Badem Sütü

2.5K 255 129
                                    

Vote ve Yorum bırakmayı unutmayın ❤

Kardeşlik demek Doğan adına pek çok kavramın bir araya gelmesi demekti.
Sokaklara ait ,kimlik arayan gölgelerden ibaretken birbirine sıkı sıkı tutulmuş ruhlar demekti.
Ve Yalın bunu onun kehribarlarında görebiliyordu.

Kardeşlikten birileri apaçık bir biçimde ihanet içerisindeydi.
Dahası bu onlara "ağabey" ve "baba" olmuş,onlar için yol  gösteren adamlara yapılan hıyanetten daha acı vericiydi.
Bir mal kaybına değil,can kaybına neden olmuştu.

Doğan ve Yalın'ın bulunduğu odaya ilk olarak Alaz denilen kızıl saçlı gelmişti.
Oldukça hüsrana uğramış ve yol boyunca ağladığını belli eden kızarmış gözleriyle adımlamıştı odaya.
Yalın,Doğan'ın kehribarlarının çocuk gibi kaçtığını ,suçlu gibi sulu sulu dolduğunu görebiliyordu.

O eli silahlı bir kaçıktan fazlasıydı.
O eli silahlı ve nerede ne yapacağını bilmeyen savruk bir oğlandan fazlası değildi tam da o an.
Her ne kadar kendini rehin almış olsa
da Doğan kendi içerisinde de Tekcan kimliğini rehin almıştı.

Ve silahla değil duygularıyla kendi içerisinde esir ediyordu belli ki.

Kızılı görünce sıkılı çenesi ve dik omuzları daha asabi bir halde çattı kaşlarını.
Dolan gözlerine aldanmadan çelikten bir sesle gürledi.
"Gel,sen de beni katil olmakla...Ne bileyim bir şeylerle falan  suçla.. "

Gök ve orman rengi gözler ağırca oğlanı süzerken yavaşça Yalın ile göz göze geldi.
Apaçık bir müsade istemesiyle birlikte telaşla doğruldu Yalın yerinden.
"Ş-şey ben...Ben...Mutfağa insem..."

"Hayır!"diye kükredi Doğan hırsla.
"Rehinemsin,rehinem de yanımda duracak ..."

"Arkadaşın. "diye bastırdı ağır bir vurguyla Alaz denen kızıl.
"Mutfağa gitmek için izin almak zorunda değil,senden. Ve Tekin aşağıda. Yani kimse arkadaşına bir şey yapamaz."

"Onun ajan ve köstebek olduğunu düşünüyorlar !"dedi Doğan  hırsla.
"Sence aşağı inmesi olanaklı mı Alaca !"

"Ben öyle istiyorum."dedi Alaz tersçe.
"O da,öyle istiyor. Yani otur şuraya."

"Siktir olup  gidiyoruz biz."dedi Doğan hırsla silahına sarılıp.
"Bensiz bir yere  adımlamak yok!  Arabaya geç pamuk şeker boş boş bakma suratıma!"

"Hangi araba ?"dedi Alaz alayla.
"Tekinsiz'in benzin deposunu boşalttığı araban mı?"

"Buna hakkı yok !"dedi Doğan  öfkeden  patlayan boyun damarlarıyla.
"Buna..."

"Tıpkı senin hakkın olmadığı gibi."diye kestirdi Alaz.
"Bu evden kimse çıkmıyor...."

Şafak sökerken  açlıktan bayılmak üzere karnını tutup yavaşça odadan çıktı Yalın.
Zaten düzeni sekteye uğramış,rutinin dışına gidilmişti.
Bu yaşa tırnak kırılmadan gelmiş olsa  da Doğan'ın  hayatına girmesiyle her şey flu hale  gelmişti.

Yalın kimsenin evinde kalamazdı.
Dolaba dokunamazdı.
Başkasının pişirdiğini yiyemezdi.
Dahası kendi pişirirken " yedi" defa sudan geçirirdi sebzeleri bile.
Yedi defa yıkamazsa arınmış hissedemezdi.
Hatta yiyecek yıkamaya uygun sabunlarla....

Açlıktan kazınan midesiyle cinayet mahaline inerken elinde sigarayla herkesi tek hizaya  sokmuş sinirli  esmer adamın gürleyişini dinliyordu.
Onun bir bacağı hafif aksıyordu lakin belli belirsiz bir aksaktı bu ancak Yalın gibi takıntılı birinin fark edeceği bir detay gibi...

Yalın odadan ayrılınca Doğan sinirle bir küfür savurup mırıldandı.
"Çocuk tüm gece yanımdaydı ! Hem kimseye bir şey yapamaz ve..."

"Bu çocuğun bir adı var mı?"dedi Alaz alayla.
"Yoksa pamuk şeker mi kimlikte adı?"

"Yalın..."diye mırıldandı Doğan dalgınca.

"Hayatını karmaşaya soktuğun..."diye düzeltti Alaz ise.
"Tekcan,sen ne halt yiyosun farkında mısın? Adam kaçırma..."

"Beni gördü..."dedi Doğan yutkunup.
"Arkada mı bıraksaydım sik  gibi !"

"Onu buraya..."dedi Alaz alayla.
"Bülent'in terk edilmiş evine getirerek mi güvende tutuyorsun yani?"

"Burası Kardeşlik evi..."dedi Doğan sinirle.

"Burası sadece acil durumlarda kullanın diye vardı, buraya gelip sarhoş olun ve arkadan iş çevirin diye değil."diye mırıldandı Alaz.
"Ve senin odan da burada değil."

"Sizin evinizde."dedi Doğan hırsla.
"Yurtdışına gönderilmek istendiğim evde..."

"Neden buraya gelmemen  gerektiğini hatırlamış olduğunu...Hatırlamadıysan aşağıda cinayet mahaline bir daha bakıp idrak etmeni öneririm.."dedi Alaz anlayışla.
"Seni neyden uzak tutmak istediğimizi ve...:

"Alaca..."dedi Doğan kollarını beyaz boyna sarıp.
"Tekinsiz bana çok kızacak değil mi? Bir daha yüzüme bile bakmayacak ve
...."

"Sen ve Yalın kaynaklı olmadığını biliyor. Öyle bir ihtimal aklından geçmez..."diye fısıldadı Alaz oğlanı sarmalarken.
"Ama bu hala  sana kızgın olmasını engellemez. Sana bir şey oldu diye yolda ağaca çarpıyordu telaştan..."

"Bu evden çıkmamız lazım Yalın ile..."dedi Doğan mavilere minnetle bakıp.

"Hiç kimse çıkmayacak."diye yanıtladı Alaz.

"Alaz sen çıksan ?"dedi Doğan dudak büküp.
"Baba...Nolur..."

"Ne isteyeceksin?"dedi Alaz alayla.

"Kendime değil..."dedi Doğan dalgınca.
"Pamuk şeker sadece badem sütü içebiliyor sabahları ve muhtemelen acıktı ama söyleyemiyor...Alpro  içiyor... Gidip ona badem sütü alır mısın ? Çünkü..."

Alaz alayla oğlanı süzerken dalgınca yutkundu Doğan.
"Pamuk şekerin garip bir alışkanlık...Huyları falan var böyle...Ama badem süt olmadan kahve de içemem  dedi...Bide..."

"Hı?"dedi Alaz göz devirip.

"Annesini arayabilir mi? Ailesi endişelenmiştir..Yani ben uzun vermedim sözümü dinlemez şımarır diye...Sen konuştursana benim haberim yok gibi?"diye fısıldadı Doğan.

"Bu bakışı ve ses tonunu tanıyorum..."dedi Alaz dalgınca.
"Ama şimdilik susacağım."

"YARRAK MISINIZ OĞLUM EVE KİM GİRDİ  ÇIKTI  BI KAMYON ADAM NASIL DUYMUYONUZ!"

Tekin'in sesi yankılanırken yeniden mırıldandı Tekin.
"La ufak,sen geç şöyle kenara...Arada kaynama..."

Muhtemelen Yalın'a hitap etmişti ve Doğan endişeyle aşağı inmek üzere fırladı yerinden.

"Badem sütü..."dedi sinirle.
"Unutma...Bide...Sebzeli sandviç falan...Et tüketmiyormuş...."

Doğan telaşla adımladı salona....

Aydınlanması gereken bir cinayet vardı.
Ve Doğan'ın  anlamlandırması gereken bazı karmaşık hisler...

Gangsta ParadiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin