11.bölüm

2.2K 184 89
                                    

merhabaa, uzun zaman oldu maalesef ki :( AMA GERİ DÖNDÜM!!

çok fazla ghost reader var,, onları yok etmemiz, oy veren yapmamız lazım arkadaşlarrr!! satır aralarına güzel parmaklarınızdan yorumlar bekliyorum 💜

iyi okumalar!

&&&

Hastalık.

Hastalıklar. Günümüzde rayına oturtulamamış, insanlığın sınanması olan en büyük sorunlardan biriydi.

Bebekler de, çocuklar da, yetişkinler de, yaşlılar da ölüm tehlikesi taşıyan, canlının işleyişinin bozulması demekti hastalık. Kime vuracağı, kimin hastalık ile arasında ki savaşı kaybedip, kazanacağı belli olmuyordu.

Jeon, koridorlarda nasıl koştuğunu, eski kocasının yanına nasıl geldiğini bile bilmiyordu. Delirmişti. Mühür acısından hafif ateşi vardı, halsizdi, vücudu bitkin düşmüştü ve zar zor ayakta durmaya çalışıyordu hala. Sınanması bitmiyordu, bitmeyecekti. Hayattı bu.

"Ne oluyor? Carla nerede? Jimin, konuşsana." Koridorlarda sıralanmış deri sandalyelerde oturan vitaya yönelip konuştu.

"Ben-ben bilmiyorum. Ço-çok öksürüyordu Jungkook. Kollarında morluklar vardı, anlamadım gerçekten, buraya getirecektim direkt ama bayıldı. Birden bayıldı, ne ol-" Jungkook'un sarılması ile daha fazla ağlamaya başladı. Hıçkırıkları durmak bilmiyordu, sözünü kesip duruyordu. Gerçekten çok korkuyordu. Canının bir parçasıydı kızı. Birtanesiydi.

"Geçecek Jimin. Geçecek, biz yanındayız. Doktor ile konuştun mu?" Karşılığında olumsuz baş sallaması aldı delta.

Yanlarında ki danışmanın uzattığı peçeteyi aldı, ıslak, hafif tombul yanakları sildi. Ne yapacağını bilmiyordu bile, kendisininde gözlerinden yaşlar akıyordu farkında bile değildi. Birkaç dakika sonra Jungkook'un babası, bu hastanede çalışan Bay Jeon gözüktü. Delta unuttuğu detay ile afallayarak alfa adama bakarken babası ikilinin önünde durdu.

"Merhaba çocuklar. Durumu öğrendiğim gibi ben müdahale etmek istedim."

"Nesi var peki? Birden öyle oldu, küçük o daha, neyi olabilir ki.." deltanın kolu beline sarılmasaydı ayakta bile duramıyordu vita.

Bay Jeon, tedirginlik okunan gözlerle eski çifte baktı. "Carla'nın durumu sandığımızdan ciddi. Testlere bakılırsa o bir lösemi hastası."

"Ne.." Jungkook'un ağzı açık kaldı, beyni idrak dahi edemiyordu. Sapasağlam kızına hasta diyordu babası olacak herif. Yalan söylüyordu, kesinlikle yalan söylüyordu. Kızı iyiydi, birazdan gülerek çıkacaklardı, inanıyordu.

"Yalan söylüyorsun! Sen hep yalancıydın zaten! Bırakamamışsın ki bu huyunu, ama ben inanmıyorum artık. Benim kızım çok iyi, nerede o?!" Kendisini tutan Jimin'i, babasını geçmeye çalışıyordu. Kızı onu bekliyordu gülerek, biriciğine ulaşması gerekiyordu. "Bırakın beni!" Yaşlı gözlerle hareketlerini durdurmaya çalışan vitaya döndü. "Jimin, kızım beni bekliyor, niye bırakmıyorsun.."

"Kook, sakin ol lütfen, lütfen yalvarırım." Ellerinde gevşeyen adamı sandalyeye oturttu. Önüne çömeldi ve dövmeli ellerini tuttu. "Geçecek tamam mı? Kızımızın bize ihtiyacı var ama sakin olalım ben de sen de, tamam mı bebeğim?" Uslu bir çocuk gibi başını sallayan adamın elini öptü, avuç içlerini okşamaya başladı.

Çabucak kabullendiği falan yoktu. Aile içi olaylarda daha çok aklı başında tarafın kendisinin olduğunu biliyordu, Jungkook'un ne kadar hassas olduğunu da. Bir süreliğine acısını içine atabilirdi, son zamanlarda ki gibi. Hem haberlerde, internette önüne çıkan bültenlere göre çocuk yaşında iyileşmeleri daha kolay oluyordu, inanıyordu kızına, güçlüydü, babaları gibi.

for her | jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin