GERÇEKLER

726 63 24
                                    

Zamansız çalınan kapıyla birlikte sarılı olduğum battaniyeyi bırakmadan o tarafa doğru yöneldim.

Derman gelmiş olamazdı çünkü daha dün gelmişti, diğer aya kadar eve uğramayacağına emindim. Ev sahibinin gelmesine de yaklaşık bir hafta vardı ve onlar hariç kimsem olmadığı için de beklediğim bir misafirim yoktu.

Bu nedenle korkarak kapının deliğinden baktığımda tanımadığım bir insanı görmemle ürkmüş ve geriye çekilmiştim hemen.

"Güney!" Diye bağıran adamın yutkunarak gitmesini beklerken devamında söylediği kelimeler zorla da olsa kapıyı açmama neden olmuştu.

"Ben Anıl, seninle birkaç dakika konuşabilir miyiz?"

Kapıyı araladığımda gördüğüm yakışıklı yüz, kıskançlıktan çok üzülmeme neden olmuştu. Belki onun kadar yakışıklı biri olsaydım Derman beni bırakmazdı ve mutlu olurduk.

"Girebilir miyim?" Diyen adamı kapıda beklettiğim için utanarak hemen yana kayıp geçmesini bekledim.

"Buyrun"

İçimden dün evi temizlediğim için kendimi kutlarken, onun içeri geçtiğini görünce kapıyı kapatarak yanına adımladım.

"Çay, kahve bir şey yapmamı ister misiniz?" Diye sorduğumda yüzüme bir böcekmişim gibi bakıp kafasını iki yana salladı.

"Yok zaten hemen konuşup gideceğim" dediğinde onu onaylayıp oturduğu koltuğun karşısına geçtim.

"Açık konuşacağım seninle Güney" dedikten sonra boğazını temizleyip devam etti. "Derman'ı bırak artık"

Duyduğum cümleler gözlerimin yine dolmasına neden olurken yutkunup devam etmesini beklemeye başladım.

"Gördüğün gibi artık biz birlikteyiz, hatta evlenmeyi düşünüyoruz yurtdışında ve sen bir yük gibi Derman'ın ve benim omuzlarımdasın"

"Ben onu seviyorum ve doğal olarak onun eski sevgilisi ile görüşmesi sinirimi bozmaktan başka bir işe yaramıyor, üstüne bir de her ay sanki bebek besliyor gibi para gönderiyor sana ya!" Diye bir anda sesini yükselttiğinde yerime sinmiştim korkuyla.

"Bıktım bu saçma durumdan artık!" Diye gittikçe yükselmeye devam eden sesiyle konuşmasını sürdürdü.

"O seni bırakmıyor anladım, vicdani bir yükü var sana karşı belli ve bu yüzden ona kızamam ama sen onu bırakabilirsin"

Sinirle elini yüzüne atıp sıvazladı ve devam etti.

"Git ya git! Git kendine yeni bir ev bul, başka bir yere taşın ama bırak artık yakamızı"

Cümlelerin devamını duyamazken Derman'ın sırtında ne kadar büyük bir yük olduğumu tekrar anlamıştım. Gözlerimden yaşlar usul usul süzülürken karşımdaki adamın bağırışlarını duymayarak bir iki bibloyu ve çerçeveyi kırıp, evden çıkmasını buğulu gözlerimin ardından izlemiştim.

Gözlerimden yaşlar damlarken daha net gören gözlerimle birlikte yere düşmüş olan çerçeveyi görünce dizlerimin üzerine çökerek avuçlarımın arasına aldım.

Bu fotoğrafı Derman ve ben ilk defa lunaparka gittiğimizde çekinmiştik. Zaten bunun dışında da fotoğrafımız yoktu. Hep anı yaşamamız gerektiğini düşündüğümüz için fazla fotoğraf çekinmemiştik.

Ah ne kadar da büyük bir aptallık, böyle olacağını bilseydim eğer sonumuzun, daha da fazla fotoğraf çekinirdim.

Elimi kırık çerçevenin kenarlarına atıp, parmaklarımın kanamasını görmezden gelerek çıkardım ve Derman'ın yüzünü okşadım.

"Artık zamanı geldi" diye arkamdan konuşan hayali Derman'a küçük bir gülümseme ile karşılık verip ayağa kalktım.

"Artık zamanı geldi"

YARIM / GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin