-Anıl Ayaz Saygın-
Başım, acıyor. Neden acıyor? Öldüm mü yoksa? Bu acı!
Başımı yastıktan zar zor kaldırıp neler olduğunu anlamaya çalıştım. Ancak başımın ağrısı katlanılacak gibi değil.
"Burası da neresi?" dedikten sonra başım daha çok ağrıdı. Dudaklarımdan küçük bir inilti döküldüğünde Carmen koşar adımlarla içeri girdi.
"Ayaz! İyi misin?" Çok telaşlı duruyor. Ne yani yoksa bana bir şey olucak diye mi telaşlı?
"Carmen? Burasıda neresi?" bunu sorduktan sonra etrafı incelemeye başladım. Kız odası olamayacak kadar dağınıktı. Her yerde üst üste dizilmiş elfler hakkında kitaplar vardı. Çalışma masasının üzerinde ise yine kitaplar, diz üstü bilgisayar ve içki şişesi mi? Nasıl yani yaşı tutmuyor ki?!
"Burası odam. Ne o, nereye bakıyorsun?" sorusunu sorduktan sonra başını baktığım yere doğru çevirdi. Ardından tekrar bana dönüp "arada sırada kafa dağıtmak için içiyorum." diye cevapladı.
"Peki benim burda ne işim var? yoksa beni bayıltıp yatağa mı attın?!"
"Evet Ayaz ben, ben üzgünüm hislerime karşı gelemedim." gülümsemişti. Ne kadar da şirin gülümsüyor ağzını yediğim...
"Biraz bekle hemen geliyorum." dedi ve odadan hızla çıktı. O çıkar çıkmaz bende yataktan kalktım ve odasını daha detaylı bakmaya başladım. Çatı katında kalıyordu ve bu yüzden yatağın üstünde cam vardı. Ayrıca çalışma masasının camıda muazzam bir manzaraya bakıyordu. Camı açtığımda buranında çatıya gittiğini fark ettim, ayrıca evinin etrafı kiraz ağaçları ve erik ağaçları ile çevriliydi. Bahçesi yem yeşildi ve salıncak vardı. Gerçekten Carmen'in zevki güzelmiş.
"Daha bahçemde görmediğin bir yer daha var. Ben evde pek durmam genelde oraya giderim."
Ona bakmadan "bana orayı gösterecek misin?" diye sordum.
"Elbette, neden göstermeyeyim?" Arkamı döndüm ve elindeki ilk yardım çantasına baktım. "Yatağa yatman gerekiyor başına pansuman yapıcam." dedi, dediğini yapıp yatağa yattım. O da yatağa oturup biraz üzerime eğildi ve başımdaki bandajı çıkardı.
Yaramı çok dikkatli temizliyordu. Canım bile yanmamıştı. Batikonlu pamukla işi bitince kafamı sargı beziyle sardı.
"Canın acıdı mı?"
"Hem de çok, bir dahakisine daha dikkatli yap şu pansumanı. Yapmasını bilmiyorsan söyle ben yaparım." Bunu neden dediğimi ben de bilmiyorum. Ama Carmen'e bir şey söyleyecekken hep böyle oluyor.
"Sen ve şu aptal kötü çocuk havaların iyice sinirimi bozmaya başladınız. Bir dahakisine veririm kendin yaparsın!"
"Şaka yaptım. Hadi ama hemen küsemezsin. Küstün mü yani?" çocuk bu, biraz büyüse keşke.
-Carmen Diaz-
Çocuk gibi davranıyor. Yakında altını da bezleyeceğim. "Şakayı zeka seviyesi yüksek olan kişiler yapar. Sen neden yapıyorsun?"
"Carmen sende hemen küsüyorsun," kaşlarını çatmıştı.
"Ben küsmüyorum üstün zeka sana sinirleniyorum." kaşlarımı çatmıştım.
Ben bunu dediğimde yataktan kalktı bana doğru yaklaşırken "başım,"dediğini duydum ve ardından tekrar yatağa düştü.
"Ayaz!" telaşla yanına geldim ve başını tekrar kontrol ettim. Gözlerini sımsıkı kapatmıştı canı acıyor gibi duruyordu. "Ayaz iyi misin?" Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elfler ve Periler
FantasyEski çağlarda yaşanmış olan büyük bir savaşta kaybolan tahtın son varisi. Okula yeni başlayan Carmen, büyük bir intikam ateşinin ortasında kaybolduğunu ve bu büyük ateşte nasıl yanarak kaybedeceğinden habersizdi. "Ruhlarımız...