Yarı text yarı düzyazı bir TaeGi fici. İlk bölümden konuyu anlayacağınıza eminim. Keyifli okumalar dilerim~
İlk Yayım: 31 Aralık 2021
Son Yayım: 20 Ağıstos 2023
#2-yoontae
-öhm slm. Bu bölümle ficin 1k olmasını kutluyorum~ wuhu!
-hikâyenin ortasındaki takıları koyma sebebim daha rahat anlayın diyeydi çünkü her biri hakkında uzun uzun betimleme yapsaydım bayardı gibi geldi bilmiyorum. İsterseniz bundan sonraki takıları betimler ve fotoğraflarını da bölüm sonuna koyarım.
-neyysee. Değinmek istediğim diğer konu ise... Aklımdaki takıları bulamıyorum :') o yüzden bir süre bunlarla idare edeceğiz :'')
-arkım medyadakini dün gece bana attı 🥲 hiç beklemiyordum 🥲🥲
-teşekkürler iyi okumalar efenim!
***
"Hyung..." Yoongi raflardaki pırlantalardan gözlerini alamazken ağır adımlarla Taehyung'un arkasından ilerliyordu. "Hyung..." parlak elmaslardan gözlerini alamayıp sayıklamaya başladığında Taehyung gülüp onu üst kata çıkarttı. Kendisi çalışma masasına geçerken Yoongi de etraftaki pırlantaların güzelliğinden aralık kalmış ağzını kapatarak çalışma sasının karşısındaki tekli koltuğa yerleşti.
"Parlak şeyleri seviyorsun sanırım, hm?" genç olan dudaklarını birbirine bastırıp hafifçe başını salladı. Az önceki hareketlerinden utanmıştı ister istemez. "Pekâlâ, gel bakalım yanıma. Sana başlangıç olarak birkaç küçük parça deneyelim. Ondan sonra sana yakışan modeller göre yenilerini yapacağım." Yoongi gitgide artan heyecanıyla yerinde duramazken çekinerek Taehyung'un yanına adımladı. Esmer olan çekmecelerden çıkardığı takı kutularıyla başında dikilen gence dönünce Yoongi de ona baktı.
"Seç bakalım, zevkini merak ediyorum."
Yoongi'nin heyecanının yanına gerginlikte eklenince dudaklarını dişleyip kolyelere baktı. Hepsi göz alıycı ancak kendisinin dikkatini çeken tek bir kolye vardı. Nedense o kolyeye karşı bir sıcaklık hissetmişti. Son kez önündeki şaheserlere göz gezdirdi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Parmağıyla ucunda sadece küçücük bir taş olan kolyeyi işaret ettiğinde Taehyung, Yoongi göremese de içten bir şekilde gülümsedi ve yıllar önce, Yoongi'yi ilk gördüğü zaman onu düşünerek tasarladığı kolyeyi eline aldı. Sade, basit ama kişinin taşımasına göre de "yeterliyim" diyen bir kolyeydi. Yani Yoongi içindi sadece. Uzun olan ayaklanmış ve kısa olanın arkasına geçerek kolyeyi boynuna takmıştı. İkili hâlâ arkalı önlü duruken Taehyung ellerini Yoongi'nin omuzlarına koyup sol taraflarında kalan boy aynasına çevirdi.
"Sadece senin taşıyabileceğin bir kolye bu. Ben bile taksam boynumda sönük kalır ama sen takınca... Parlıyor. Parlıyorsunuz." Yoongi tek kelime dahi edemezken gözleriyle boynundaki ince zincirli küçük taşlı kolyeyi süzdü. Eliyle de taşa dokununca içinin ısındığını hissetti. Ardından omzunun üzerinden kendisini izleyen bedenle aynada göz göze geldi. "Teşekkür ederim." esmer olan gülümsemiş, ardından minik omzu pat patlayıp geri sandalyesine oturdu.
"Bunların hepsi senin. Sen al bu kutuları beni arabada bekle." kapaklarını kapattığı kutuları Yoongi'nin ellerine tutuşturup çekmeceli uzun dolaplarını karıştırmaya başladı. Açık tenli birkaç saniye büyük olanı izlemiş ve ardından dediğini yerine getirerek adabaya gitmişti. Taehyung da Yoongi'nin okulda takabileceği birkaç sade takı seçtikten sonra küçüğünü bekletmemek adına arabaya adımladı. Evde ona denetmek istediği birçok kombin vardı...
*** -buraya yazacak bir şeyim başta belirttim zaten.
