cuma günkü oyundan sonra dream hızla beni arabasına götürdü. bu gece pizza almaya gitmeyeceğimiz belliydi.
yine de randevumuz için heyecanlıydım. arabalarla dolu büyük, çimenlik bir alana girdik. güneş daha yeni batmıştı ve hava şimdiden soğumuştu.
arabada sinema..bir gün wilbur'a buraya gitmeyi ne kadar çok istediğimden bahsetmiştim, sanırım dream oradan hatırlıyordu.
"oh clay..buna bayıldım" diye fısıldadım.
arabasının arkasındaki koltukları katladı ve battaniyeleri sererek arabasının arkasındaki dev projektörden sevimsiz bir romantik komedi izlememizi sağladı.
büyük öpüşme sahnesinde ona baktım, bu tarz sahneler beni hep garip hissettirirdi. ona baktığımı hissedince gözleri bana döndü. bana doğru eğildi ve yumuşak bir şekilde yanağımdan öptü.
öpücükleri boynuma ve aşağısa doğru kayarken "clay..." dedim gerginlikle. köprücük kemiğimin yakınlarına sert bir ısırık bırakırken nefesimi kesti.
cevap olarak mırıldandı, düşüncesizce bir yandan bileğimdeki bilezikle oynuyordu.
"teşkkür..ederim" bununla birlikte benden hafifçe uzaklaştı ve oturuşunu dikleştirdi, ben de öyle yaptım. elini nazikçe yanağıma koydu.
"çok daha fazlasını hak ediyorsun george"
ona sarıldım, arabanın arka koltukları pek soğuk sayılmazdı ama o kesinlikle sıcacıktı.
"sana hak ettiğin her şeyi vermek istiyorum, lütfen erkek arkadaşım ol george."
şok içinde sarılmadan geri çekildim.
"bunu çok isterim" dedim yumuşak bir sesle.
filmin geri kalanını izlemeye zahmet etmedik ve yiyecek almaya gittik. atıştırmalıkları arabasının tepesinde yerken, yıldızları görebiliyordum. hava rüzgarlıydı, bu yüzden ceketini omuzlarıma koydu.
sanırım onu seviyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sickly sweet | dreamnotfound
Fanfictionaşk karşı konulamaz bir duyguydu. ve o, en yakın arkadaşına olmaması gereken duygular besledi. dnf #1