Siyah ve kırmızı tonlarından oluşan büyük bir oda. Odanın ortasında büyük kare ve siyah olan bir masa. Masanın üzerinde ise bir harita ve küçük atlar var. Savaş oyununa benziyor.
Başımı yatağa geri koydum ve gelen kokuyla mest oldum. Bu koku tanıdık geliyordu ancak düşünmeye bile üşeniyordum.
"Rahat mı bari?"
Duyduğum tanıdık sesle yavaşça doğruldum.Kızıl şeytan.
Kızardığımı hissediyordum. Hatta biliyordum, Ateş'in kırmızı gözleri yanaklarımda takılmıştı.
"Benim burda ne işim var?" dediğimde ateş hâlâ beni izliyordu. Sırtını duvara yaslamıştı ve öyle yüzüme bakıyordu. Gözlerimin içine değil, kızarmış yanağıma, boynuma, dudaklarıma.
"Dudağın kanıyor." diyip odadan hızlıca çıktı. Evet soruma cevap vermemişti. Bu yüzden onu öldürmeyi not etmeliyim.
Aradan yaklaşık 4-5 dakika sonra elinde ilk yardım çantasıyla geri döndü. Bağdaş kurup oturduğum yatağa o da oturdu. İlk yardım çantasından batikon ve pamuk çıkardı. Pamuğun üzerine biraz batikon döktü ve dikkatlice dudağıma dokundurdu.
Kalbim... neden bu kadar hızlı atıyorsun? Beni öldürmek mi hissediyorsun?
Ben onun kırmızı gözlerine odaklanmışken o ise sadece dudaklarıma odaklanmıştı. Pansuman yaptığı pamuğu aldı ve siyah komidinin üzerine koydu. "Anlat bakalım, gecenin bir yarısı ormanda ne yapıyordun?"
Cevap versene Carmen. Neden konuşmuyorsun? "Beni ormanda bulduğuna göre sende ormana gitmişsin. Peki sen söyle Ateş, gecenin bir yarısı ormanda ne yapıyordun?" dediğimde masum bir tebessüm yerleşti dudaklarına, daha sonra bu masum tebessümün yerini sinsi bir sırıtma aldı.
"Sen beni mi merak ettin?" dedi eliyle saçlarımı dağıtırken.
Lanet olsun yanaklarım! Biraz söz dinleseniz ölür müsünüz? "Sen de beni mi merak ettin yani?"
"E-ettim yani... yani... yani kraliçemizsin öyle değil mi?" dedi. Ne yani beni sadece kraliçesi olduğum için mi merak etmişti?
Üzülmüştüm ve ayrıca kırılmıştım da. Üzüldüğümü Ateş de fark etmişti. Ateş derin bir nefes aldı. "Üzgünüm. Aslında seni merak ettiğim için evine gelmiştim ama evinde yoktun. Ben de biraz kafayı dinlemek için ormandaki ağaç evime gittim. Yerde uzanmış yatıyordun ve kafan kanıyordu. Kötü bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Sadece evime getirdim."
Kıkırdadım. "İnandım." dediğimde çakma bir sinirle yüzüme baktı. Oturduğu yataktan kalktı ve önümde eğildi.
"Artık önünde eğilmeli miyim? Kraliçem." sırıttım. "Önümde bir daha eğilip bana kraliçem dersen ağzının ortasına bir tane geçiririm." bunu dememle önümde eğilmesi bir oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elfler ve Periler
FantasiEski çağlarda yaşanmış olan büyük bir savaşta kaybolan tahtın son varisi. Okula yeni başlayan Carmen, büyük bir intikam ateşinin ortasında kaybolduğunu ve bu büyük ateşte nasıl yanarak kaybedeceğinden habersizdi. "Ruhlarımız...