Baş Belası

2.9K 274 39
                                    

Vote ve yorum bırakmayı unutmayın...

"Bela istemiyorum."diye yineledi korkudan gözleri dolan oğlan titrekçe.
"Bakın beyefendi..."

"Offf."

Daha şimdiden rutini bozulmuştu.
Her sabah aynı saate uyanan aynı saate lavaboya giden Yalın'ın rutini bozulmuştu!
Üstelik eli silahlı bir şehir eşkıyası tarafından.

Daha ilk günden okulu ,işi ve hayatına dair  bütün o rutinler dağılmış ve yap boz gibi bozulmuştu anında.
Resmin tamamı yok olmuş ve parçalar haline gelmişti.

"İşe gidemedim."dedi Yalın sıkıntıyla.
"Okula gidemedim. Beni rehin alamazsınız çünkü okuyorum?"

"Ney?"dedi kehribarları ve altın rengi saçları parlayan oğlan kahkaha savururken.
"Seni kaçıramam çünkü devamsızlık mı olur bu?"

"Bakın anlatamıyorum size kapkaçcı bey.."diye yutkundu Yalın.
"Faturalar kendiliğinden ödenmiyor. Devam sınırı  beş hafta. Lütfen zorluk çıkarmayın.
Polise gitmeyeceğim,yüzünüzü de tarif etmeyeceğim.."

"Hım.."dedi oğlan dudak büküp yaralı yere eliyle basarken.
"Sen polis beylere gitmesen senin yüzünü gören kasiyer beni bulmak için seni almayacak diğerlerine haber  salmak üzere demek?"

"Ne!"

"Tırnaklarını ve dişlerini sökerek işkence ederler sana pamuk şeker."diye fısıldadı Doğan.
"Ve yüzümü biliyorsun. Adımı da biliyorsun. İşkenceye dayanamadan  ötersin.
Riske atamam.
Ben nereye sen oraya."

"Diğer rehinelere ne yaparsın?"dedi Yalın dudak ısırıp.
"Kaç gün tutuyosun onları?"

"Hepsi öldü."dedi Doğan kehribarları devirip.
"Saniyesinde."

"K-katil mis..."

"Vuruldular aptal. Sadece sen sağ çıktın."dedi Doğan derin bir nefes verip.
"Yaşıyorsun..."

"İşten atılacağım...Okulum mahvolacak."dedi Yalın acıyla.
"Eli silahlı bir manyak evimde salonumda oturuyor! Bu bir kabus..Evet...Kâbus görüyorum."

Doğan tavana iki el sıkıp avizeyi paramparça ederken sırıttı.
"Yok la yok.
Rüyada silah sesi veya kan görmek rüyayı bozar. Bozulmadı. Gerçek demek ki."

"MANYAK MISINIZ!"

"Ben ve kimler?"dedi Doğan alayla.

"Sana neden Tekcan diyorlar?"diye mırıldandı Yalın korkuyla.
"Bana ismini de yanlış söyledin. Bırak ne olursun rehine olmayayım."

"Küçük minik titrek oğlan..."diye fısıldadı Doğan göz devirip.
"O benim aile içinde adım ve o ismi bir kez daha kullanırsan seni şuracıkta boğarım."

"Annen baban olmadığını ..."

"Yoklar."dedi Doğan sinirle.
"Umrumda da değil."

"O zaman...Abin var ?"diye mırıldandı  Yalın.
"Abinle kalsan bir süre."

"Ailemiz ikiye ayrılır. Babaları mutlu edenler ve babaları üzenler..."diye yanıtladı Doğan alayla.
"Tahminen hangi taraftayım ben?"

"Üzenler mi?"

"Onları en çok ben gururlandırıyorum !"dedi Doğan sinirle.
"Halim'in,Ali'nin,Tuğba'nın ve Kevser'in canı cehenneme!"

Doğan acıyla yutkundu.
Ailenin en sevilen ve gözde çocuğuyken  ergenlikle birlikte en kalp kıran ve hayırsızı haline gelmişti.
Ama hepsi onlar içindi aslında.
Minnet ve sevgi borçluydu.
Kendi canından daha çok kıymet veriyordu onlara.

Ondan okula gitmesini beklemişler ve en iyi okullara yazdırmışlardı.
Doğan okumamıştı.
Bir dönem olmuştu ama üniversiteye dahi uğramamıştı.

Şirkette en iyi pozisyonda başlaması için çabalamışlardı.
Doğan kaçmıştı.
Şirkete diğerleri gibi hizmet etmenin başka yolları vardı.
Diğerleri muhasebecisi olmuştu,kimi avukat olmuştu.
Kimi iş insanları olmuştu yönetimdeydi.
Bazıları doktor ve mühendis olmuştu.

Doğan ise...
Doğan ise onlar için çok daha büyük bir gurur kaynağı olmaya çabalasa da sanırım kendini ifade edemiyordu.

Çünkü Doğan ve bir kaç kardeş daha biliyordu ki başları büyük belâdaydı ve babalar onları uzak tutmak için gizliyordu.
Ama Doğan biliyordu.
O yüzden bütün bu gereksiz aksiyonlara en önde kendini vermişti.

"Seni öldürürüm."dedi Doğan sinirle oğlana.
"Planım mahvolursa seni öldürürüm! Benimle geliyorsun hemen şimdi!"

"Ne! Nereye!"
Yalın bayıldı bayılacak halde kalbini tutarken Doğan kükredi.

"Benim evime !"diye gürledi Doğan.
"Bundan sonra benimle yaşayacaksın.
Rehine !
Her şey bitene kadar."

Gangsta ParadiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin