"Beni kandırdığının farkında mısın?"
"Kandırıldığının bu kadar erkenden farkına varman çok güzel."
"İnanamıyorum. Saftın ama sen..."
"Evet, saf oldaydım sen beni kandıracaktın."
"Yani değilsin?"
"Malsın."
"Hey!" Yoongi hâlâ kafası karışıkken aldığı hakaretle sinirlenip sandalyesinden ayağa kalktı. "Vazgeçtim ben, iptal edelim anlaşmayı."
"Hiç güleceğim yoktu." Taehyung alayla Yoongi'ye oturduğu yerden bakmaya devam ederken derin bir nefes aldı ve oturduğu yerden kalktı. "Eveet, en güzel kısma geliyoruz!" Yoongi, karşısındaki yakışıklı, zengin ve bir o kadar da kurnaz adama şaşkınca bakmaya başladı. "Ne kısmı ya, istemiyorum ben vazgeçtim diyorum." Taehyung, kendisinden kısa ve sevimli çocuğun yanına ulaşıp koluna girdi ve atölyeden çıkıp arabasına doğru ilerlemeye başladı. "Banka hesabına gönderdiğim parayla saniyesinde borçlarını silmeyi biliyorsun ama? Sahi aptal çocuk, o kadar borcu bu kadar genç yaşında nasıl yaptın?"
Yoongi yenilmişlikle derin bir nefes verirken omuzlarını düşürdü ve yere bakarak yürümeye başladı. "Zaten benim borcum değil. Ölen babam ve amcamın borcu. Onlar yüzünden sürünüyorum şu hayatta. Tanrı da bana acıdı da saf bir zengin olarak seni gönderdi sandım ama anladığım kadarıyla burnum yine boktan çıkmayacak." Taehyung kıkırdamasına engel olamazken arabasının kilidini açıp ilk Yoongi'yi oturttu. Sonra da kendisi yerine geçerek arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı. "Sonuç olarak borçların ödendi, hem de kendini paralamadan oldu bu."
"Evet ama illaki bu paranın bedelini alacaksın benden. Nasıl alacağını bilmediğimden dinmeyen heyecanım yüzünden çok gergin ve mutsuzum. Neyse yalan söylemeyeyim aslında çok mutluyum. Anca götümü vererek ödeyebileceğim borcu yakışıklı bir pırlanta tasarımcısı sayesinde ödedim. En kötü yine götüm gider ama çirkin ya da yaşlı bir bunağa gitmez." esmer olan duyduklarıyla şaşırmadan edemezken kahkahasını da tutamıyordu. "Tanrım! Yoongi seninle çok eğleneceğiz."
"Ona ne şüphe, kendimi sattım bir nevi. Hatta bedenimi sattım ben direkt. Cidden bana beleş barınma, beslenme ve giyinme sağlayacaksın öyle mi? Üstüne üstlük para verdin bunun için bir de. Bence salak, mal ve aptal olan sensin." sinirlerinin gerildiğini hisseden Taehyung elinin altındaki direksiyonu sıktı. "İlk olarak konuşmalarına -özellikle bana hitap ederkenki kelimelerine- dikkat et. Etmezsen de görürsün aptalı, sana neler yapıyor." Yoongi ne diyeceğini bilemeyip başını cama çevirerek yolu izlemeye başladı. Arabada sessizlik hakim sürerken Taehyung hafifçe boğazını temizleyerek yavaşça firene basarak arabayı durdurdu. "Geldik, in." yakışıklı esmeri ikiletmeden Yoongi usluca arabadan inip montunun içinde kaybolmayı umursamayarak Taehyung'un yanında bitti. Taehyung yanındaki kısa bedeni süzüp ilerlemesi için belinden hafifçe itekledi ve onu bir butikten içeri soktu.
"Jiminie! Ben geldim."
Jimin plastik mankenin arkadından fırlayarak Taehyung'a sarılmak için hamle yaptığı sırada Taehyung onu durdurup geriledi. "Yine yer yerinde iğne var Jiminie! Sana nasıl sarılmamı bekliyorsun?" Jimin kıkırdayıp üzerindeki ceketi çıkardı ve bu sefer öyle şansını denedi. Esmer olan ikna olup Jimin'e kollarını sardığında yanlarındaki Yoongi sessizce onları izliyordu. Ardından sarılmaları biten iki arkadaş geri çekildiğinde Jimin Yoongi'yi fark eder etmez gözleri ve ağzı kocaman açıldı. "TAE BULMUŞ-" Taehyung hızla arkadaşının ağzını kapatıp onu Yoongi'den uzaklaştırdı ve kulağına doğru fısıldadı. "Ona bahsetmedim daha. Anlaşma karşılığı yanımda. Sonra anlatırım her şeyi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DIAMOND {TaeGi}
FanfictionYarı text yarı düzyazı bir TaeGi fici. İlk bölümden konuyu anlayacağınıza eminim. Keyifli okumalar dilerim~ İlk Yayım: 31 Aralık 2021 Son Yayım: 20 Ağıstos 2023 #2-yoontae