31 Aralık

95 12 11
                                    

31 Aralık


Direksiyonun arkasında Johnny'nin olduğu bir arazi cipi dağ evinin önüne park edene kadar, Taeil en iyi arkadaşının çıkagelip onlara katılacağına dair ne kadar az umut beslediğini fark etmemişti. Dışarı çıkarken farklı bir çeşit sıcaklık yayıldı göğsüne – ancak henüz onlara ulaşamadan yanından depar atarak geçen heyecanlı bir Donghyuck tarafından kenara itildi.


"Yetiştiniz!" Ebeveynlerinin üstüne atılıp kollarını onların etrafına sararken seslendi. "Sizi çok özledim!"


Johnny araçtan inerken yüzünde büyük bir sırıtış vardı. Onlara doğru yürüdü ve Donghyuck'un saçlarını karıştırdı. Gülerek kendi kucaklamasını almak için kollarını açtı.


"Umudumu yitirmek üzereydim az daha." dedi Taeil en yakın arkadaşı kardeşini bırakıp Taeil'i kemik kırıcı bir kucaklamanın içine çekerken.


"Ah, asla." dedi Johnny. "Seni sonsuza kadar Donghyuck'un insafına terk etmezdim." Taeil'e tekrar bakmak için geri çekildi. "Hoş küpeler, bu arada."


Taeil gözlerini devirdi, yüzüne doğru bir kızarıklık yükseliyordu. "Takmam için ısrar ediyor."


"İyi görünüyorlar." dedi Johnny gözleri Taeil'in yüzünü tararken. "İyi görünüyorsun. Mutlu."


Taeil inkar etmek için herhangi bir neden görmedi, bavulları almak için cipin bagajını açtı. "Öyleyim."


"Ah, Taeil." İki elinde birer bavul, hep birlikte merdivenleri çıkarken Johnny'nin annesi ona gülümsedi. İnanılmaz derecede oğluna benziyordu, ancak boyu gözle görülebilir şekilde daha kısaydı. "Her zamanki gibi çok yardımseversin. Bizim yokluğumuzda Donghyuck'a çok iyi göz kulak olduğundan hiç şüphem yok."


Taeil önden geçmeleri için kapıyı açıp yana çekildi ve ne kadar kaygılı olduğunun belli olmamasını umdu. "Her zaman."


Sonrası kolay geçmişti. Johnny'nin ailesi onu hep sevmiş, ona aralarında istendiğini ve hoş karşılandığını hissettirmişti her zaman. Büyük bir ziyafet hazırladılar, Taeil de mutfakta yardımcı oldu. Sırf Donghyuck'un ailesini etkilemek için olmadığı birisiymiş gibi davranmaya çalışmak zorunda kalmamak hoştu. Kendini kanıtlamaya çabalamak zorunda olmaması her şeyi biraz daha kolaylaştırıyordu. Ancak diğer bir yandan, her şeyi biraz daha karmaşık bir hale de getiriyordu – bu insanlar senelerdir tanıyorlardı onu. Nasıl bir tepki verirlerdi onu ve Donghyuck'u... öğrendiklerinde...


"Hediyeler!" Donghyuck herkesi oturma odasına iterken seslendi. Dağ evinin ne kadar gösterişli olduğu konusunda Taeil'in en başta olduğundan daha az etkilenmiş görünüyorlardı ancak yine de manzara hakkında iki üç yorum yapıldı. Bu kadar uzağa seyahat etmelerinin sebebi buydu, hazır fırsatını yakalamışken keyfini çıkarmalılardı.


"Şu ağaca bakın!" Johnny'nin annesi şaşkınlıkla sesli bir nefes aldı ve fotoğraf çekmek telefonunu çıkardı. "Kocaman! Tüm bunları ikinizin kendi başınıza yaptığınıza inanamıyorum."


"Evi Noel havasına sokmak istedim." Donghyuck açıkladı, kolları hediye paketine sarılı kutularla doluydu. Milyoner bir popstar olmasına rağmen her bir hediyenin 20 yaşındaki bir genç adam tarafından paketlendiği apaçık ortadaydı. Çok fazla bant, bazı alanlarda yeterince hediye paketi yokken diğer kısımlarda gerektiğinden çok daha fazla kağıt... Taeil sevimli olduğunu düşündü. "Şimdi oturun ve hediyelerinizi açın!"

12 Days of Christmas | hyuckilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin