Peach bubble tea and espresso with extra shot⁸

275 44 12
                                    

(Finale üç veya dört bölüm kaldı, o yüzden sizden isteğim yorum yapmanız çünkü şu sıralar moralim gerçekten çok bozuk. Finallere çalışıp aynı zamanda da burayı boşlamak istemediğim için bölümler yazıyorum ama değer görmüyor malesef ki. Üzülüyorum gerçekten)

İyi Okumalar

Aynanın karşısında kaç dakikadır kendimi süzüyordum bilmiyorum. Niomi ile benim odamdaydık, akşama abimlerle yiyeceğimiz yemek için hazırlanıyorduk ve ben yine her zaman ki gibi aşırı gergin hissediyordum. Üzerimde siyah bir mom
jean, onun üstünde de eteklerini pantolonun içine soktuğum aynı renkte boğazlı triko kazağım vardı. Saçlarımı salık bırakmıştım ve bu benim için yeterli olmuştu. Niomi'nin vanilyalı lipbalmından dudaklarıma sürerek iç çektim.

Gözlerim çalışma masamda ki dijital saate takıldığında Niomi'ye dönerek "hazırsan aşağıya inelim, saat yaklaşıyor." dediğimde yarıya kadar balık sırtı örüp tepeden at kuyruğu yaptığı saçlarını sıktı. Onun da üzerinde bej renginde bir jean vardı ve paçaları boldu, üstünde ise kahverengi bir sweet vardı. Normal, 16 yaşında ki genç kızlar gibi görünüyorduk.

"Hazırım," dediğinde çantalarımıza gerekli olan her şeyi koyup çıktık odadan. Merdivenlerden tek tek inerken aşağıdan işittiğimiz sesler de netleşti. En son basamağı da indiğimizde abimin bakışları bizi bulmuştu.

"Oooo," dedi Johnny kaşlarını havaya kaldırırken, onun verdiği tepkiyi hak edecek ahım şahım bir tipimiz de yoktu ama o sırf centilmenlik olsun diye bunu yapıyordu. Ona yarım ağız sırıtırken Jaehyun "bugün iki güzel genç kız ile yemeğe çıkacağız. Magazinlerden kaçınsak iyi olur." dediğinde Niomi bir anda paniğe kapılır gibi oldu. Jaehyun da bunu fark etmiş olacak ki "şaka yapıyorum, buna bir daha izin vermeyiz. Sizin için sakıncalı." diyerek göz kırptı.

"E hadi çıkalım o zaman." Annem ve babam ortalıkta gözükmezken askılıktan aldığım kot ceketimi üstüme geçirerek siyah spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Abim merdivenin başında kolunu uzattığında yaptığı harekete göz devirip girdim koluna.

"Çok klişesin Nakamoto Yuta," dememle 'hah'layarak saçlarını savurdu. "Senin klişe dediğine düşecek binlerce insan var." dedi, sonra kulağıma doğru eğilip "birisi de arkamızda." dediğinde dönüp arkama baktım. Niomi kendisine kolunu uzatan Jaehyun'un koluna girmişti ve birazdan bayılacak gibi duruyordu. Mark ise o bilindik gülüşüyle yanında ki Johnny'nin koluna acımadan geçirirken iç çektim.

Rönesans tablosu gibiydi resmen.

****

Geldiğimiz şık restoranın vip bölümünde sessiz sedasız yemeğimizi yerken hâlâ üstümde bir gerginlik vardı. Tamam kabul, bu restorant baya korumalı ve az sayıda insanın gelebildiği pahalı bir restorandı ve açıkçası böyle bir yere geldiğimizde üstümüzde ki kıyafetlerin az kalacağını anlamıştım.

Öyle de olmuştu zaten.

"Ee Niomi," diye söze başladı Mark, yanımda tabağında ki yemekle cebelleşen arkadaşım ise kendisine seslenmesi ile bir anda başını kaldırıp baktı karşısına. "bazı kuşlar bize hayranımız olduğunu söyledi de..merak ettim bende, nasıl başladı bu?" Niomi Mark'ın sorusu ile aval aval suratına bakıp ardından abimi gösterdiğinde bana bir gülme geldi.

better than me°Nakamoto Yuta ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin