Yeni yıllll...umarım hepinizin yılı çoook güzel geçer. Hepinizin yeni yılı kutlu olsun✨
__________________________________"Masal, kaç yaşındasın?" Cevap vermemiştim. Sesim içime kaçmış çıkmıyordu.
"Sana soru sordum!" Herkes bize bakmaya başlamıştı şimdi. Üstelemedim ve cevap vermek için ağzımı araladım. "Yirmi üç"
Memnuniyetle başını salladı. Yeni bir müşteri geldiği için yerimden kalktığımda, kalkmama izin vermedi.
"Otur" "Ama müşteri?" Adam İdil'e bir kafa işareti ile müşteriye bakmasını işaret etti. Yavaş bir şekilde tekrar masaya oturmamı söyledi. Masaya oturdum ve hiç bir şey demeden karşımda ki adama baktım. İki şişeyi de açıp birini kendine, diğerini bana uzattı.
"İç" "Ben içmi-" "İtiraz etme, iç" Sinirlenip bir anda vodkayı kafama diktim. Hiç durmadan bir dikişte hepsini içtim. Şişeyi şiddetli bir şekilde masaya çarptım ve kalkıp gittim.
İdil şaşırmış bir şekilde Masal'ı izliyordu. Masa da oturan adam çok sakindi ve bu iki kızı da geriyordu. İdil ani bir hareketle Masal'ın yanına gitti.
"Masal sen kafayı mı sıyırdın!?" "Ne var ya. O adam kim? Daha bana doğru dürüst bilgi vermeden adamın yanına götürüyorsun. Oyun mu bu İdil? Oyun mu!? Adını, kim olduğunu söylemiyorsun, günaydın, oyun oynamıyoruz İdil, kendine gel!"
Dayanamamış bağırmaya başlamıştım. Ben bağırmamı bitirdiğim zaman İdil sadece özür dilermiş gibi bana bakıyordu.
"Karan, Karan Arslan. 32 yaşında babasından kalma holding sahibi. Patronluk dışında adamlarına mafya işlerini yaptırıyor, ama kendisi elini hiç sürmüyor. Bazı insanları öldürttüğü biliniyor. 2 ağabeyi var. Kayra Arslan ve Hüseyin Arslan. Anneleri hayatta değil. Bir trafik kazasında ölmüş. Kadınlara yüz vermez, ama belli ki sen onun dikkatini çekmişsin." "Ne?" "Üzgünüm.."
Yerimde kalakalmıştım. Ne demek benden etkilenmişti? Derin nefesler alıp bunun bir teori olduğuna inanarak odadan çıktım.
Geldiğimde o adam da dahil birçok kişi çıkmıştı. Diğer garsonlarla birlikte masaları sildim ve saat 22.30 gibi çıktım. Bugün; hem çok yorucu, hem de çok ilginç geçmişti. Metroya bindim ve eve gittim.
Babam evde yoktu. Demek ki hâlâ pavyonlarda kadınlarla oynaşıyordu. Duş almam lazım ama o kadar yorgunum ki üstümü değiştiremeden sızmıştım.
{...}
Sabah kalktığım da saat daha 7.23'tü. O kadar yorgun olmama rağmen çok erken uyanmıştım. Mesai daha 10.45'te başlıyordu. Biraz daha uyumaya çalıştım ama nafile, uyuyamadım. Kalktım ve duşa girdim. Sıcak duşun ardından üstümü giyinip babamın odasına girdim.
Babamın yatağı dün baktığım gibiydi. Eve gelmemiş. Kaşlarımı çattım ve odama girip telefonumu elime alıp babamı aradım.
Üç kere aradım ama hiç birine bakmadı. Normalde aradığımda açar en azından sayıklar geri kapatır, bende onun iyi olduğunu anlardım. Babam beni hiç bir zaman önemsemedi ama ne yapabilirim ki, babam o benim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karan
Jugendliteratur"Sen sadece bana aitsin derken dalga geçmiyordum. Şimdi ne demek istediğimi anladın mı?" Üzerimdeyken büyük bir sinirle konuşuyordu. O her konuştukça sigara kokusu ciğerlerime siniyor, rahatsızlık veriyordu. "Cevap ver!" Hâlâ cevap veremezken iki b...