0.2

154 27 128
                                    

"Biz sağ kalanlardan olacağız, her daim."

Chan'ı başıyla onayladı Jisung. Chan ise elini omzundan çekip onun baktığı tarafa döndü. Birkaç saniye sonra beyaz ışık ve insanlar görünmeye başlamıştı. Zemin aşağıya doğru ilerledikçe gördükleri insan sayıları da arttı. Hepsi merakla onlara dönmüş ve büyük bir kalabalık oluşturmuşlardı.

Üzerinde durdukları demir sağ kalanların durdukları zeminle eşitlendiğinde birkaç saniye beklediler.

Önde Chan, arkada Jisung olmak üzere yürümeye başladılar. Ayakları kumlu zeminden kurtulup metal zemine bastığında kalabalığın ortasından beyaz önlüklü biri çıktı ve elindeki silahı doğrulttu onlara. Kalabalık hızla geri çekildi ve adam gözlerini kısarak konuştu;

"Kimlersiniz ve Clèi size de bulaştı mı?"

Kalabalığın gözleri bir adamda bir de ikilide gidip geldi.

"Ben Bang Christopher Chan."

"Ben de Han Jisung, ve hayır ikimize de virüs bulaşmadı, eminiz."

Adam silahı yavaşça indirdi ve başını hafifçe kaldırarak onlara dik gözlerle baktı. Sonra yüzüne küçük bir gülümseme yayıldı.

"Sağ kalanlar yeraltı havalimanına hoş geldiniz."

Chan başıyla onayladı onu.

"Peki araba?" diye sordu orta yaşlı adama benzeyen bir başkası.

"İçinde bir sürü muhimmat ve yiyecek var."

Jisung cevabı ile rahat bir nefes alınıp verildi. Çünkü en çok ihtiyaçları olan şey silah ve yiyecekti. Kalabalık yavaşça dağılmaya başladığında sarı saçlı, Jisung'dan biraz uzun olan bir genç, Chan'ın sağ kalanların lideri olduğunu düşündüğü adamın yanına gitti. Jisung geri dönüp arabayı çalıştırdı ve yine bir başka adamın emirleriyle yaklaşık 5 arabanın bulunduğu bir yere parketti. Geri döndüğünde Chan liderle konuşmaktaydı.

Oraya yürürken ortalığı inceleme fırsatı buldu. Tavan 4 metre yükseklikteydi ve zemin 350-400 kilometre kareydi. Uzunlamasına olan büyük kenarda insanlar için oluşturulan kumaş ve demir birleşimi yaşam kapsülleri bulunmaktaydı. Her kenarda en az altı kapı bulunmaktaydı ve en büyüğü hemen sağında bulunan üç metre uzunluğunda, bir metre genişliğinde metalden bir kapıydı. Üzerinde de büyük bir kilit sistemi vardı.

Burası geniş olmasına rağmen sadece insan barınımı için fayda sağlıyordu. Yaklaşık 24 kapının ardından muhimmatlar, yiyecekler, eşyalar bulunması muhtemeldi. En azından Jisung öyle düşünüyordu.

Adımlarını ilerleterek Chan'ın yanına ulaştı.

"Yani meslektaşız, burayı ne zaman tasarladığını ve yerin altına koyduğunu merak ediyorum açıkçası."

Jisung Chan'ın sözlerini kesmeden elini omzuna koydu ve konuşmaya başlayan lideri dinledi.

"İlk önce İncheon kadar büyük olan bir metal yığınını koymak için denizi kullandım. Denizin altında ilerlettim ve önceden kazdığım yere yerleştirdim. Sonra iç tasarıma orda devam ettim. Polis ve bilim adamları yaptıklarımdan haberdardı. Herhangi bir felakete karşılık buradaki uçağa binip uzaklara yol alacaktık. Bu amaçla yapıldı ve şimdi amacına ulaştı sanırım."

"Elbette ulaştı. Buradaki tüm insanların hayatın kurtaracak kişi siz olacaksınız."

"Ah sadece ben değilim, kesinlikle. Bir sürü etken ve insan var. Açıkçası bir yandan da övülmeyi sevmem."

Liderin söylediği şeye güldü Chan. Bu adam onun kafa dengi gibi duruyordu.

"Jisung, bu Bay Gong Yoo."

Clèi |Chanlix [ara verildi] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin