TAMAMLANMAYAN EV

936 67 9
                                    

Kapının alacaklı gibi çalınması ile huzurlu uykumdan sıçrayarak kalkıp, hızla yerimde dikleştim.

Elimi yüzüme atıp sıvazlarken, nefesim yine daralmaya başlamıştı.

"Aç kapıyı Güney artık!" Diye bağıran ev sahibinin sesini duyduğumda korkuyla kalkarak yatağın altına sıkıştırdığım kira parasını alıp, hızlı adımlarla kapıya ulaştım.

"Geldim, geldim!"

"Nerdesin yine sen!?" Diyerek beni dövecek gibi bakan adama gözlerimi dikip yutkunmuş ve ellerimi birbirine sararak özür dilemeye başlamıştım.

"Abi kusura bakma, uyumuşum kaç gündür uyuyam-"

"Kes" diyerek elini kaldırarak beni durdurup, kaldırmış olduğu elini iki yana sallayarak bu konunun onu gram ilgilendirmediğini belirtmişti.

"Özür dilerim" dememle kafasını sallayıp avcunu bana doğru uzattı ve açıp kapattıktan sonra "Kira günü ver parayı" dedi sertçe.

"Al abi" diye eline verdiğim bir avuç parayı sayıp kafasıyla memnun mırıltılar bırakarak bir adım geriledi.

"Aferin sana, hiç aksatmıyorsun bu kira işini, yoksa seni hemen evden atardım biliyorsun" dediğinde bu fikrin kafamda canlanması bile beni korkuttuğu için hızla kafamı salladım onu onaylamak adına.

"Hadi bakalım öbür ay görüşürüz" dediğinde hemen onu onaylamış ve gözden kaybolduğunda korkuyla kapıyı kapatmıştım.

Elimi göğsüme koyup kapıya yaslanarak, popom yere değene kadar kaydıktan sonra gözümden akmaya başlayan yaşları sildim.

Korkuyordum, bu adamdan, bu apartmandan, bu küçük daireden deli gibi korkuyordum.

Derman bu evi terk ettiğinden beri her bir zerresinden korkup, nefret etmiştim ama buradan kurtulamıyordum da.

O gittikten sonra uzun süre boyunca hiçbir şey yapmadan beklesem de sonrasında belki kendime gelirim diye her bir noktayı temizlemiş, düzenlemiştim ama hiçbir işe yaramamıştı.

Hala eksikti ve Derman tekrar bu evin bir bireyi olana kadar da tamamlanmayacaktı.

Yerimden zorla da olsa kendimi kaldırıp, Derman'ın hep küçücük olduğunu söylediği ayaklarımı sürüyerek yatağıma doğru ilerledim ve çekmecenin üzerindeki siyah kaplı defteri elime aldım.

Arasından çıkan annemin fotoğrafı içime küçücük bir ferahlık hissi yayarken sanki bir elması tutuyor gibi fotoğrafı avuçlarımın arasına aldım.

"Annem" diye ağlamaya başladıktan sonra küçük fotoğrafı öpüp koklayarak aynı kelimeyi tekrar ediyordum.

Belki annem yanımda olsaydı bu kadar acı çekmezdim.

Beni dizlerine yatırır saçlarımı okşayarak beni sakinleştirirdi küçükken yaptığı gibi. Mis gibi krem kokan elleriyle gözlerimin yaşlarını silip, sırtımı sıvazlayarak bütün acımı alır, bir bulut gibi gökyüzüne çıkarırdı.

Ama annem de, hiç görmediğim babam da ve bana her türlü sevgisini gösteren sevgilim Derman da beni terk etmişti.

Tüm sevdiklerim beni terk ederken güzel günlerin geleceğine inanmam sadece aptal bir hayal olurdu.

Gözyaşlarım artık bitmeye başlayınca son kez burnumu silip annemin fotoğrafını özenle yerine yerleştirdim ve siyah kaplı defterimin boş beyaz sayfalarından birini açıp, yazmaya başladım.

Acımı alacak tek yol buydu benim için. Eski anıları yazıp, o günlere giderek buruk mutluluklar yaşamak.

YARIM / GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin