Vote ve yorum bırakmayı unutmayın...
Kasiyer ters bir bakışla dışarıyı süzse de ondan önce fark etmişti maskeli soyguncu. Silahı tam Yalın'ın şahdamarına bastırırken sırıttığını hissedebiliyordu oğlan onun. Yalın tenine değen soğuğun tam olarak ateş gibi yakmasıyla birlikte birbirine çarpan dizleriyle inleme koyverdi. Ağlayacaktı ve şuan gerçekten annesini istiyordu.
"Sikerim belanızı."diye mırıldandı soyguncu alaylı bir sesle. "Uslu dur.."
"T-Tamam..."
"Dışarıdakiler.."dedi alaylı bir gülüşle. "Sizinkiler mi ?"
Yalın dışarıda üç adet polis gördüğünde bildiği tüm duaları içinden defalarca kez bozuk bir plak gibi sardıra sardıra mırıldanırken soyguncu daha da sert bastırmıştı şimdi silahın ucunu oğlanın narin boynuna.
"Sivili bırak."diye mırıldandı kasiyer dişleri arasından. "Sana dokunmayacağız."
Soyguncu çevik bir hamleyle Yalın'ı kolları arasına alırken oğlanı kendi göğsüne yapıştırmış,silahı ise direkt olarak beynine hedeflemişti. Alayla döküldü o cümleler dudaklarından.
"Ebemin de taşşakları olsa,dedem olurdu."diye kestirip attı seri halde adımlarla çıkışa yürüyen ve Yalın'ı da kendiyle sürükleyen adam.
Kasiyer hala elleri havada dursa da gözlerinin arkasındaki polislere baktığını görebiliyordu. Soyguncu bunu göremeyecek kadar acemi değildi ama aptal herif bunu bilmese de olurdu. Kapının dışına çıktığı an kurşunlar yağacaktı. Soyguncu da Yalın da bunu biliyordu ama Yalın yanındayken polisler ateş açamazdı.
Bu nedenle önden oğlanı sürüklerken kar maskesi ve kapşonunu düzeltip sertçe ittirerek yürütmeyi sürdürdü Yalın'ı.
Ancak polisler "Dur."ihtarı bile yapmadan kurşunları üzerlerine yağdırdığında köşedeki arabaya koşan soyguncu neredeyse yerlerde sürükleyerek ve nefessiz bıraktığı Yalın'ı ağlatarak ilerledi arabaya.
Uzun siyah bir jeepe sürüklenirken Yalın ağlamaktan ve korkudan dolan gözleriyle tiz bir çığlık savurduğunda ağzının üzerine kapanan uzun iri ellerle birlikte nefesinin içine kaçtığını hissetti. Yalın'ın gözleri irileşirken soyguncu adeta savururcasına onu arabanın ön koltuğuna fırlattı.
Kanıyordu..
Yalın ölecekti.
Kendi kanında ölecekti kurşun yarasıyla. Acıyla kendi kollarına ve ellerine baktı Yalın.
Bu şekilde ölemezdi.
Yalın korkuyla direksiyona sarılırken bir küfür savurup acıyla omzunu tutan soyguncunun sürücü yanındaki koltuğa bedenini savurduğunu gördü. Kurşunlar camları delip sıyırırken acıyla inleyen soyguncu "SÜRSENE AMINA KODUĞUMUN SALAĞI."diye inledi silahı Yalın'a çevirip tehditle savururken.
"B-Ben.."
Camı açıp ilerideki polislere doğru üç el ateş açan soyguncu sinirle oğlana kükremeye devam etti. "SÜRSENE ARABAYI."
"B-B-ben."dedi Yalın kekelemekten ve çarpan göğsünden nefes bile alamazken. "Ben kullanmayı bilmiyorum."
"GAZA BASACAKSIN."diye inledi soyguncu deri kahverengi koltukları kan kızılına boyayan omzunu tutarken.
Kurşunlar üzerlerine yağarken Yalın gözyaşının ve kendi burun akıntısının tuzlu tadıyla hıçkırarak ağladı. İki sene öncesine kadar ön koltuğa bile oturmayan bünyesi hayatında ilk defa sürücü koltuğundaydı ve kullanmak hakkında en ufak bir bilgisi bile yoktu. Anahtarı takıp çalıştırırken kendilerine koşan polislere bakıp inledi.
"Hukuka aykırı bunlar."dedi Yalın incecik ve ağlak bir sesle. "Ehliy.."
"SİKECEM BELANI."diye gürledi ayağını uzatıp Yalın'ın ayaklarını ezercesine uzatan ve tek koluyla direksiyona uzanan soyguncu.
"HADİ."
Araba adeta inlercesine hareket etmeye başlarken neredeyse düz bir duvardan tırmanıp öteki sokağa geçecek denli kuvvetli abanmıştı soyguncu. Araba bir sağa bir sola savrulup ormanlık alana geri dönerken Yalın hıçkıra hıçkıra ağlıyor , hapse girmese bile ölümün onu bekleyeceğini biliyordu. Nefes nefese yarasını tutan soyguncu kar maskesini savurup attığında Yalın onunla göz göze geldi.
Karamela rengine çalan esmer bir teni vardı. Hayatında gördüğü en ilginç esmer tendi bu. Gözleri kehribar sarısı rengi ile bal rengi kahve arasında gidip gelirken saçları da sarıya çalan bir renkte kahveydi. Hayatında daha tuhaf bir renk bileşimi görmemişti.
"DURDUR ARABAYI."diye inledi ormanlık alanda ağaçlara sürtüne sürtüne ilerleyen Yalın direksiyona ellerini vurup çırpınırken.
"SEN KULLANIYORSUN AMINA KODUĞUMUN SALAĞI."diye kükredi adam.
Yalın haline bakıp direksiyonu rastgele çevirirken çarpmamak üzere gaza basan adam gözlerini yumup acıyla tısladı. "Beni evine götür."
"N-Ne."diye gürledi Yalın. Yalın gürlediğini sanıyordu sert çıkarmaya çalıştığı sesiyle. Daha ziyade tiz bir fısıltı gibiydi sesi.
"Seni..."diye inledi oğlan kanlı omzunu tutup sinirle kızaran gözlerini dikerken. "Rehin aldım,rehinemsin."
"Hukuka aykırı bunlar."diye ağlarken kıpkırmızı yüzü ve ciğerden iniltisiyle hapsini düşündü.
Polislerden kaçmak,polislere silah çeken bir suçluya yardım etmek.... Ehliyetsiz araba kullanmak...
"Beni evine götür."diye fısıldadı ölümden keskin fısıltısı ve deli deli bakan kehribar bal gözleriyle oğlan silahın varlığını yine hatırlatırken Yalın'ın tenine dayayıp.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gangsta Paradise
RomanceBir silahlı ganster. Ve onun esir aldığı fazla düzen takıntılı "rehini". "Normal bir yaşam süremem,usüle göre yetiştirildim..."diye yineledi silahlı olan.