Vote ve yorum bırakmayı unutmayınız ❤
Kapılar kilitliydi.
Tek bir kişi çıkamaz.
Tek bir kişi giremezdi.
Biri ölü on üç kişinin bulduğu bu evde mutfakta ağlayanlar,salonda sinir krizi geçirenler arasında Yalın korkuyla bayılmıştı.Doğan onu sıkıca kavrayıp baygın oğlanı odaya çıkardığında bir küfür savurdu.
Tamam,bu kadarı onun için gerçekten fazlaydı.
Ve bir kez babalar haklı çıkmıştı.
Onu bu gece götürüp evine bırakmış olsa...
Bunlar yaşanmayacaktı.Doğan bir kez daha hata etmişti.
Yalın yatağa uzandığında baygın olmasına rağmen hıçkırık ve sayıklamalarla terlerken aklına gelen tek şeyi yaptı.
Bazı geceler sokaktaki gecelerini ya da üzerinde plastik eritilene kadar dövüldüğü çocukluk fragmanlarını rüyalarında da yaşıyordu.
Küçükken.
Henüz sekiz yaşındayken sokaktan ilk kurtulduğu zamanlarda özellikle iç çeke çeke inleyerek ağladığı geceler Alaca orada olurdu onun için.
Doğan ne zaman uykusundan kan ter içinde ağlayarak uyansa kızıl saçları,bembeyaz cildi ve renk şöleni gözleriyle tatlı bir tebessüm sunuyordu.Tam alnının ortasından kaş bölgesini narince okşarken güzel şeylerden bahsediyordu genelde.
Binlerce psikoloğun bile deva olmadığı kadar iyi geliyordu çocukken. Doğan o rüyaları görmüyordu.
Alnının tatlı tatlı okşanması ve Alaca'nın hep en güzel masalları anlatması...Burukca gülümsedi Doğan sulanan gözleriyle.
Tekinsiz genelde "Sinsirella, Pamuk Orospu ve Yedi Gavat, Saçıyla Eve Erkek Atanzel, Yavşak Prens, Estetikli ve Çirkin Yaratık..." diye komik ve belaltı masallar anlatırdı.
Doğan çok severdi.
Ama geceleri hep Alaca ve Binbir Gece Masalları kadar uzun hikayelerini severdi."Anlat..."diye mırıldandı Yalın ona sıkıca sarılırken.
Doğan alnını yavaşça okşarken seslice yutkundu.
Oğlanın kafa dağıtmaya ihtiyacı vardı.Düşünmemeye...
"B-ben.."dedi Doğan sarı saçları yastığa dağılırken.
"Ben...Korkunç bir kabus içinde doğdum..."diye fısıldadı.Yalın burnunu çekip gözlerini yumarken Doğan sakinleşmesi için yavaşça okşadı kirpiklerini.
"Yani...Anlattım...Ya sana.
Sokak çocuğuydum öyle. Aç tok. Çıplak ayaklı.
Mendil falan satıyordum. Satamazsam dayak yiyordum....Baya..Dayak yiyordum sürekli."Doğan burukca yutkunurken.
"B-benden küçükler satamıyordu onlar dayak yemesin diye onlara veriyordum parayı...Ben yiyordum. Çünkü bazen...Benden büyükler de ben satamayınca benim yerime dayak yerdi hep..."Yalın korkuyla yüzünü Doğan'ın omzuna gömerken dudak dişledi Doğan.
"Sonra...Bi gün...sahilde...Uyuyordum. İki adam beni buldu."
Doğan istemsizce gülümsedi.
"On sene evvelsi...Yani...Tekinsiz henüz topallamıyorken ve Alaca hala özgür kuş olmanın tadını çıkarıyorken...""S-sonra..."
"Beni buldular."dedi Doğan yutkunup.
"Ama ben korktum. Bilirsin. Sokaklarda..Gece gece iki adam sana yaklaşıyorsa...senden büyükler...Sana...Kötü şeyler yapabilir..."Doğan burun çekti.
"Sonra...Tekinsiz konuşunca..."dedi Doğan gözlerinden yaş damlarken.
"Onun da benim gibi özgür halkın çocuğu olduğunu anladım. O da güneşte fazla durmuştu..."diye gülümsedi.
"Ve konuştuğu Türkçe...Ben Roman'ım diye bağırıyordu.
Başka bir çingene çocuğu."Yalın merakla göz kırpıştırıp yutkunurken Doğan yutkundu.
"Sonra bizi dilendiren...Tüm adamları dolandırlar..."diye gülümsedi Doğan. "O paranın hepsini bize güvenli bir hayat yapmak için harcadılar...Bilirsin...Yurtlarda tutunamayacağız belli. Sokak çocukları. Ailelere yakışmayız..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gangsta Paradise
RomanceBir silahlı ganster. Ve onun esir aldığı fazla düzen takıntılı "rehini". "Normal bir yaşam süremem,usüle göre yetiştirildim..."diye yineledi silahlı olan.