Deli diyorlarmış benim halime

52 4 0
                                    

Ayaz bu ay çok durgun. Bende neden bu halde olduğunu anlamıyorum. İnanamazsınız. Yüzüme bakmıyor. İlgi desen sıfır. Sevgisi bitmiş gibi bir hava içinde. Düşünceli gibi, kafasına takılan bir şeyler varmış gibi. Sürekli düşünüyor. Anlatmasını istiyorum, anlatmıyor. Benden hiç bir şey saklamazdı. Acabalarım oldu. Takip etmeye başladım. Sanırım bu takıntım sinir yaptı bende, artık nasıl delirmişsem, ne olsa içinde bir bokluk arıyordum. Her mesajının altında bir şey aramaya başladım. Kızlar sürekli beni uyarıyordu;
Saçmalama, yapma böyle, bıktı çocuk. Valla ayrılırsınız, kızım ne pimpiriklisin yok işte bir şey dedi durdu hepsi umursamadım, delirmiştim. Katlanamıyordum.
...
Ayaz aradı buluşalım dedi. Tamam dedim, hızlıca hazırlandım, buluştuk. Oturduk arabada. Etrafı izliyorduk.
Ayaz bugün iyiydi yani öyle görünüyordu, kayıklara bakarken ne güzeller değil mi? dedim, Ayaz sustu, durgunlaştı, tekrar içine kapandı bende birden bağırdım.
-Ne bu! Ne oluyor sana Ayaz yeter artık! İstemiyorsan söyle, bitecekse söyle. Derdin ne, bir kelime et artık bir şey söyle.
Ayaz kulaklarını tıkadı, başını direksiyona koydu, bana baktı. Gözleri kan doldu, kıpkırmızı olmuştu sinirden. Öyle bir bağırmaya başladı ki, irkildim.
+Sık boğaz etme beni! Asıl sana yeter! Pimpiriklinin tekisin sen. İn lan arabamdan! İn diyorum sana. İnsene, in dedim!
Gerçekten çok korktum, ona sarılıp ağlamak istedim, korkudan titriyordum. Ses tonunu keşke burda tarif edebilsem, elini kaldırmış bağırıyordu. İnmeye mecburdum, beni istememişti, in dedim sana in lan git arabamdan diye haykırıyordu, indim. Durağa gittim, param yoktu son paramla ilacımı almıştım. Yolda kan şekerim düştüğünde çikolata alacak param bile yoktu. Çağıracak kimsem yoktu, Levent şehir dışındaydı. Gitsin diye bekledim, yürürsem bana acır diye düşündüm. Ağladım, ama görmesinden korktum, akan damlaları bile silemedim. Canım çok yanmıştı o kadar korkmuştum ki. Yürüsemde eve gidemezdim çok uzaktı. O kadar zoruma gitmişti ki. Durakta çaresizce oturuyordum. Otobüslere binmiyordum. Ayaz gitmemişti. Birinden para istemeyi düşündüm, yapamadım. Belki giderdim ama Ayaz orda hala beklerken yapamadım, zaten kalkamadım da hala tir tir titriyordum. Bana bağırışı hala kulaklarımdaydı, ellerimle kulaklarımı kapattım, ağlıyordum.
Birden Ayazı karşımda buldum, başımı eğdim, eğildi. Dizlerimi tuttu, birden ona;
-Ben gidecektim, otobüs dolu diye binmedim yemin ederim. Gerçekten sen beni al diye beklemedim, kızma bana, gidiyorum şimdi. Hadi git lütfen, otobüs gelir, giderim ben.
Elim ayağım hala titriyordu, ağlıyordum.
Elini kaldırdı, vuracak sandım, öyle biri değildi ama öyle sandım, sesimi çıkaramadım sadece başımı ellerimin arasına aldım gözlerimi sıkıca kapattım, vurmasını bekliyordum benden nefret ettiğini düşündüm, hatta vursun da bitsin dedim sadece 'gidecektim yemin ederim gidecektim." diyordum. Saçıma koydu elini ve yanıma oturdu.
+Korkuyorsun, titriyorsun, ağlıyorsun, kendimden nefret ediyorum, ben sana zarar verebilir miyim? Sadece bir an sinirlendim ondan bağırdım özür dilerim.
Elimi tuttu, başımı korkarak omzuna koydum, hala tedirgindim. Hala titriyordum.
-Vuracaksın sandım.
+Ben öyle bir şey yapar mıyım Berfu bunu nasıl aklından geçirirsin?
-Beni götürmek istemiyorsan eğer Leventi ararım ben, sana yalan söyledim. Param yoktu, ondan gidemedim.
+Leventi çağırsan çoktan çağırırdın şehir dışında olduğunu biliyorum.
-Olsun bana sinirliysen ben başımın çaresine bakarım. Taksi çağırır evde öderim.
Kolunu açtı, başımı göğüsüne doğru çekti
+Seni çaresiz bir başına bırakır mıyım? Ben sana aşığım. Seni ölüm gelene kadar yalnız bırakmam ben Berfu. dedi
Arabaya doğru yürüdük hala çok korkuyordum, arkaya bindim. Hiç konuşmadım, yine bana bağırır, sinirden kıpkırmızı olur diye, ben onun hiç bu halini görmemiştim. Camdan dışarıya bakıp yüzüne bir kere bile bakmadım.
Evde ağlaya ağlaya uyudum...
Uzun süre, Ayazla konuşurken laflarıma dikkat ettim, bana vurmasından o kadar korkmuştum ki yine kızacak diye korkuyordum. Onunla eskisi gibi olamadım. Buluşunca korkuyla elini tutuyordum, hatta çok yorgun olduğum tansiyonumun düştüğü bir ara başımı omzuna koymak için izin aldım, bildiğin başımı omzuna koyabilir miyim dedim. Sonra da dakika başı omzun ağrıdıysa söyle lütfen kaldırabilirim kafamı, rahatsız olursan söyle falan dedim. Bir ara çok susadım, bozuk param yoktu, ondan su isteyemedim. Bana kızar sanıyordum. Bunu bir gün yürürken farketti. Yorulmuştum ama söyleyemiyordum. Birden of deyiverdim. Bana baktı tek kaşını kaldırıp hemde öyle bir baktı ki, işte o an hemen savunmaya geçtim.
-İstemeden oldu, ben başka bir şeye of dedim gerçekten sana demedim. Özür dilerim, sana değildi, başka bir şeye dedim.
Erkekleri tanımıyordum. Hakan Asya'yı o hale getirdikten sonra erkeklerden çok korktum.
Elleriyle yüzümü tuttu ağlamaya başladım
-Yapma, gerçekten sana değildi, özür dilerim valla istemeden, yemin ederim, devam edelim yürümeye bak gerçekten sana değildi.
+Benden korkuyorsun Berfu.
-...
+Yapma, bu kadar incittim mi seni?
-Ben şey, hayır, o gün, neyse.
Ve bana sıkı sıkı sarıldı
+Sana zarar verecek son insan benim, benden korkma yapma bunu kendimi affedemiyorum.
Sarıldım ona, Allahım dedim iyi ki karşıma çıkarmışsın Ayazı!

Oysa kiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin