09.11.2016
O siyah saçlar...
Kalbimin merdivenlerini üçer beşer çıkan o kadın, çiçek tarlalarında dolanırdı. Parmakları gitarın tellerinde ritmik hareketlerle dolanır, saçları omuzlarında tahtını bulmuş krallar gibi dururdu. Şah damarından, hayat bulduğu yerden bir kerecik öpsem, kalbimdeki ressam en güzel eserini dökerdi ortaya.
Her akşam votka rakı ve şarap
İçtikçe delirir insan olur harapKurcaladığım radyoda, tanıdık gelen melodi kulaklarımı doldurduğunda duraksadım. Sırtımı, oturduğum sandalyeye daha çok yasladım. Aklım, yine benden izinsiz Efsun'u düşünmeye başlamıştı. Gözkapaklarım örtünüp beni yine derin düşüncelere sokmuştu.
Alnını örten saçları, siyah gözleri, giydiği kıyafetlerden güzelliğini daha çok ortaya çıkaran bedeni, bazen saçlarına sardığı mavi bandanası ile çok güzeldi. Güneş gibiydi, sımsıcak ve parlak.
Kurtar burdan beni ne olursun ya Rab
Bitsin artık bu korkunç serapDudaklarım benden bağımsızca gülümsedi, dükkân soğuk olmasına rağmen içim sıcacık olmuştu. Soğuk havadan, aniden sıcak ortama geçmişim gibi bir ürperti bedenimi istila ederken kalbimin dört odacığı da onu haykırıyordu.
Çok sev onu Akif, çok sev.
Muhsin ustanın sözleri zihnimin duvarlarında yankılandı. Sevecektim onu, o kadar çok sevecektim ki, içindeki dingin acılara, yangınlara inat manolyalar ekecektim kalbine. Ruhu ruhuma nasıl denk geldiyse, gönlümdeki zindanlara da öyle hapsedecektim onu.
Gözlerimi araladım, onu düşünürken içimde kıpır kıpır olan bir şeyler vardı. Aniden kafama esen istekle ellerimdeki boyayı önümdeki masaya bırakıp ayaklandım. Saat, henüz akşam değildi fakat, içimde kabaran onu girme isteği her saniye gittikçe artıyordu.
Ayaklandım, ellerimi eski musluğun önünde yıkayıp tenimdeki boyalardan kurtulduktan sonra montumu üzerime geçirdim. Atkımı boynuma üstünkörü bağlayıp, saçlarımı parmak uçlarımla taradım ve keman çantasını elime aldım. Dudaklarım, birazdan Efsunuma kavuşacağımı bildiği için yukarı doğru görünmez bir iple asılmış gibilerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜLDEN ŞEHRİN KIRINTILARI
Dla nastolatkówSarhoş olmak için kırmızı, sıcak bir şarap gerekmezdi, kendisi yeterliydi. Burası onun kendine ait mabediydi. Müzik kokan bedeni, gece saçlı kadının, bir meleği andıran yüzünün eviydi. Koca sema tanıklık etti onların bu naif aşklarına. Zarif ruhlu...