Kablosuz kulaklığını kulak deliklerine sabit bir şekilde yerleştirip,saçlarını tepede bağladı .
Derin bir nefes alıp , kulağında son ses çalan şarkı eşliğinde , başladı boks torbasına yağdırmaya .
Beyni mi hızlı çalışıyordu ,
yoksa kollarımı hızlı hareket ediyordu anlamış değildi.Aklındaki bitmeyen davalardan hızlı hareket ederek kurtulamayacağı'nı anladığında , sırt üstü yere atı vücudunu.
Derin nefes alıp verdikçe daha bir soluğu kesiliyordu .
Tepesinde direk gibi dikilen birinin nefes alış verişlerini duyuyordu , yalnız takılmayı sevdiği için tepkisiz kalıp gitmesini bekledi ve aynı zamanda gerilen vücudunu da dinlendirmiş oldu .Dış dünyadan bağımsız , iç dünyaya bağlı bir hayata sahip.
Ne güzel bir duygu , kendini mutlu edebilmek .
Yüzünde gizli bir gülümseme.
Kalbinde hafif bir çarpıntı.
Ruhunu okşayan huzur.
Daha ne isteyebilir ki ?Çalan müzik durduğunda, gözlerini kırpıştırıp uzandığı yerden doğruldu .
Bir saatlik sporun yeterli olduğunu düşündü .Yorgun vücudu sızlarken kafasında inanılmaz bir sızı hiseti .
Az önceki huzuru nereye kaçmıştı , hiç anlamış değildi ancak eve giderse yorgunluğunu atlatacağını düşünerek hareketlendi .Telefonu durmadan çalıyordu ama umursadığı yoktu .
Uçak moduna alıp , telefonu tekrardan spor çantasının içine atınca sokağın gürültülü kaldırımlarını da aynı umursamazlıkla on dakikalık bir mesafede zor bitirip , eve vardı .Seri hareketlerle üstündeki terli kıyafetleri çıkartıp , soğuk bir duş aldı.
Bütün yorgunluğu uçup giti sanki.
Yaptığı spor sayesinde mi ?
Yoksa aldığı duş sayesinde mi ?
Orası tartışılırdı.Mutfakta kendisine sıcak bir kahve hazırlıyorken , kapının gürültülü bir şekilde çalıdığını işiti.
Kahvenin suyunu hızlıca bardağa boşaltıp , sıcak fincanı avuçlarının içine yerleştirdi.Avuçlarının arasındaki sıcak finca kendisini fazla belli ediyorken , saçları aksini gerçekleştiriyordu çünkü ıslak saçlarından damlayan sular tişörtüne damlıyordu .
Ama şu an gürültüyle yumruklanan kapı daha önemliydi .
Avuçların ın içine yerleştirdiği kahve fincanını sol eline alıp , boşta kalan eliyle kapıyı açtı .
Herşeyden habersiz iki taraf ta neye uğradığını şaşırdı ama yüzüne doğru savrulan sert yumruğu kafasına yiyen İz olduğu için onun açısından daha sıkıntılı bir durumdu .Yumruğun acısının aksine , üzerine dökülen sıcak kahve daha çok canını yakmıştı .
Yanma hissinin ardından dişlerini sıkıp , tüm gücüyle çığlık attı . " Aras ! "Aras haklıyken haksız duruma düştüğü için , içinden küfürler yağdırıyordu.
Ama olan olmuştu .Yere düşen bardağın parçalarını umursamadan : karşısında ıslak saçlı , ıslak tişörtlü ve sinirli kızın,
ayaklarını yere vurarak banyoya koşturduğunu keyifle izledi.Herşeyi mahvetmişti.
İçinden " İnşalah kafasına yediği yumruk sert değildi." diye geçirdi.
Yoksa vicadan azabıyla kavrulurdu.Kapının önüne saçılan cam parçalarını temizleyip , elerini dikatlice yıkarken
aradan geçen dakikalardan habersizdi .
Mutfaktan sesler geliyordu ama evde kimsenin olmadığından emindi.
Başka biri evde olsa, az önceki gürültüyü duyup tepkisiz kalmazdı .Düşünerek bulamayacağını anladığında , mutfağa yöneldi.
Aras' a gördükleri inandırıcı gelmedi .
Çünkü az önce İz , kafasına yumruk yememiş , üzerine kahve dökülmemiş gibi tekrardan mutfakta kahve yapıyordu .
