. Tamam düğünün üstünden nerdeyse bir ay geçti ama ben psikolojinizden kurtulamamışken ne bu canım? Ben sizin yüzünüzden gelmiş burda oturuyorum burda da rahat bırakın ayıp olmazsa? Gittiğim her yerdeler, rüyalarım yetmiyormuş gibi hayatıma da giriyorlar. Hakan kapıyı açtı, kız o an çantasını karıştırıyordu meşgul olduğu için kapı aralığına ayağını koyan mükemmel koca şu an en iyi eş ödülünü alabilirdi. Hakan kıza iyi bakıyor sanırım. Kız çok güzelleşmiş. Hani zaten güzeldi de. Takip etmeyip her dakika baktığım sayfasında da spora gittiğini görmüştüm, sunumlarını paylaşıyor, kocam da kocam diye sayfasını dolduruyor bir sürü de beğeni alıyordu. Onların beni görmemesi için dualar ediyordum hatta olduğum koltuğa gömülmüştüm ki karısı beni görüp yapmacık bir şekilde yaklaşmaya başladı, hayatımın sonu bu kızın elinden olacak benden size söylemesi, bu arada Hakan bana bakmadı, ceketini oturacakları koltuğa atıp yerleşti oraya. Rahat bir insandı zaten, hep böyleydi.
Kızın adı Asya bu arada, kendisi uzun boylu, yeşil gözlü, kumral bir kız. Benim tam tersim.
Bu beni görüp büyük bir heyecanla yanıma geldi, sağolsun! Bende bunu bekliyordum!
-Ya canım! Sen de mi burdasın!
+Aaa merhaba, ne güzel tesadüf bu böyle!
-Nasılsın ya görüşmeyeli?
+İyiyim sen nasılsın?
-İyiyim bebeğim, ne güzel rastlantı ama!
+Ah evet çok güzel gerçekten. Evlilik nasıl gidiyor aranız nasıl?
-Aaa süper ötesi. Sana bir şey söyleyeceğim inanamayacaksın bak, tahmin et ben neyim?
+Ay nesin? Kanser misin Allah korusun? Değilsin değil mi? Kıyamam tedavi ol bak aksatma, üzüldüm şimdi. Tansiyon hastası mı çıktın yoksa? Kaç ay ömrün kalmış?
Ben kendimi cidden kaptırmış hatta ölürse vicdan azabı çeker miyim diye düşünüyordum.
Sus artık der gibi yüzüme baktı hatta gerizekalı mı acaba der gibi baktı da ben öyle anlamak istemedim işte karnına elini koydu şöyle bir.
-Allah korusun canım, hamileyim!
Ağlayacak oldum, suratım düştü, portakal suyumdan bir yudum daha aldım, gözlerim doluverdi, yutkundum. Canım neden bu kadar çok yanmıştı? Neden kaldıramamıştım?
+Hayırlı olsun, ne zamandır?
-2 haftalık bebeğimiz, daha yeni.
ve nasıl dediğimi bende inan bilmiyorum ağzımdan şu laflar çıkıverdi
+Canım hayırlı olsun bebeğiniz, Allah analı babalı büyütsün de az uzağa gider misin? Malum hamilesin yine kusacaksın, aynı sahneyi yaşamak istemem de yani.
Bu laflara ben olsam bozulurdum, kendimi keserdim, kadının umrunda bile olmadı.
-İlahi tatlım, şu üzerindeki renk seni açmış, çok yakışmış ama bordo kötü duruyordu o gün bence, bende sana renk katmak istedim fena mı yani? Alınmıyorsun değil mi? Şaka yapıyorum güzelim! Sevdim ben seni!
Salak gibi kaldım, inanabiliyor musun, laf yedim. Lafı söyleyip gururla oturan ben olacaktım, havalı bir bakış atacaktım ki bu rolü de Hakan'ı kaptığı gibi kaptı kadın. Yalandan gülümseyerek kafa salladım. Bu da gidip kocasının yanında yerini aldı zaten.
Belizle beraber kekimin son parçasını yolda ağzıma atmak üzere ayağa kalktım, sertçe kapıyı açıp aynı sertlikle kapattım. Kafam bir matematik probleminden daha karışıktı şimdi. Hani düşünüyorum 17 yıldır burdayım. Hep yıktı bu şehir beni. Şuna bak sevdiğim adamın karısı üstüme kusup hamileliğiyle üste çıktı. O kadar anı bende saklı değilmiş gibi başkası onunla aynı evde kalıp ondan hamile. Burda ilişki de yaşanmaz, sonuçta artık gidiyorum. 7 ayım var gitmek için. 4 ay sonra sınavım var, hazırlanıyorum. Yaprak testler havada uçuşuyor. Umursamıyorum. Arada sınavlara giriyorum, geziniyorum. Yaşam amacım dahi yok, yazık değil mi bana? Farkındayım şu an anlıyorsundur ve acıyorsundur bana, haklısın.
Bende diğer romanlardaki gibi cicili bicili bir hayatım olsun isterdim ama benimle çıktığın serüven de bu oldu. Benim hayatım böyle sabitlenmiş, endekslenmiş tek bir noktaya. Neye elimi atsam ters tepiyor. Neyi çok istesem mutlaka olmuyor.
Eve geldiğimde kapıyı annem açtı. Uzun uzun yüzüme baktı.
+Neyin var senin Berfu? Ne bu hal?
-Bir şeyim mi var anne?
+Hakan'ın düğününe gittiğinden beri böylesin.
-Sence de normal değil mi?
Odama girip saatlerce ders çalıştım, telefonu kapalı tuttum. Zaten açsam da arayan kimse olmayacaktı, orası ayrı konu.

Oysa kiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin